Fetöcü bir ajan 'sen gücünü sokaktan alıyorsun, bunu kullan' diyor ise halkı sokağa çağıranın da kim adına iş yaptığı net değil midir!
Peki devlet bunu vesile bilip, dhkp-c vb sokağa çıkan terör örgütü mensubiyetina vur emri verirse, arada ölecek kandırılmış zavallıların vebalini kim yüklenecek!!
*.
Utanmadıktan sonra dilediğini işle diyen Peygamber'in kastının, utanmayana her haltı yapmasının önünü açmak olduğunu düşünmenin iftira olacağı gibi, utancın sadece cinsel saik ile izahı da noksan ve hatalı olacaktır. Kul hakkı yemek, adil ve dürüst olmamak bel altından daha tehlikeli ve utanılması gereken amellerdir mesela!
*
Ağız tadını kaybetmiş birinin cennete girmesi söz konusu olamaz. Ağız tadı için ise kişinin, kendisinden razı olması gerekiyor. Razı olandan da razı olunur.
*
Bir ülkede ilkeler değil, liderler rağbet görüyor ise, o ülkede er geç yıkım yaşanacak demektir.
*
Kendini kimseye ve hatta kendine bile faydası olmayacakları beğendirmek için gayret gösteren insan, Onu O Edene kendini beğendirmeye gayretli olduğunda yol almaya başlayacaktır!
*
Fikrinden asla dönmediğini, hiç yanılmadığını, herhangi bir his, söz ve fiilinden dolayı asla pişmanlık duymadığını söyleyen birinden çekindiğim kadar hiç kimseden çekinmem.
Kusursuz olma arzu ve çabası, kadim zamanlardan beri bilinen en büyük kusurdur. Kim düştü ise hep bununla düşmüştür.
Kusursuzluğa yücelik tanımlamasını yakıştıranların sanrıları yeryüzünde tanrılar üretip durmuştur. İnsan, helvadan tanrılar üreten ve acıktığında el emeği tanrısını yiyebilecek kudrette ilginç güçleri haiz bir yaşam formudur.
Büyük hevesleri olanların yanılgıları da büyük oluyor. Ayrıca yanılgı sadece şahsiyetlerini de ilgilendirmiyor. Civarlarında onlarlı yaşam kurgulayan kim var ise, hepsini tepetaklak edebiliyor. İşin tuhafı orada bariz yanılgı olasılığı asla kabul görmüyor ve yanılgı, uğruna ölünesi bir anlam yüklenerek sonralara taşınabiliyor.
Dünyanın en övülesi meziyeti hatadan dönmek olmalıyken, kudurgan insan tabiatı, hatasından döneni, aşağılamak için 'dönek' yaftası ile ödüllendirir!
Hatadan dönmenin büyük erdem olduğunu söyleyenlerin de çoğunluğu, hatasından dönenlere kuduz muamelesini reva görür.
Tüm bunlar kişisel medeniyet telakkisi ile ilintilidir. Medeniyet algımız terakki etmedikçe, birbirimize mahrumiyetler yaşatacağımız muhakkak...
*
Açı Farkı Yazıtı
Ben huzursuzum, sen nasıl mutlu olabilirsin?
Çıkar o yediklerini; ben rejimdeyim
Çek elini kızın elinden; benim sevgilim yok.
Ağla çabuk; ben gülüyor muyum?
İn o makamdan; ben çıkamıyorum.
Uyuma, henüz uykum gelmedi.
Nefesini tut; nefes alamıyorum.
Ben öldüm, sen de yaşama.
Ben sürünerek yaşadım
Sen diktin hep
Sırrı ne bunun?
Dostum
Sen sarp bir yamaca çıkar gibi yaşadın
Burnun sürekli toprağa yapışıktı
Yerin tozunu ciğerlerine doldurdun
Tırnaklarınla tutunmaktan baldırların titredi hep
Terledin, inledin.
Bense yokuş çıkmadım.
Ellerim ceplerimde
Bir melodi dudaklarımda
Manzaranın keyfinde
Salına salına
Yürüdüm patikamda.
Küçük bir açı farkıydı
Benimkisi.