O kadar İslam ile anılan devlet toplanıp, sadece kınıyorsalar, bilin ki bu işi Türkiye'ye yıkma niyetindeler. Türkiye bu tezgaha gelmeyecektir.
Ölen her canda vebali olanlar elbette bir zaman hesap vereceklerdir.
*
Allah, falana, filana, şu şu dediği ve yaptıklarından dolayı rahmet etmez diyen bir kitle var ki, aynı Allah, bunların çoğuna göre, şeyhlerinin koyun cebinde Sırattan geçmelerine izin verecektir. Kimse kimsenin içini, niyetini, tevbe etti mi etmedi mi, bilemez, ama Allah'tan gayrına dayananın akıbetini Allah bildirir.
Rahmetli dedemin yaşadığı dönemden en çok hatırladıklarım dahi, geldiğim yaşta, eh işte belki, ayda yılda bir, en fazla zihnime, kalbime düşüyor ki ey İsmail! Sen de 2 3 nesil sonra hatırlanmayacaksın bile madem, onu bunu razı etmeye değil, sadece Allah'ı razı etmeye gayretli ol. Böyle yap ki O, senden razı gelirse, tüm mahlukat sana karşı dursa, bir kaybın olmaz ve O, senden razı değilken, herkes, senden yana olsa bir kazancın da yoktur.
*
Af, bir değer yargısıdır; hatadan dönebilmek ise değerdir.
*
Çoğu geliş, bir gidişin eseri...
Bundandır kösele oldu kalpler...
*
Dün, herkesi kendine benzetmek isteyenler, bugün, herkesi kendine benzetmek isteyenlere öfke dolular...
*
Geçmişi geleceğin sırtına binmişler ve geleceği geçmişin sırtında yol alanlar olarak ikiye ayrılıyoruz. Net!
*
Yüceler Yücesi Allah'tan başka ilah yoktur. Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselam Onun kulu ve elçisidir.
Estağfirullah! Estağfirullah! Estağfirullah! Ya Rabbi! Ben pişmanım! Yapmış olduğum tüm günahlarımdan... Keşke yapmasaydım! İnşallah bir daha yapmayacağım!
Allahümme!
Korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eyle. Kalplerimizi İslamda sabit kıl. Yeryüzünde tüm müslümanlara ağız tadıyla hayırlı yaşamlar ve Senden gafil her insana da hidayet nasip eyle. Amin
Estağfirullah her günahıma!
Yaradan Rabbimizden bağışlanma, kusurlarımızı affetmesini istiyorum.
“Estağfirullah. Estağfirullah.
Estağfirullahe’l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve, El-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi. Ve nes-elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ, innehû, hüve’t-tevvâbü’r-rahîm. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.”
Ya Rabbim! Sen'den affımı istiyorum, beni bağışla. Yaptığımız hatalardan ve yanlışlardan beni arındır Ulu Rabbim! Ben ki Senin aciz kulunum, Sen ki Sen'den başka yaratıcı olmayan, her zaman var olan, bütün şeylerin Senin sayende var olduğu ve bunu devam ettiren Yaradan Rabbimsin, beni affetmeni istiyorum. Sadece Sana doğrulurum, Ulu sıfatından bu acizlere tövbe, bağışlanma ve doğru yola iletmeni isterim. Şüphesiz ki Sen tövbeleri geri çevirmeyen, yarattıklarına her daim merhamet edensin. Biz ki nefislerine bile hâkim olamayan, hep kendine acı çektiren, canı istediğinde hayatını kaybetmeye, canı istediğinde yaşamaya, öldükten sonra tekrar canlanmaya gücü yetmeyen acizler olarak Allah’ımdan istiğfar ederim. Amin
Dinimizde günaha şahit tutmak yoktur, ama tevbeye şahit tutmak vardır.