Vedat ÖNAL

Kayseri'nin merkezinde iki büyük kilise ve düşündürdükleri

Vedat ÖNAL

Kayseri Merkezinde biri Caferbey mahallesindeki Kayseri Surp Krikor Lusaroviç Ermeni kilisesi ve diğeri de Kayseri Lisesi’nin kadim binasının karşısında Meryem Ana Kilisesi bugün burası şehir kütüphanesi olarak işlev görüyor.

Surp Lusaroviç Ermeni Kilisesi ise hala kilise ve yılda bir defa ayin için ermeniler buraya geliyorlar. 19. Yüzyıla kadar sömürgeciler Osmanlıya karşı özelliklede İngiliz vahşi sömürgecilerinin kışkırtmasıyla ayaklanıp bağımsızlık peşine düşmelerine kadar “Milleti Sadıka” olarak kabul edilen Ermeniler.
 
Yaklaşık 1000 yıl boyunca Kayseri özelinde olduğu gibi Ermenisi, Rumu, Müslümanı bir arada yaşadılar. Ve bu 1000 yıl boyunca ne Ermenilerden ne de Rumlardan ne efendimiz aleyhisselama nede müslümanların inancına ne hakaret ne aşağılama olmadı. Anadolu toprakları adeta Ermenilerin, Rumların koruyucu mekanı oldu. Kimden güya kendi dindaşı olan Katolik Kilisesi yani papalıktan. Batıda da bizde de namuslu tarihçiler şunu itiraf eder ki; Selçuklu ve Osmanlı olmasaydı Ermeni milleti diye bir millet olmayacaktı.
Ve aralarında öyle saygılıydı ki o insanlar, Müslümanı, Ermenisi, Rumu Osmanlı tebaası olmaktan gurur duyar birbirlerine sahip çıkarlardı. 
Bir Ermeni veya Rum Ramazan aylarında öğle yemeği yapmazdı Müslüman komşularımıza kokar rahatsız olurlar diye. Bu toprakların çocuklarıydı, aptalca bir ulus devlet, içi boş bir milliyetçilik peşine düşmeselerdi. 
Ve bu yüzden hem bizim insanımıza büyük acılar yaşattılar hem de 1000 yıl yaşadıkları bu toprakları terk etmek zorunda kaldılar.

100 YIL ÖNCE ULUS DEVLET İDEOLOJİSİYLE DÜNYAYI DİZAYN EDEN ŞEYTANİ AKIL YİNE İŞBAŞINDA

100 yıl önce ulus devlet sistemini dünyaya pompalayıp insanları kuru bir faşist ideolojinin peşine takanlar, 100 yıl sonra benzer bir kandırmacayla artık ulus devlet düzeni bitti tek dünya devleti kuralım, dünyayı tek elden yönetelim diyorlar. Şeytanlıkları hiç bitmiyor yani.
100 yıl boyunca yazılan tarih kitaplarında hep ulus devletçi bir dünya görüşünü pompaladılar. Oysa Selçuklu ve Osmanlının dünyası bambaşkaydı. İlhamını Efendiler Efendisinden alan yani kısacası Medine İslam devletinin adeta bir kopyasıydı bu iki devlette. 

Oysa bizler şu anda emperyalistlerin baktığı ve bize de zorla taktığı gözlüklerle bakınca, o dünyaya huzur getiren yüzlerce yılı anlayamıyoruz tabii. Daha doğrusu modernizmin batıl ideolojileri ile iğdiş edilmiş beyinlerimiz algılayamıyor gerçekleri.

KENDİ TOPRAĞINA İHANET EDEN ERMENİ VE RUMLARLA AYNI ZİHNİYETTELER

Ve bugün de içimizde, bizden gözüken ama bu topraklarda bir zamanlar tıpkı emperyalistlerin oyuncağı haline gelip kendi insanlarına çok acılar yaşatan Ermeni ve Rumlar gibi kendi yaşadığı toprağa hakaretler yağdıran insan müsveddeleri var maalesef.

Kendi lanet olasıca reklamını yapmak için efendimize hakareti, Müslümanı aşağılamayı bir görev bilen lanetliler bunlar. Kimse kusura bakmasın bazılarının anladıkları dilden konuşmak gerekiyor. Hristiyanlıktaki gibi bir yüzüne vurana öbür yanağını çevir mantığı Müslümanlar için geçerli değildir. Hele ki Efendimiz aleyhisselam söz konusu olduğunda.

Ve bu lanet olasıcalar medyada, iletişim organlarında köşeleri tutmuş toplumda karşılığı olmayan ancak sesleri çok çıkan tipler maalesef. Sesleri çok çıkıyor evet ama birazda bizim Müslümanların pısırıklığımızdan ve bu alçak adamlar geberip gidince o bedenlerini hakaret ettikleri insanların musalla taşına getirtiyor. Aziz Nesin gibi bir mertliği de ortaya koyamıyorlar maalesef. Efendimize hakaret ederek, kendi lanetlik reklamlarını yaptırma derdindeler. Evet Diyanete çağrımızdır bu insanları kayıt altına alın ve camilerimizin musalla taşlarına getirmeyin. Cem evlerinden mi kaldırıyorlar nereden kaldırıyorlarsa kaldırsınlar. Bakalım bu kadar pervasız olabilecekler mi?. Vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları