Öncelikle İran'a yapılan saldırıları kınadığımı ifade eder ve İran topraklarından dronlarla İsrail'in nokta vuruşlar yapabilmesine dikkat çekerim. İran'da ciddi bir ihanet ağı var demektir bu.
Ey İran Vatandaşları!
İsrail gazeteleri, füzeler daha ulaşmadan, İran füzelerini ateşledi diye haber yapıyorlar ve İsrail sizin sokaklarınızda nokta vuruş insan öldürüyorsa bunu iyi analiz etmelisiniz!
İçinizde sizi yem görenleri siz bulmalısınız!
*
Aynı ikazı ülkem vatandaşlarına da yaparım!
*
Tüm insanlık onuruna saygılı devletler birer gemi çıkarsalar Gazze’ye, sıkıyorsa müdahale etsin siyonistler!
*
Türkiye'nin Suriye, Lübnan, Irak, Lübnan, Filistin ve İran ile de savunma antlaşmaları yapması isabetli olacaktır.
*
Ey Yahudiler!
Size dünyada huzur ve güvenliği imkansız kılan evanjelistlerin oyunlarına alet olmaktan bir an önce vazgeçmezseniz, sonunuz çok berbat olacak!
*
Keneden ölümler kökenli keklik ve bıldırcın avı yasağı özellikle Anadolu topraklarında şarttır!
*
Milyonlarca Kızılderiliyi vatanlarında katlederek, topraklarına çöken ABD şu an göçmenler tarafından cezalandırılıyor!
*
Tamam dede, ninesinin üstünden vergi istisnalı araç alımında özellikle torunlara yönelik caydırıcı düzenlemeler iyi güzel de niye hakikaten ihtiyaç duyanlara dair bir düzenleme aklınıza gelmez ey İdare!
Mesela engeli gereği araç kullanabilir durumda olmayan ve ama oranı %90 altında olduğu için vergisel avantajlardan yararlanamayan engelliler için araç alımında ÖTV ve MTV bağışıklığından yararlandırma gibi.
*
Bu ülkede engellilere yönelik ne kadar zorluk var, sadece engelliler ve onlarlı hayat sürenler bilebilirler.
Halbuki her insan sonuçta bir engelli adayı değil midir?
İdarecilerin bu konuda son derece duyarlı olmaları ve bu insanların problemlerine çözüm odaklı yaklaşmaları bir zorunluluk değil midir?
En başta mevzuat düzenlemelerinin makulleştirilmesi, sorun üretme değil, sorun giderici bir mantık ile ele alınması ile başlangıç yapılabilir.
Misal vereyim mi?
Bendeniz %81 bedensel engelli bir avukatım, araç kullanamıyorum, lakin mevzuat denilen dandik düzenleme diyor ki sen aracını özel tertibatlı hale getirirsen vergi bağışıklığından seni yararlandırırım. Bre mevzuat! Özel tertibatla dahi kullanamam araç bu halimle dediğimde kullanırsın dediğim gibi yaparsan senden vergi almam, ya da öde vergini al aracını diyor.
Bu kafanın nasıl sakat olduğuna dair basit bir misaldi. Neler var daha neler.
*
Bizim yargı sistematiğimizde bazen usul, esası ezip nakavt ediyor. Esasta tüm yargılama faaliyetlerinin asli gayesi gerçeğe ulaşmak ve hakkı ortaya koymaktan ibaret olmasına rağmen, bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Usul, esası doğru ölçeklerle muhakeme edebilme aracı olma misyonuna çekilmeli ve yargıda usul noksanlıkları ve yanlışlıkları sebebiyle hak kaybına uğranılmasına son verilmelidir
Mecelle kuralında usul esasa mukaddemdir denir, lakin bunda, “amacın” önemsiz olduğu sonucu çıkarılmamalıydı, burada amaca giden yolun meşru, geçerli, onun da hukuka uygun olması beklentisi vurgulanmaktadır.
Sonuçta esas esastır.
Son cümle Mustafa Ernalbant imzalı olup, üst taraf Mailis Nalars muhakemesidir.
*
1940larda başlayan ABD mandasına son vermeye henüz muktedir değiliz, şartlar olgunlaşana kadar, bir süre daha devam günlerindeyiz. Bunu değiştirmek için güçlü bir irade gerekiyor millet olarak.
*
Veliaht prens'in hamiliğini üstlendiği evanjelistlerin ılımlı İslam projesine itibar etmek ahmaklıktır!
*
İnsanlık tarihi boyunca Allah'ın insanlardan Muradı sadece Ondan gayrını tanrı kabul etmemeleri, salih amel ve iyi insan olmalarıdır. Hariçte din diye anlatılanların hepsi sözü çoğaltmaktan ibarettir.