Her an mucize görmek herkese nasip olmayabilir, ama hamd olsun Rabbim, beni, her an, bu ikramla şereflendiriyor. Gerçi benimle ilişikli her hayat sahibi de, ister istemez bu mucizeye şahitlik ediyorlar, bu da bir vakıa. Beyin tomografi görüntümü değerlendiren doktor demişti ki: Siz yaşayan bir mucizesiniz. Böyle bir hasar alıp, ölmemiş olmanız ve bırakın yaşamayı, mesleğinizi bile yapıyor olmanız, başka türlü izah edilemez. Konuşma, hafıza melekelerini çekip çeviren hücreler normal durumda, hasar alan bölgede olmasına rağmen, bende bu melekeler hasar almayan tarafta yaratılmış.
Şu an kasılma sorunum sebebi ile her adımda, düşme endişesi yaşıyorum, ama her defasında, bir adım daha atabiliyorum elhamdülillah.
Tıp bu soruna bir çözüm geliştiremedi henüz, ama hissettiğim şey şu:
Yaşıyorum ve hayırlı, adalete hizmet ettiğim bir hayat yaşama derdindeyin, elhamdülillah.
*
Duygu İthalat İhracat İşleri
Aynı karından doğmuşlar bile aynı değilken insanın, yaşamının yirmi otuz yıl sonrasında karşılaştığı birini, dünyaların önüne koymasının tek bir anlamı var: İhtiyaç... Hormanların tüccarlığı. Duygu ithalat ihracat işleri.
Her ticarette olduğu gibi arz talep dengesi olmalı. Bu, bu kadar mekanik; çünkü beş dakika önce ’uğruna ölürüm’ dediğine, bir falsosunda anında nefret hissetmesinden anlamalı insan, bencil olduğunu ve bunun da çok doğal olduğunu. Anormal olan bunun inkarı ve buna maneviyat yüklenmesi.
Baktığınca değil gördüğünce kabullenmek iyidir. Az gör öz gör gibi. Hiç bir şey değerli değil, değer vermedikten sonra değer verici ve insan bazen kendini zayıflattıkça değer kazanmaya çalışabiliyor. Bir beklentisi var: Ona değer verdikleri ’iyisin’ , ’hoşsun’ desin. Bilse, değer gördükleri de aynı tezgahın yan dokumaları, belki kendi zavallılılığını onların aynasında seyredecek dürüst baksa.
Sen iyiysen iyisindir. Senin iyi olma ölçütün, falan filan olmamalı. Falan aslında kendini iyi hissetmek için, sana iyi hissettirendir. Sen kötü olamazsın. Sana kötü diyenler, kendi iyilikleri için, seninle çelik çomak oynayanlardır. Olduğumuz insan olarak yaşamdan ne koparabiliyoruz, ona bakmak lazım.
Sanal sermaye gaz gibidir. Bir pohpoh ile gelen, bir fıs ile çıkar. Bakide sen sana kalırsın. Bencillik bir ölçüde iyidir; ama kendini iyi hissetmen için onu sanallaştırmamalısın. Olmadığın kadar iyi hissettiren, senden çarpan gaspçıdır, olduğundan kötü hissettiren de öylece...
Kim sana sen olarak muamele ediyor, ona bak derim; ama öylesi de tatsız tutsuz yemek gibi değil mi? İlgini çekmiyor. Çünkü formatın civarınca. Civarda ne gördüysen onu talep ediyorsun. İşte bu nedenle sürü sürü doğup yığın yığın gömülüyoruz ya.
Bir farkımızın olmasını istiyorsak, kendimizi fark etmemiz fazlasıyla yeterlidir.