• Haberler
  • İnsanlığa Uzanan Yardım Eli: İHH

İnsanlığa Uzanan Yardım Eli: İHH

Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği'nin Çalışmalarıyla ilgili Ali Tokluman ile bir söyleşi yaptık.

“Afrika’ya yardım için ilk yıllarda gidildiğinde arkadaşlarımızın hatıratlarında şu tür şeyler yazdıklarına şahit olduk. ‘Beyaz adam Afrika’da nefret edilen fırsat bulunduğunda öldürülmesi gereken unsurdur. Siyah adam için beyaz adam kötü ve sömüren adamdır.’ Bu zamana kadar Beyaz tenden hiçbir Müslüman oraya gitmemiş. Bugüne kadar Afrika’da halktan insanlar bu adam hem beyaz hem Müslüman olacak iş değil ve tabi bu adam hem beyaz hem yardım yapıyor hiç olacak iş değil diyorlardı.”

Yerel olarak hiçbir ülkede şubesi olmayan ve resmi olarak İstanbul dışında hiçbir kuruluşunun olmadığı İHH İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyet yaptığı 5 kıta ve 100’ün üzerinde ülke var. Bu faaliyetler hangi kanallarla ve nasıl sürdürülüyor. İHH’nın Kayseri’de ki faaliyetleri nelerdir? Bu faaliyetler nasıl yürütülüyor? İHH tüm bu çalışmalar için nasıl kaynak buluyor? Mavi Marmara olayı sonrasında şehitlerimizle ilgili hukuksal süreç başlatıldı. Bu doğrultuda İsrail’den de özür geldi. Şuan ki hukuksal süreç ne durumda? İHH İnsani Yardım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Tokluman ile yaptığımız özel röportajda bu soruların ayrıntılarını bulabilirsiniz.

1-) İHH İnsani Yardım Vakfı nasıl bir kurum, neler yapar, vakfı nasıl anlamalıyız?

İHH’nın Kayseri’de ki faaliyetleri nelerdir?

İHH İnsani Yardım Vakfı İstanbul’da kurulmuş herhangi bir şubesi olmayan bir vakıftır. Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği de isminden de anlaşılacağı üzere biz derneğiz. Onlarda İstanbul’da Vakıf olarak görev yapıyorlar. Kayseri İHH Yardım Derneği tüzüğüne ilave edilmiş olan partner kuruluşlar edinebilme ve o kuruluşların projelerine ortak olabilme gibi bir yetkisi yeteneği söz konusu… Bu manada İHH İnsani Yardım Derneği, İnsani Yardım Vakfı İstanbul’un logosunu ve İHH olarak ismini kullanma müsaadesini almıştır. Aslında bu resmi değildir ama herhangi bir şekilde şikâyette de bulunulmaktadır. Yani logoyu ve ismi kullanmamıza izin vermişlerdir. Bu manada bizde İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yurtiçinde ve yurtdışında olgunlaştırmış olduğu projelere proje ortağı olarak katılıyoruz. Hukuki ve resmi anlamda hiçbir bağımız yoktur görev birlikteliğimiz vardır.

3-) 16-31 Mart tarihleri arasında her yıl düzenlenecek olan, ‘Dünya Yetim Günleri’nin ilkini, Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği olarak Erciyes’te düzenlediniz. “Dünya Yetim Günleri” çerçevesinde ne gibi faaliyetler gerçekleştirdiniz ve gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz?

Şimdi genel anlamda İnsani Yardım Vakfı, yurtdışında yaklaşık 110 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu faaliyetlerin ana omurgasını yetim çalışmaları oluşturuyor.  Çünkü dünyanın birçok noktasında her an bir çocuk yetim kalmakta. Özel anlamda İHH’nın şöyle bir çalışması var; İHH İnsani Yardım Vakfının omurgasını oluşturan kurucu insanlar Müslüman insanlar. Bu insanların İslam’ın emri gereği dünya üzerindeki öncelikli hedefleri yetimleri korumak ve kollamaktır. Ondan artan bir enerji olursa bir başka dine müntesip olan insanlarında yardımlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Bu manada yurt içinde ve yurtdışında İnsani Yardım Vakfı’nın üretmiş olduğu yetim projesine yurtdışında ve yurtiçinde ya da yurtdışında herhangi bir savaştan sel felaketinden, doğal afetlerden kaynaklanan sebeplerle ortaya çıkan insani mağduriyetleri giderebilmek adına bölgemizdeki ve ülkemizdeki insanlara bu yardımlarla projeleri duyurarak ortaya bir ayni ve nakdi yardım potansiyeli oluşturmaktayız. Bu potansiyeli de ihtiyaç sahibi insanlara yönlendirmekte ve özel anlamda Kayseri İnsani Yardım Derneği Vakfı’nın İstanbul’da ve yurtdışında üretmiş olduğu projelere bütünden katılmaya çalışıyoruz. Fakat vakfın bilgisi dâhilinde de Kayseri’de İnsani Yardım Derneği, Kayseri’ye özel yetim çalışması yapıyor.  Bu manada İHH ile Türkiye genelinde gönüllük hukukuna göre partnerlik yapan sanırım 4-5 tane daha dernek var. Onun dışında gönüllü hukukuna göre çalışan kurumsallaşamamış gönüllü potansiyeller var. Bunlar Türkiye genelinde Kayseri’nin ortaya koymuş olduğu yurtiçi bölgesel yetimlerin organizasyonlarına benzer organizasyonları bütün Türkiye genelinde yapmaktalar. Dolayısıyla Kayseri’de şuan 110 aile şahsında yaklaşık 210 Kayserili yetimlerin bu memlekette yetimlere dönemlerine, mevsimlerine göre ya da sürekli ayni veya nakdi yardım yapılmakta. Bu manada halkımızın genelinde İnsani Yardım Vakfı İHH’nın genellikle yurtdışına çalıştığına dair bir imaj var. bu tamamen doğru değil. Çünkü biz Kayseri’de ki yetimlere de bakmaya çalışıyoruz. İhtiyaç sahibi insanlara da bakmaya çalışıyoruz.  Fakat bulunduğumuz bölge ve ülke yardıma gittiğimiz ülkelerden çok daha zengin olması dolayısıyla ağırlıklı yardımlarımız illaki yurtdışına yönlendirilmiş oluyor.

Sanırım yurtiçindeki çalışmalarınız kamuoyuna yansımıyor ama yurtdışında yapılan yardımlar kamuoyuna yansıdığı için kamuoyun da yardımların sadece yurtdışına yapıldığı algısı oluşuyor.


Belki de o noktada yurtiçinde yaptığımız faaliyetleri kayseri kamuoyuna duyuramadığımız için böyle bir şeyde ortaya çıkıyor olabilir. Ama şu anda Kayseri’de gerçekten çok ciddi manada yettim çalışması yapıyoruz. Kayseri’de ikamet eden kendisi dul kalmış hanımefendinin kaymakamlıktan, tapudan ve nüfus idaresinden resmi evraklarını aldıktan sonra gerçekten eşini kaybetmiş olduğuna kanaat ediyoruz. Sonra mevcut yetimlerin haberine göre ve elimizdeki imkanlara göre bu yetimlerin bayramlardaki hazırlıklarına okul kırtasiye ihtiyaçlarına göre yardımlar yapıyoruz. Eğer ihtiyaçları ekonomik anlamda çok daha fazlaysa her ay 90 lira olmak üzere bu yetimlere nakdi yardımda bulunuyoruz. Bunun yanında mesela Kayseri’de bir şekilde insanımız herhangi bir sözünün yerine gelmesinden dolayı adak kurbanları hasıl oluyor. Bu her gün karşımıza çıkabiliyor. Haftada bir iki tane bu şekilde bizlere terbiye edilen kurbanları biz kestiriyoruz. Kestikten sonra evlerimizdeki dipfrizde paketlenmiş şekilde bulunduruyoruz. Her ayın son cumasında yetim anneleri paralarını tahsil etmek üzere geldiklerinde onlara mutlaka ailenin nüfus potansiyeline göre bir ya da iki paket etlerini veriyoruz.  Çok mağdur olanlara aylık iaşe yardımında bulunuyoruz. Bunun yanında Kayseri İHH Derneği mülteci çalışması yapıyor. Kayseri bölge olarak Türk emniyet teşkilatının mülteci bekletme yerlerinden biri… Potansiyel mülteci bekletme yerlerinden biri olmasından dolayı Kayseri’ye gönderilmiş bir şekilde memleketlerinden kaçmış birleşmiş milletlerde mülteci statüsünü kazanamamış ama Türk emniyet teşkilatı da bir şekilde onu yurtdışına atamamış insani şartlardan dolayı kısmi bir göz yummadan kaynaklanan sebeple herhangi bir geliri de olmadığı için bu insanların sokak ortasında kalmamaları adına bu durumda olan insanlara yardımcı oluyoruz. Şuan da yaklaşık olarak 350 tane mülteciye de bir şekilde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bunu da Kayseri Emniyet Teşkilatı’nın bilgisi dahilinde yapıyoruz.



4-) Yerel olarak hiçbir ülkede şubeniz yok. Resmi olarak İHH adına hiçbir kuruluşunuz yok ama faaliyet yaptığınız 5 kıta da 100’ün üzerinde faaliyet gösterdiğiniz ülke var. Bu faaliyetlerinizi hangi kanallarla ve nasıl sürdürüyorsunuz?

Dünyanın herhangi bir ülkesinde bu tür bir faaliyeti yapabilmeniz için önce partner kuruluş tesis etmeniz gerekiyor. O ülkede örnek verecek olursak, Afrika’da çalışacaksınız Afrika’da sizin standartlarınıza uygun güvenilirlik arz edilmiş referansları tesis edilmiş sizin gibi yardım kuruluşlarından en doğrusunu buluyorsunuz. Onunla partner anlaşması yapıyorsunuz. Türkiye’den kurbanda yada herhangi bir ihtiyaç olduğunda o bölgede herhangi bir yardım götürmeniz gerektiğinde o partnerle birlikte hareket ediyorsunuz. İHH’ya o partnerler yardımcı oluyorlar. Rehberlik ediyorlar. Bunun karşılığında da onlar o bölgedeki fakirlere bizim elimizle yardımcı oluyorlar. Bu manada dünyanın herhangi bir ülkesine gitmezden önce mutlaka o bölgenin o insan topluluğuna ait o bölgedeki insanlara yardımcı olmak üzere kurulmuş vakıf yada dernekleri partner olarak seçiyoruz. Bunun yanında İHH’nın yaklaşık 16 yıllık kuruluş hikayesi var. Bu süreç içerisinde İstanbul’a gelen uluslar arası anlamda İstanbul’da okuma faaliyeti eğitim faaliyeti gösteren dünyanın muhtelif  ülkelerine sahip öğrencilerin Türkçe, Arapça, İngilizce bilmeleri dolayısıyla o öğrencilerle kontak kurup onların  ülkelerine döndüklerinde bizimle irtibatlı halde kalmalarını sağladığımız unsurlarda var. Bunlardan daha çok faydalandığımız oluyor. Çünkü onlar Türkiye’yi de tanımış oluyorlar. Kendi memleketlerini zaten biliyorlar. Bu noktada tabiî ki bir ülkeden başka bir ülkeye yardım götürmek oldukça zordur. Biz bazen yardımları buradan götürüyoruz ama yüzde doksanın üzerinde yapılacak yardımı bulunulan bölgedeki ülkeden yada komşu ülkeden satın alıp veriyoruz. Bir örnek verecek olursak geçen ramazan bayramında son dönemde Türkiye’nin de gündemine giren Myanmar’ın baskısıyla Arakan’da oluşan sıkıntının, insanların katledilmesi ve yurtlarından kovulmasından kaynaklanan sıkıntılar nedeniyle yardımda bulunduk. 225 ton eğer yanılmıyorsam pirinç dağıtıldı. Sırf Eğer biz pirinçleri Kayseri’den satın alıp buradan götürecek olsaydık nakliye navlundan kaynaklanan bir sürü maliyet çıkacaktı. Türkiye’de bir kilo pirinç 2.5 lira seviyesinde ama Bangladeş’te Pakistan’da Hindistan’da 75 kuruş veya 65 kuruş. Dolayısıyla hem 3 katı daha fazla pirinç alabiliyorsunuz hem nakliye navlun gelirlerini sıfırlama seviyesine getiriyorsunuz. Dolayısıyla yapılacak tüm yardımları o ülkenin yada o ülkenin komşusu olan ülkeden tesis etmiş oluyoruz.


Bu şekilde sanırım hayrı yaparken de bir anlamda israfı da önlemiş oluyorsunuz.

Ben esnafım ticaretle uğraşıyorum. Kendi şirketimde kar edebilmek için helal olan bütün imkânları kullanmak için uğraşıyorum. Ama İHH’da yapmış olduğum sorumluluk ve görevden dolayı gerçekten insan kendi şirketindeki hassasiyetinden daha fazla hassasiyet taşımak zorunda hissediyor. Kendi şirketinizde bazen bir bardak kırıldığı zaman ben kazandım ben kırdım deme lüksünüz belki söz konusu olabiliyor. Ama ümmeti ilgilendiren bir kıymeti harcarken çok dikkat etmeniz gerekiyor. Onun için maksimum seviyede hassasiyetler benim şahsımda şu an birlikte çalıştığım arkadaşların hepsinde mevcuttur. Bir kuruşu herhangi bir şekilde zayi etmemek için aklımızın erdiğince gerekli hassasiyeti gösteriyoruz.

 

 

5-) Peki, İHH tüm bu çalışmalar için nasıl kaynak buluyor?

Tabi bulunduğumuz bölgedeki insanlara yapılan işleri ve yapılması gerekenleri birebir reklam ederek duyurarak birebir çalışmalarla ortaya koyarak. Tabi bir bölgede çalışabilmek için o bölgenin insanını tanımanız gerekiyor. Anadolu insanı çok kıymetlidir, Anadolu’da çok müstesna bir karakter yapısı ve inanç söz konusudur. Yüksek derecede vicdan ve merhamet sahibidir Anadolu insanı… Komşusu aç yatarken kendisi tok yatan kişilerden olmaz. Komşusunu gözetir, yardımseverdir. Hani bazen yurtdışında çalışan Anadolu insanın bireyleri vardır, işte Avrupalı, Almancı diye tabir ederiz bu insanları… Oraya gittiklerinde batı felsefesinde batı medeniyetinde arkadaşa bir bardak çay ikram etmenin muhatabın kerizliğinden kaynaklandığının anlayışının söz konusu olduğunu ifade ederler. Ama Anadolu’da bir bardak çay ısmarlanmaması ayıptır. Onun karşılığının beklenmesi de ayıptır. Bir şekilde yolunun düşmüş insanların karnı doyurulmadan gönderilmesi ayıptır. Dolayısıyla medeniyet ve felsefe farkı vardır. Bu noktada Anadolu insanı ihtiyaç hissedildiği zaman kendisi bir parça ekmeğini bırakır geri kalanını verir. Bu yüzyıllardır böyle olmuştur. Bu toplumun töresi,alışkanlıkları budur. İnancı gereği bunu yapmak zorunda hisseder kendini… Biz sadece köprü oluruz ve sebep oluruz. Umarım başarılı oluruz.  Birde bizler Müslüman insanlarız Allahın varlığına ve birliğine iman etmişiz. Biz bir kulun derdini giderdiğimizde Allah da bizim ihtiyaçlarımızı giderir ve problemlerimizi çözer. Bu inanca sahibiz bu noktada bu nedenle çalışmalarımızı da bu eksende yapmak zorundayız. Bu toplumda bu çalışmalara cevap vermek zorunda. Böyle yaptığımızda bizim önümüz daha çok açılıyor. Daha çok bereketli işler ortaya çıkıyor. Bir de ben inanıyorum ki iyi ve düzgün çalışıyoruz. Ümit ederim bu şekilde devam eder yalan yanlış çirkin şeyler inşallah bizlere bulaşmaz.  inşallah provokasyonlara gelmeyiz. Şu an mevcut bu yardım trafiğini alırken de ver irkende devletin hukuki şartların bütünü istisnasız kendi şirketimizde bazı şeyleri yanlış yapıyor olsak ta ama bu kurumda yapılan yardımları ayni yada nakdi yardımları adresinden alınıp adresine teslim edilmesi hususunda maksimum hassasiyeti gösteriyoruz. Bu noktada her türlü incelemeler, takipler devletin kurumları tarafından da yapılıyor. Derdimizi doğru anlatırsak ve doğru şeyler ortaya koyarsak teveccüh halktan daha fazla geliyor. Bir de İHH Türkiye genelinden toplanmış gönüllü bağışçı insanları 110 ülkeye götürmüş. İHH aldığı maaşları nasıl ve nerede kullanıyor gözlemleriyle görmüş oluyorlar. Türkiye’ye bir hafta sonra döndüklerinde de en az kendi dostlarıyla ve basına da açıklamalarda bulunarak İHH almış olduğu bu maaşı yanlış yere yada doğru yere kullandı diyebilirler. Bu manada oldukça şeffafız Sanırım İHH’nın başarısı da bundan kaynaklanıyor. Yani insanların kimi bin lira kimi de yüz lira para vermiş oluyor. Kimi insanlarda hiç para vermemiş oluyor. Ama hiç vermeyende yardım yerlerine gidebiliyor para verende gidebiliyor gözlemini yapıyor alınan paralar nereye nasıl harcanıyor gözleyebiliyor. Bu tarz bir yaklaşımla güven tesis ediyorsunuz. Güven tesis ettikten sonrada yardım toplamak oldukça kolay oluyor.


Yurtdışında yaptığınız faaliyetlerde ülkeler sıkıntı çıkarıyor mu? Ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?


Tabi bazı sıkıntılar çıkabiliyor. Bazı ülkelerde sıcak karşılanıyorsunuz, bazılarında ise bürokratik engeller çıkabiliyor. Bazı toplumlar sizi yadırgayabiliyor. Mesela Afrika’ya yardım için ilk yıllarda gidildiğinde arkadaşlarımızın hatıratlarında şu tür şeyler var. Beyaz adam Afrika’da nefret edilen fırsat bulunduğunda öldürülmesi gereken unsurdur. Siyah adam için beyaz adam kötü ve sömüren adamdır. Şimdi Afrika’nın büyük kısmı Müslüman halklardan oluştuğu için Hıristiyan topluluklar tarafında sömürülmüş. Beyaz tenden de hiçbir Müslüman oraya gitmemiş. Afrika’da beyaz renkli hiçbir Müslüman oraya gitmemiş. Bugüne kadar Afrika’da halktan insanlar bu adam hem beyaz hem Müslüman olacak iş değil ve tabi bu adam hem beyaz hem yardım yapıyor hiç olacak iş değil diyorlar. Tabi farklı bölgelerde farklı tepkilerle karşılaşıyorsunuz. Bu nedenlerden ötürü tedbirler alınıyor. Gideceğimiz ülkelerin iç ve dış işleriyle partner olarak çalışıyoruz. Yoksa onların bilgisi ve izni olmadan bir ülkenin eksiğiyle gediğiyle uğraşma lüksünüz yoktur.

6-) Mavi Marmara gemisinde İsrail’in saldırısı sonucu şehit olan Furkan Doğan’ın anısına Kayseri’de bir eğitim ve kültür merkezi yapılması planlanmakta, bu merkezin donanım ve hizmeti hakkında bizi biraz bilgilendirir misiniz?

Şu anda böyle bir yurt tesisin alt yapısı oluşturuldu. Aşağı yukarı nasıl yapılacağı iç donanımının nasıl olacağı proje çalışmalarına başlandı. Sanırım bu sezonun sonuna doğru beklide ilkbaharda temel atma törenimiz olacak. Burada öngörülen şey ilköğretim çağına gelmiş Kayseri’de ikamet eden babası hapishanede ya da delirmiş akli dengesini kaybetmiş, ölmüş ya da öldürülmüş yetim çocukların ücretsiz olarak eğitim ve barınma olanaklarına destek sağlamak adına kurulacak. Bu yurdun ana fikrin de bu hizmetin verilmesi üzerine bir tesis öngörülüyor. Bunun için altyapı hazırlandı ve finansmanının yüzde 95’i sağlandı. İnşallah önümüzdeki 24 ay içinde tesis yapılmış olarak ortaya çıkacak.

7-) Mavi Marmara olayı sonrasında şehitlerimizle ilgili hukuksal süreç başlatıldı. Bu doğrultuda İsrail’den de özür geldi. Şuan ki hukuksal süreç ne durumda?

Olay sonrasında uluslararası anlamda davalar açılmak üzere dosyalar oluşturuldu. Yaklaşık iki yıl kadar bir takım bürokratik sebeplerden dolayı olabilir, biz bu tür davalara alışkın değiliz potansiyel anlam da bu dosya oluşturuldu iki yıl kadar sürüncemede kaldı sanırım dört ay kadar cumhuriyet savcılığı İstanbul’da bu dosyayı dava niteliğinde kabul etti. Bu bütün ulusal ve uluslar arası medyaya duyuruldu bunun dışında uluslar arası anlamda uluslar arası adalet divanı Lahey’de dosyamızı şu anda onlar inceliyorlar. Çok geniş kapsamlı bir dosya oluşturulmuş durumda… Şöyle bir tevafukta var; şu anda uluslar arası adalet divanı Lahey’de genel sekreterliğe Müslüman bir bayanın getirildiği bilgisine sahibiz. Bu noktada daha adil, samimi ve düzgün bir karar çıkacağına kanaat ediyoruz. Bu sebepten dolayı da Siyonist Yahudilerin paniklediği Lahey’i de baskı altına almaya çalıştığı bilgileri bize gelmekte… Bunun dışında lokal anlamda Türkiye’de az önce ifade ettik İstanbul’da savcılık dosyayı kabul etti dava aşamasına girmiş durumda süreç başladı. Ulusal anlamda İstanbul’da dava süreci başladı. Uluslararası Lahey Adalet Divanı’nda çok kapsamlı bir rapor oluşturulmuş durumda bu mavi Marmara katılımcıları ve İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yürüyüşü felsefesi idealleri beklentisi durumunda bizi pozitif manada sevindiren çalışmalar lokal anlamda yada ulusal anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugün için İsrail’in Türkiye’ye karşı almış olduğu negatif tutuma karşı bu davada elini güçlendireceği kanaatini taşıyoruz. Dışişleri stratejisine uygun hareket ettiğimizi düşünüyoruz. Bu manada devletin yürüyüşüne pozitif katkı sağlayacağımız kanaatindeyiz.

Son olarak Kayserili vatandaşlarımıza neler söylemek istersiniz?
Halkımızın daha çok teveccühünü bekliyoruz. Bizi daha çok takip etmelerini isteriz. Bunun dışında inşallah bir kötülük olmazda bize de daha çok iş düşmez.
Ropöntaj: Bünyamin Gültekin

Yorumlar 3
mert verep 07 Nisan 2015 14:16

çok kötü ve iyi olmuş

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!