Celalettin SİPAHİOĞLU

DİN NEDİR ?

Celalettin SİPAHİOĞLU

 Din yaşanılan hayattır,

Düşünce sistemi ve pratikte  yapılan davranışlarıyla beraber, bir bütün olarak algılanan hayattır.

Hayatınız ne ise dininiz odur.

Allah (cc) dini kendine has kılmayı emretmiştir.  O halde sen de dini Allah'a has kılarak O'na ibadet et." (Zümer, 2) 

Allah kendisi dışında hayata müdahale eden bir güç tanımamıştır. Yaratan kendisidir ve yöneten de kendisidir. Bunu böyle ister. “Şimdi hiç yaratan, yaratmayan gibi olur mu? Artık siz, düşünmeyecek misiniz?” (Nahl 179)

Allah’ın hayatın içinde var olan, bütün davranışlara dair kuralları vardır.

İnsanı kendine kul yapmaya çalışanlar Allah’ın vasıflarından bir kısmını çalarak, kendi vasıfları haline getirmeye çalışmışlardır.

Oysa Allah bir bütün olarak kendisinin tanınmasını emretmiştir.

Hayatın içinde yaşanan her olayda ortaya konulan davranışlar, kulların ibadetidir. Allah (cc) bu davranışların kendi koyduğu kurallara göre yaşanmasını kendisine ibadet olarak değerlendirmiştir.

Allahtan başka insan hayatının davranışlarını kendi kurallarına göre yaşanmasını isteyenler de insanları kendine ibadet ettirmek istemektedirler.

Onlar her ne kadar buna ibadet demese dahi, yaratan Rabbimiz bu davranış biçimini kendisinden başkalarına ibadet, kulluk olarak değerlendirmektedir. "Onlar hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i Allah'ı bırakıp rabler edindiler. Halbuki onlar yalnızca bir tek ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Ondan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koşmalarından yüce ve münezzehdir." (Tevbe: 31)

Gündelik hayatımızı yaşarken, ortaya koyduğumuz davranışlarımızın ibadet olduğunu düşünmeden yaşamaya kandırılmış olduğumuzdan, yaşadığımız hayatın bize kazandırdıklarının ve kaybettirdiklerinin pek farkında olmayız.

Allah’a inanan bir insanın bütün bir davranışlarını, Allah’a kulluk düşüncesi içinde yapmasının kendisine  kazandırdıklarını bilerek yaşadığı  hayatın manevi güzelliğini bu duygularla hayatı yaşamayanlar anlamazlar.

Allahtan başkalarına kulluk edenlerin hayatında manen, insicam olmaz, çünkü davranışlar yaratıcının hesaba katılarak anlamlandırıldığı zaman insana huzur ile yaşamak mümkün olur.

Hayatta Allahı hesaba katarak, hatta bütün hesapların başında tutarak yaşamak, imandır, böyle yapanlar mümindir. Bunun dışında bir hayat tercih yapanları Allah kafir, müşrik, münkir gibi isimlerle etiketlemektedir.

Yaşadığımız dünyanın çok tanrılı sistemi, insanlığı kaosa sürüklemiştir. Yeryüzünde ilahlık taslayarak, insanları kendi koyduğu kurallarla kendine kul edenler, yeryüzündeki bütün huzursuzlukların ve fitnenin ana aktörüdür. Yeryüzündeki kargaşanın ve fesadın ana sebebi insanların gökte başka ilah yeryüzünde başka ilahlar tercih etmesindendir.

İnsanların ortaya koyduğu her sistem bir dindir, insanlar eliyle oluşturulmuş, Allah’tan başka olarak kural koyan her teşkilat, yeryüzünde kendisini Allaha ortak ilan etmiş kurumdur. Bu kurumları kendi hayatının kurallarını koyma yetkisini kim bu kurumlara vermişse bu kurumları Allah’a ortak koşmuş ve ona ibadet etmektedir.

Başa dönecek olursak dini Allah’a has kılmayanlar hüsran yaşarlar.

Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, yer ve göklerin nizamı, düzeni, dengesi bozulurdu. Arş’ın, sınırsız kudret ve iktidar makamının Rabbi olan Allah onların yakıştırdığı sıfatlardan münezzehtir.” (Enbiya 22)

Yazarın Diğer Yazıları