Fetö bir dini hareket olarak algılanınca düşman, emperyalistlerin aparatı olduğu ortaya çıkınca sahip çıkılması gereken bir yapı ve DEM eğer PKK bağlantılı ise ittifak yapılması gereken bir parti, bağlantıdan azad bir ülke partisi olursa tu kaka ise bir siyasi algıya göre, bu algının derdi ne olabilir diye sormak fuzuli değil midir?
*
Bir kısım elbette istisnadır, lakin bizim millet 15 Temmuzu çoktan unuttu, ne oldu da bu olabildi sorgusunu, naftalinleyerek, rafa kaldırdı.
Önder, lider, şeyh ne diyorsa vardır bir hikmeticilik artarak devam etmede, ilkeler, muhakeme sümenaltı muamelesi görmekte.
Allah muhafaza ki bundan çok endişe ediyorum. Bu mevzunun devamı hamleler mehdi ve halife ayağı ile yine hortlatılabilir zira. Birileri gelsin bizi kurtarsıncılık gizli şirktir.
*
Kangren olmuş kolu kesen mi, onu okşayan mı merhametlidir sorusu gibi saçma bir yaklaşım da şudur: İdarenin hatasını savunan mı, hatayı tespit ile idareyi ikaz eden mi makul olanı yapmaktadır.
Tamam idareden nefsi için beklentisi olan, onu yere göğe sığdırmayabilir, bu anlaşılabilir bir durumdur, ama idarenin temsiliyetinin asli gayesinin idrakında olan için, nefsine tatmin peşinde olmak idrak ile tefsir olunabilir mi?
Bazen işte o muhalif sözlerin bu kadar basit bir izahı vardır.
*
Sosyal medya çakalları iş başında!
Türkiye'nin başına bela edilen PKK illetinden ülkeyi kurtaran iradeyi, çeşitli tezviratla itibarsızlaştırma gayretine girmişler!
Yazıklar olsun!
İyi işe iyi demek iyi diyeni alçaltmaz, aksi tutum alçaltır!
*
Zulüm, gayrın hakkına el uzatmaktır. Bunu kim, hangi ünvanla, yetkiyle yaparsa yapsın, yaptığı an sıfatı açıktır, zalim. Bu kadar net.
Adalet ceza (yaptırım) ile kaim bir mefhum değildir. Denge ile var olur. Suç yollarına parke döşeyen bir devletin ceza uygulaması şarlatanlıktır. Hakları haltperestlerin tasniflemesi ve hakperestlerin bu duruma sessiz kalmaları da başlı başına büyük bir halttır. Önce insan olmanın onuru ve sonra insana yaraşır bir hayat yaşama imkanı kollanacak ki adalet tesis edilebilsin.
*
Bu foreks, bitcuin piyasaları ile uğraşanlar, bu işten para kazanmış bir kişiyi öne sürerek reklam yaparlar, mantık şudur: Zebra sürüsü nehre yöneldiğinde, timsahlar ilk suya atlayanın nehri geçmesine izin verirler, arkasından suya atlayanlar, artık onlarındır çünkü.
*
Düşmanları idare etmek ve dostlarla iyi zaman geçirmek zanaatine tasavvuf denilir.
*
Dindar gençlik isteyenlerin önceliği, milli kültürü içsellemiş, ahlaklı gençlik olmalı, zira "teaddüt-ü zevcât" yani dört karı, sınırsız cariye isterse bu dindar gençlik, ya da imam nikahı ya da muta' nikahı kıymaya kalkarsa sevgilisi ile, ne ile karşılarında duracaksınız!?
Dini Orta Çağ'daki pratiği ile uygulamaya kalkarsa bu gençlik, hazır Suriye de buraya taşınmışken, memleketin hali nice olur?
Gelsin Pakistan, ardından Taliban! diyenler de yok değil.