Aşura Günü'nün Mesajı: Kerbelâ'dan Gazze'ye Birlik ve Direniş Vurgusu
İslam dünyasında derin izler bırakan Kerbelâ hadisesi, Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure Günü'nde bir kez daha zulme karşı birlik ve direniş vurgusuyla hatırlandı.
Bu mübarek gün, tarihin en acı olaylarından biri olan Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt’in şehadetini anmakla kalmıyor; aynı zamanda İslam ümmetine birlik, kardeşlik ve zulme karşı durma çağrısında bulunuyor.
Aşure Günü'nün, Hazreti Nuh’un gemisinin karaya oturmasından Hazreti Musa’nın kurtuluşuna kadar birçok peygamberin hayatında dönüm noktası olan hadiseleri barındırdığını hatırlayarak; bu günün İslam inancında ayrı bir yere sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Aynı zamanda Kerbelâ faciasının da bu gün yaşanmış olması, Müslümanlar için Aşure Günü’nü hüzün ve direnişle özdeş bir tarihe dönüştürüyor.
Kerbelâ'nın bize en büyük mesajı; zulme karşı birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Eğer bu mesajı hayata geçirmezsek, İslam coğrafyasında hüznün ve matemin en acılı hikâyeleri yaşanmaya devam edecektir. Maalesef bugün, başta siyonistlerin vahşi saldırıları altında olan ve on binlerce masum insanın katledildiği Gazze olmak üzere; Halep'ten Yemen'e, Doğu Türkistan'dan Arakan'a kadar İslam ülkeleri ve beldeleri adeta birer Kerbelâ olmuştur. 7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde açlığa ve ölüme terk edilen Gazze halkı, adeta günümüzün Kerbelâ'sını yaşamaktadır. İki buçuk milyarlık İslam dünyası ise Hazreti Hüseyin’i Kerbelâ'da yalnız bırakan o günkü Müslümanlar gibi, bugün Gazze’yi yalnız bırakmıştır. Bu durum, Müslümanlar olarak Kerbelâ'dan gerekli dersleri almadığımızı gösterdiği gibi içinde bulunduğumuz acıklı hâli de gözler önüne sermektedir.
Bu anlamda Aşure Günü, sadece bir matem günü değil; özgürlük, adalet ve erdem yolunda verilen mücadeleyi hatırlatan, Müslümanlar arasında vahdet ve uyanışı hedefleyen bir bilinç gününe dönüştürülüyor. Bugünü hakkıyla idrak etmek ise Kerbelâ’yı doğru anlamaktan geçiyor.
Bakmadan Geçme
