Gazze yine zor durumda!
Ölü rehineler teslim edilmedi, bir asker öldürüldü bahanesi ile soykırıma devam ediyorlar!
O askeri de yüksek ihtimalle siyonistler, işgal devam etsin diye öldürmüşlerdir.
Tam da şimdi Türkiye devreye girmeli ve ateşkesin garantörü sıfatı ile, Gazze’ye asker göndermelidir, aksihalde iş işten geçecek maalesef.
*
İslam dünyasının en büyük problemi, Aleyhisselam'ı, Aleyhisselam kılan ilkelerden sıyrılmış ve hatta Onun mücadele ettiği putperesliği, İslam'a monte etmiş bir din algısını sahiplenme aymazlığıdır.
Aleyhisselam, Allah'a ait sıfatları, putlara isnada savaş açmıştı, yardım, hidayet, verme vermeme Allah'ın iken, bunları, taştan putlara nispet etmeyi men eden Peygamberin ümmeti, şimdilerde tüm bu kudreti şeyhine, liderine, mensubu olduğu cemaate, partiye hasretmiş ise, Peygamber'e asıl hakareti kim yapmadadır, İnançsızlar mı, bunları caiz ve hatta iman şartı addedenler mi?
Onun adını anma ile sınırladığı ve ahlakı ile ahlaklanmayı es geçtiği salat ile, Peygamber'in getirdiği dinden ne kadar uzaklaştığını idrak edemeyenlerle mi İslama hizmet edilecek diyerek, kısa keseyim.
*
Ayağı, Cumhura hizmetten kayanın, ayağını kaydırma rejiminin adıdır cumhuriyet.
Cumhuru, hevasına hizmete mahkum bilenlerin hoşuna gitmeyen budur. O la yüs'lerin kim, hangi cüretle karşısında durabilirmiş bakışını boşa düşüren işte bu cumhurun gücüdür.
*
Bu Sevmek mi?
İnsanın insanı sevmesi tabiidir; sevdiğinin ufak tefek hatalarını görmezden gelmesi de anlaşılabilir. Tabii olmayan, fahiş, çok açık hataları, sırf sevmeden dolayı, doğru kabul edip, hatalının, hatada olduğunu inkar etmektir. İnkardan da öte, başkalara da ‘doğru budur’ diye dayatma saçmalığı vardır ki ki bu, insan erdeminin kalbinde dinamit patlatmaya eşdeğer dehşet bir suçtur!
Felçli birini maraton koşmaya ikna etmek mümkün olabilir, ama liderine kör itaat ile teslim birini, onun da hata yapabileceğine inandırmak mümkün değildir.
Güce, hükmetmeye tav olmuş birini de konumundan vazgeçirmek imkansızdır.
*
Seçenlerden önce seçilmeye talip olanların dikkatine.
Bu topraklarda hayat daha iyi olsun, adalet, hakkaniyet olsun, insana yakışır bir idare olsun diye, tercih yapanların kısm i azamisi ilkelerden habersiz, sadece oy verdiğine duyduğu itimat ile reyini kullanmaktadır ki size düsen, bu garibanları uyandırmak, sizin de zaaf sahibi beşerler olduğunuzu zihinlerine kazımalarını sağlamak ve insan haklarını önceleyen idarelerin, ancak ilkeler ile kaim olduğunu izah etmektir. Seçilirsin, seçilmezsin sen bu niyet ile yola çıkarsan hiç önemli değil, en kötü ihtimalle aldatmamış olmanın onurunu yaşarsın.
*
Tüm mevzu idare işinde, sadece şudur: Samimiyet ile kendine yapılmasını istemediğini, gayra yapmamak ve kendine müstehak gördüğünden, gayrı mahrum bırakmamak ki geride kalan her tarif ve tasnifleme teferruattan ibarettir.