İnsanın yaratılış gayesinin Allah'a kulluk olduğu Zariyat Suresi 56. ayetinde belirtilmiştir. Mü'minlere yakışan Allah'ın koymuş olduğu kurallara uymaktır. Yeme-içme, giyim- kuşam vb. her konuda, hayatının her alanında mü'min/müslüman Allah'ın rızasını gözetmeli ve Rasulün sünnetine riayet etmelidir. Her konuda olduğu gibi tesettür konusunda da dinimiz İslâm'ın koymuş olduğu hükümler vardır. Mü'min olmanın, müslüman olmanın gereği Allah'a teslimiyettir. Burada konuyla ilgili ayetlerden bahsetmek istiyorum.
Ahzâb Sûresi 
Bismillahirrahmanirrahim.
59. Ayet: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle evlerinden dışarı çıktıkları zaman dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların iffetli kadınlar olarak tanınmaları ve kötü insanlar tarafından sözlü veya fiilî tâcize uğrayıp incitilmemeleri açısından en uygun yoldur. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir."
Nur Sûresi 
30. Ayet: "Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır."
31. Ayet: "Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar. Mecbûren görünen kısımları müstesnâ, güzelliklerini ve süslerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine kadar örtsünler. Güzelliklerini ve süslerini; kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, kendi oğullarından, üvey oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, müslüman kadınlardan, kendi câriyelerinden, erkeklikten kesilip kadınlara ihtiyaç duymayan hizmetçilerden veya henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Bir de gizledikleri güzelliklere, süslere dikkat çekecek ve erkeklerde arzu uyandıracak şekilde ayaklarını yere vurarak yürümesinler. Ey mü’minler! Hepiniz tevbe ederek Allah’a yönelin ki kurtuluşa eresiniz."
60. Ayet: "Artık evlenme istek ve ümidi kalmamış yaşlı kadınların, güzellik ve süslerini yabancı erkeklere göstermemek şartıyla, dış giysilerini çıkarmaları günah değildir. Ancak olabildiğince iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir."
     Tesettür ile ilgili Allah Rasulü Hazreti Muhammed (sav) de şöyle buyurmuştur: “Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.” (Ebu Davûd, Libâs, 31).
      Mü'minlere yakışan tavır 
Ahzâb Sûresi'inde şu şekilde belirtilmektedir: "Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (36. Ayet)
     
      İnsanoğlunun kendince ibadet ihdas etme veya var olan bir ibadeti kaldırma yetkisi yoktur. Maalesef basında veya sosyal medya kanalları aracılığıyla bu tür düşüncelere sıklıkla rastlıyoruz. İbadetlerle ilgili röportaj yapılırken genellikle "Bana göre..." diye başlayan ifadeler duyarsınız. İbadetin bana göresi olmaz. Allah neyi, nasıl emretmiş, Hz. Peygamber onu bize nasıl açıklamıştır? Yüce Allah Nisa Suresi 64. Ayette "Biz her peygamberi -Allah'ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. ..." buyurarak peygamberleri kendilerine uyulması için gönderdiğini belirtmektedir. Hatta bir sonraki ayette herhangi bir konu da anlaşmazlık olduğunda peygamberin hakem kabul edilip verdiği hükme boyun eğmedikçe kişi veya kişilerin iman etmiş olamayacağı da belirtilmiştir. (bkz : Nisa Suresi 65. Ayet) 
    Peygamberler her zaman gönderiliş amaçlarına uygun rol model olmuşlar, tebliğ, tebyin ve teşri görevlerini en güzel şekilde yerine getirmişlerdir. Dolayısıyla mü'minlere düşen ve yakışan görev Kur'an ve sünnete uygun yaşamalarıdır. Biz giyim-kuşam, tavır ve davranışlarımızla Allah ve Rasulüne itaat edelim ki; Allah'ın sevdiği ve razı olduğu "Rabbin Senden razı, sen Rabbinden razı gir Cennetime" buyurduĝu salih, muttakî kullarından olalım. 
    Bu vesileyle konuyla ilgili yazmış olduğum bir şiirimi ve ardından yapmış olduğum bir duayı sizinle paylaşmak istiyorum.
HÜKÜM 
Hükmü koymuş ise Allah,
İfası gerek kuluna,
Hükmüne karşı gelenler,
Nasıl erer rızasına?
Allah'ın koyduğu hüküm,
Her mü'mine geçerlidir,
Kasten hükme karşı gelen,
Zalimlerdir, kâfirlerdir.
Muhibbi Rasul olanlar,
Hükmü ilahiye uyar.
Uğrunda canını verir,
"Rabbin razı..." sözü duyar.
Hakk'ı razı eden kullar,
Dünyada da huzur bulur.
Hesap günü geldiğinde,
Cennetlerine kavuşur.                            
(Gül Sevdası Şiir kitabımdan)
     Hamd alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a mahsustur. Salat ve selâm olsun alemlere Rahmet olarak gönderdiği rasulü Hazreti Muhammed'e. Selâm olsun Hakka tabi olan kullara!
     Allah'ım! Bizi ve evlatlarımızı Sana lâyık kul, habibin Hz. Muhammed'e (sav) lâyık ümmet eyle. Allah'ım! Bizi ve neslimizi Sana secde eden, razı olacağın şekilde yaşayan, imanı kuvvetli, amelleri salih olan, her haliyle dinin İslâm'ı temsil eden kullarından eyle. Sana ve Rasulüne karşı gelen, Seni unutan, bu yüzden Senin de ahirette kendilerini unutacağını haber verdiğin kullarından eyleme. Bizi hayırda yarışan, öncü olan, takva sahibi dostlarından eyle. Sev bizi, sevdiklerine sevdir bizi, af ve mağfiretine mazhar eyle, vaad ettiğin Cennetlerine girdir, Nur Cemalini gören ve Rasulüne komşu olan kullarından eyle, ebediyyen sevindir bizi. Âmiiin, Yâ Muîn Yâ ze'l-Celali ve'l-İkrâm.                
 
                         
                            
