Resul COŞKUN

Ahiri Olmayan Ahiret- I

Resul COŞKUN

Sorular -Cevaplar

1-Varoluş, yaratılış gayemiz açısından dünya ve ahireti nasıl tanımlarsınız?

 İnsanoğlu başıboş yaratılmış bir varlık değildir. Onun bir yaratılış gayesi vardır. Yaşadığı sürece yerine getirmesi gereken bir misyonu vardır. "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi:56. Ayet) buyuran Yüce Rabbimiz yaratılış gayemizi belirtmiş, yaşamımız süresince bizi bu gayeye, hedefe ulaştıracak yolları ve kuralları da bize açıklamıştır. Kullanım kılavuzu mahiyetinde olan Kur'an-ı Kerim bu hayat serüveninde rehber olarak sunulmuş ve Onu bize öğretmesi, açıklaması için de peygamber görevlendirilmiştir. 

Allah'a imandan sonra Kur'an'da en çok zikredilen İmanın şartlarından birisidir. Ahiret: Ölümden sonra başlayan ve mahşerdeki dirilişten sonra ebediyyen devam edecek olan bir hayattır. Ahiret; kelime olarak son demek olsa da ahiri  olmayan yepyeni bir başlangıçtır ahiret. 

Dünya faaliyet alanı, imtihan yeri, ahiret ise sonuçları görüp karşılık bulma alanı, mükâfat yeri. 

Bu özellik sevgili peygamberimizin hadisi şeriflerinde de "Dünya ahiretin tarlasıdır" ifadesiyle dile getirilmiştir.

Dünya hayatının ne anlam taşıdığı nasıl olması gerektiğine Yüce Rabbimiz şu veciz ifadeyle emir buyurmuştur: "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Haşr Süresi:18)

Doğum ile başlayan dünya serüveni ne zaman biteceği belli olmayan bir süreci kapsıyor. Yüz yılda sürse bin yılda sürse dünya hayatının en önemli özelliği geçici oluşudur.

Değer olarak bir kıyaslama yapıldığında ahiret hayatının ve nimetlerinin dünyadakinden kat kat üstün olduğu belirtilir. (bkz: Duha Suresi: 4, A'lâ Suresi: 17)

2- Dünya hayatının sonu: Kıyamet ne zamandır?

Kıyamet zamanı belli olmayan, vukuu kaçınılmaz olan bir olaydır. Onun ilmi Allah katındadır. Zira Araf suresi 187. Ayette: "Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O, size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.” diye buyurulmuştur. Yine Mülk Suresi 25 ve 26. ayetlerde de kıyametin saatinin Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği haber verilmiştir.

Muhammed Suresi 18. ayetinde ise "Onlar (yola gelmek için) kıyamet vaktinin ansızın gelivermesini mi bekliyorlar? Halbuki onun alâmetleri geldi. O gelip çatınca akıllarını başlarına devşirmeleri neye yarar!" buyrularak yaşarken, vakit varken vaktin değerlendirilmesinin önemine dikkat çekilmiştir.

3- Ahiret hakkında bilgi kaynakları nelerdir?

Ahiret ile ilgili bilgi kaynakları Kur'an ve sünnettir. Çünkü Ahiret test imkanı olmayan bir dünya. Bu nedenle Yüce Allah inkârcılara hitaben ahiretin imkanından bahsederken İlk yaratılış (Yasin:78-79, Rum: 27) zor olan şeyleri yaratma (Ahkaf:33), İmkansız olan şeyleri yaratma (Yasin:80), insanın yaratılışı ve ölümünden sonra toprağın yeniden diriltilişi (Hacc:5, Fâtır:9) delil olarak sunulmuştur. Ahiret inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. Buna rağmen İnkâr edenlere 'Öl de gör!' denilir.

4- Ölüm kaçınılmaz bir son. Nasıl bir hesap vardır sonunda?

 

Kur'an'ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde çok hassas ve çetin bir hesaptan bahsedilir. Kesinlikle zulmedilmez, herkese hakettiği karşılık verilir. Örneğin İsra suresi 13. Ayet: "Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.
14. Ayet: “Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter!” buyurulmuştur. Yine İnşikak Suresi: 7,8,9. "Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner.
10,11,12. "Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse: "Mahvoldum" diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer." buyrularak kaçınılması imkansız olan hesaptan bahsedilmiştir. Hakka Suresinde ise hesapla ilgili olarak
18. Ayet: "O gün hesaba çekilirsiniz, size ait hiçbir sır gizli kalmaz." buyrularak her şeyin apaçık ortaya konacağı belirtilirken devamında karşılaşılacak sonuç da haber verilmektedir:
19, 20. Ayetler: Kitabı sağından verilen; "Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı biliyordum" der.
21. Ayet: Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir;
22, 23. Ayetler: Meyveleri kolayca devşirilebilir yüce bir Cennettedir.
24. Ayet: Onlara “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık olarak âfiyetle yiyin için” denir." diye Cennetlik olanlardan bahsedilirken, cehennemlik olanlardan:
25, 26. Ayetler: Kitabı sol tarafından verilene gelince o, “Keşke” der, “Bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim.
27. Ayet: Keşke ölümüm her şeyi bitirseydi!
28. Ayet: Malım bana hiç fayda sağlamadı;
29. Ayet: “Saltanatım da yok olup gitti.” diye pişmanlıklarından bahsedilir. Onlar pişmanlık arzederler ama nafile. Zira pişmanlığın artık geçerli olmadığı bir yer ve zamandır orası. Asıl hazin son ise şöyle bildirilir:
30. Ayet: (Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.”
31. Ayet: “Sonra onu cehenneme atın.”
32. Ayet: “Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.”
33. ayet: "Çünkü, o, yüce Allah'a inanmazdı."
34. Ayet: “Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.”
35. Ayet: “Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur.”
36. Ayet: “Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur.”
37. Ayet: Onu da günahkârlardan başkası yemez." diye buyurulmuştur.
     Burada Amel defteri ile ilgili yazmış olduğum bir şiiri sizinle paylaşmak istiyorum.

AMEL DEFTERİ

Küçük büyük, gizli açık farketmez,
Herşeyi kaydeder amel defteri.
Kimini sunulunca mutlu eder,
Kimini de üzer amel defteri.

Zerresi kaybolmaz yaptıklarının,
Hesabı sorulur, tüm hususların,
İnsanı mutlu eder müktesebatı,
Sağından alınca amel defteri.

Cennetlik olanlar sağından alır,
Onların sevinçten yüzü ağarır,
Solundan alanın yüzü kararır,
Pişman eder onu amel defteri.

Hassas teraziler kurulduğunda,
Organlar dillenip konuştuğunda,
Mahşer yerinde toplandığında,
Şaşarsın görünce amel defteri.

Muhibbi Rasulüm elbet bilirim.
"Amel defterine dikkat et!" derim,
Kiramen katibin meleklerinin,
Çok hassas kaydıdır amel defterim.

      Rabbim bizi ve neslimizi ahir ve akıbeti hayırlı olan Cennet nimetlerine kavuşacak olan salih, muttakî kullarından eylesin.

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları