Resul COŞKUN

Sorumluluklarımız

Resul COŞKUN

Bismillahirrahmanirrahim. 

"Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Âli İmran Suresi 104.ayet)

İnsanoğlu başı boş yaratılmış bir varlık değildir. Rabbine karşı sorumlulukları olduğu gibi, nefsine, nesline ve çevreye karşı da sorumlulukları vardır. Rabbimize karşı sorumluluklarımız O'nun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla olur. Dünyada huzur ve mutluluğun, ahirette de kurtuluşun gereği budur. Nefsimize ve neslimize karşı sorumluluklarımız da hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmemiz ve ahirette de kurtuluşa ermemiz için yerine getirilmesi gereken görevlerdir. Sorumluluk sahibi bir insan "Sana ne, bana ne' gibi ifadeler kullanmaz, kullanmamalıdır. Bunu basit bir örnekle açıklayabiliriz: Allah muhafaza eylesin, diyelim ki bir yerde yangın çıktı. Orada kurtarabileceğiniz kişiler var: "Bana ne, ne halleri varsa görsünler" diye seyredip durur musun yoksa elinden gelen bütün gayreti gösterip kurtarmaya çalışır mısın? Eğer sadece seyrederim diyorsan o zaman insanlıktan nasibi olmayan insan görünümlü bir yaratıksın demektir. Aksini düşünelim Yangın içinde olan sizsiniz. Size yardım eli uzatanlara "Sana ne, ne karışıyorsun?" diyerek azarlar mısınız, yoksa size yardım eli uzattığı için teşekkür  mü edersiniz? Elbette insan olmanı gereği belli.

Çevreye karşı sorumluluklarımıza gelince bunun içerisine hava, su, toprak, bitki, hayvan vs. herşey dahildir. Çevremize karşı da duyarlı olmak zorundayız. Zira sahip olduğumuz değerlerin emanetçisiyiz. Emanetçisi olduğumuz şeyleri bizden sonraki nesillere sağlıklı ve daha iyi bir şekilde aktarmak zorundayız. yaşadığımız çevrede zararlı şeyler yapılıyor veya faydalı şeyler yok ediliyorsa "bana ne?" diyerek duyarsız olmamalıyız. Çünkü bir kötülük, hastalık, fitne vs. ortaya çıktığı zaman sadece suçlu olanlar değil herkes zarar görür. Yüce Allah Enfal Suresi , 25. Ayette: "Sadece içinizden zulmedenlere dokunmakla kalmayacak olan fitneden sakının ve bilin ki Allah’ın cezası şiddetlidir." buyurarak kötülüklere karşı cephe alma konusunda mü'minlerin duyarlı olmalarını emretmiş, aksi takdirde azabın bütün toplumu kapsayacağı uyarısını yapmıştır. Yakın tarihte bunun örnekleri bizatihi yaşandı. Korona virüsü ve deprem hadisesi. Depremden sonra bazı inşaat çalışanları bina yapılırken müdahale etmedikleri halde bina yıkıldıktan sonra inşaat aşamasında yapılan eksiklikleri, hileleri dile getirdiler. Bina yıkıldıktan sonra, nice canlar yok olduktan sonra bunları söylemek ne binayı, ne de kaybolan canları geri getirir. Bu yüzden sorumluluklarımızı vakit varken yerine getirelim ki zarara uğramayalım. Çünkü son pişmanlık fayda etmez.

Sorumluluklarımızın bilincinde olmak ve bilinçli bir şekilde yerine getirmek insanlığımızın, kulluğumuzun bir gereğidir. Yüce Allah kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz buyurmak suretiyle sorumluluğumuzu haber vermektedir. (Bkz. Tahrim Suresi: 6. Ayet) 

Sevgili peygamberimiz Hz Muhammed (sav) de “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) buyurarak sorumluluk sahibi olmamız gerektiğini bildirmiştir.

Dünyada yaşanan sorunlar sorumsuz davrananlar nedeniyledir. Bu durumu görme yetisi olan herkes görebileceği gibi Yüce Allah Rûm Suresi, 41. Ayetinde: "İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara  tattırıyor" buyurmak suretiyle haber vermiştir.

Rabbim bizi ve neslimizi, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan, hayra öncülük eden, hayırda yarışan ve yardımlaşan salih, muttakî kullarından eylesin. Hesap görüleceği gün bizi mahzun ve mahcup eylemesin. Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından korusun.

Yazarın Diğer Yazıları