• Haberler
  • ABD'NİN YAKIN TARİHİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

ABD'NİN YAKIN TARİHİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Belki nereden çıktı bu ABD'nin yakın tarihi diyeceksiniz. Evet aslında son günlerde yaşananlarla çok ilgilidir aslında ABD'nin yakın tarihi. Merkezinde Halk Bankası'nın olduğu bir Türkiye operasyonu ile karşı karşıyayız.

Vedat Önal'ın yazısı

Tarih bilmeyenler için bu operasyonu birilerine yutturabilirler ama yakın tarihi biraz okuyanlar bilir ki, buna benzer olaylar bugün dünyada süper güç olarak kabul edilen ABD tarihinin hiçte yabancı olmadığı meselelerdir.

CIA’in gizli operasyonları ile ilgili “Peçe” kitabını ve buna benzer istihbarat kitaplarını okuyanlar bilir ki, her ne kadar diğer ülkelere İran ile ilişkilerinizi kesin dese de ABD İran’la milyarlarca dolarlık silah ticaretini İsrail üzerinden yapmakta bir beis görmemiştir. Evet okuyanlar hatırlamıştır. İrangate skandalından bahsediyorum. Başkan Ronald Reagan döneminin en önemli olaylarından birisi olarak tarihe geçmişti İrangate skandalı.

Yani ABD’nin çeşitli istihbarat birimleri, İran-Irak savaşı sırasında İran’a milyarlarca dolarlık silah satmışlardı. Bu olay açığa çıktı çıkmasına ama şunun hiçbir zaman kimse garantisini veremez bu ilişkilerin sona erdiğini kim söyleyebilir?!

Nitekim benzer olay İtalya için de geçerli. Bir defasında Taner Yıldız’ın kişisel sohbetlerinden birinde dinlemiştim. AB yetkilileri ile görüşmelerinde Türkiye’nin İran’la olan münasebetleri ve ekonomik ilişkileri gündeme geldiğinde, AB yetkilileri eleştirel bir yaklaşımla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma gayreti içine girince bizde diyor Taner Yıldız, İtalya’nın İran’la olan ve çeşitli kanallar kullanılarak yürütülen ekonomik faaliyetlerini önlerine koyunca biranda şaşırdılar ve siz bunları nereden biliyorsunuz diye adeta şok oldular demişti. Evet Türkiye bağımsız politikalar üretmeye ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bağımsız hareket etmeye başlayınca başına üşüşen çok oluyor.

Yine tarihten bir ders II. Abdülhamit dönemi. Yıl 1909 ve Abdulhamit Musul ve Kerkük petrollerinin çıkarılması ve satışı için planlar yapmaktadır. Ve bu planlarında uluslar arası petrol kartelleri yoktur. Bir tren yolu ağı ile bu petroller limanlara ulaştırılacaktır. Bu işi de Almanya ile ortaklaşa yürütülecek bir anlaşma yapılır ve iki ülke bu petrolleri Osmanlı’nın öncülüğünde piyasaya sürecektir. Kendilerinin işin içinde olmadığını gören özellikle İngiliz şirketleri hemen kolları sıvarlar ve II. Abdulhamit dış destekli dış bağlantılı bir ittihatçı darbesiyle tahtından uzaklaştırılır. Ardından da 10 yıl gibi kısa bir sürede imparatorluğu paramparça etmeyi başarırlar.

Şimdi de benzer bir oyun oynanıyor. Bir tarafta Kuzey Irak Petrolleri Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırılacak. Bir taraftan da Azerbaycan petrolleri yine Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılacak ve bir diğer önemli konu da İran’ın dünyaya açılabilen tek kapısı Türkiye.

Dikkat edin 10 yıl öncesine kadar şu devlet bankalarının görev zararlarını bir hatırlayalım. Ziraat Bankasının 50 milyar dolar, Halk Bankasının yine öyle 40-50 milyar dolarlar civarında görev zararları açıklamaları gayet doğal olan gelişmelerdi. Şimdi ise bu miktarlarda kar ediyor bu kurumlar. Ha bir de kimse lütfen bu bankalar kar ediyor da bizim cebimize ne giriyor diye duygu sömürüsü yapmasın. Herkesin altında neredeyse son model arabalar, her türlü imkanı bol bol kullanan aileler bunun üzerine bir de yoksulluk edebiyatı hiç hoş değil. Bu nimete karşı şükürsüzlüğün daniskasıdır. Biraz cebimize giren paraları düşünmek yerine Türkiye’nin dünyadaki geldiği konumu kafamızda canlandıralım. Dünyanın her yerinde Türkiye üzerinden operasyonlar yürütülüyor. Mısır’da yapılan darbede, önceki gün idam edilen şehit Abdulkadir Molla’ya yapılanları düşündüğümüzde bunların hepsinin Türkiye’ye bir mesaj olduğunu görüyoruz.

Başta belirttim, batılılar ve batı zihniyetli insanlar, kendi çıkarlarına gelince kimseyi gözleri görmez. Bakın AB’nin bugün bile İranla çok sıkı bir ticareti vardır. Özellikle Almanya ve İtalya’nın milyarlarca doları bulan ticaretlerini bir kılıfına uydurup yürütürler. Ama iş Türkiye’ye gelince Halk Bankası’nın İran’la ticaret yapması çok görülür.

Ama birçok defa yazılarımda belirttiğim gibi yolsuzluk ve para konusunda da bir suistimal varsa elbette ortaya çıkarılmalı ve kim ne yaptıysa hesabını da vermelidir. Fakat bunu yaparken birbirinden alakasız 3 ayrı davayı sanki birbiri ile bağlantılıymış gibi gündeme getirir ve tam da kritik bir dönemde bunu yaparsanız adama sorarlar. Nedir bu batı ve ABD sevdası diye. İnsanların kafalarına soru işareti gelir. Bu operasyonlar dış kaynaklıysa, cemaate öyle ya da böyle bir bağla bağlı birtakım bürokratlar da bu işin içindeyse durumun vehameti daha da artar. Yani bu şu demektir. Bu insanların dışarıdan kimlerle bağlantısı vardır diye ister istemez bu milletin aklına gelir. Buna da eğer doğru ve sağlıklı cevap veremezseniz cemaatin düşeceği durumun vehameti de bir o kadar artar. Yıllarca inançlı insanların bağrına bastığı, hala da basmaya devam ettiği birtakım yapıların Türkiye üzerinde yapılan operasyonlarda baş aktör olarak görev yaptıkları ortaya çıkarsa başta bu inançlı insanlar kahrolur. İnşallah böyle bir şey olmaz. Bütün bunlar adli bir vaka olarak başlar ve sonuçlanır. Ama başta belirttiğim Amerikanın ve Avrupa Birliği’nin bu işin çok yakınında olduğunu gösteren deliller var.

İşte ABD Dışişleri sözcüsünün dün yaptığı açıklama, Türkiye’deki yolsuzluk soruşturmalarını yakından takip ediyoruz. Bu çok kırıcı bir ifadedir. Sen kim oluyorsun da benim ülkemdeki bir davaya neredeyse müdahil olmaya kalkıyorsun. Senin daha düne kadar ortaya çıkan skandallarında bir Allah’ın kulu çıkıp da bu dinleme skandallarına biz de müdahil oluyoruz. Bütün dünyayı dinleme yetkisini sen kimden alıyorsun kimse diyemedi. Şimdi kalkmış küstahca Türkiye’deki davaları yakından takip edeceklermiş. Oturup kanına girdiğiniz milyonlarca Vietnamlının ve yüz milyonlarca kızılderelinin, zencinin hesabını verin siz. Öldürdüğünüz kendi Başkanınız Kennedy’nin hesabını verin siz.

İşte sadece ABD Dışişlerinin bu açıklamaları bile bu davalarda bir bit yeniği aramaya yeter diye düşünüyorum. Ama herkes davaların sonucunu bekleyecek.Fakat bu süreçte kimsenin kuşkusu olmasın Başbakan yine karlı çıkacak çünkü yukarda bahsettiklerimi Allah’a şükür ki milletimizin çoğunluğu çok iyi biliyor. Ve en çok da asgari ücretli diye küçümsenen ama bu ülkenin izzet ve şerefinin kendilerinin kazandığı paradan daha değerli olduğunu bilen insanlar takdir ediyor. Cepleri para dolan insanımız ise maalesef “Bir insanın bir dağ dolusu altını olsa yanına bir tanesini daha ister” misali yoksulluk edebiyatı yapıyor. Eşiyle birlikte çalışıp evine 10 milyara yakın para giren insanlar en çok ağlayan ve muhalefet eden insanlar. Sohbet ortamlarında bakıyorsunuz öylesine basit değerlendirmeler ki, canım yeter bu kadar biraz da başkaları gelip yönetsin. Yönetsin yönetmesine de nasıl yöneteceği ile en ufak bir garantiniz olmayan insanlara böylesine basit bir değerlendirmeyle nasıl biranda evet diyebilirsiniz. Bu nasıl bir mantıktır. Düşünebilir musunuz sadece araçlara kar lastiği getirildi diye kızıp ben bir daha bu hükümete oy vermeyeceğim diyen insanlar var. Bu kafa mı daha sağlıklıdır yoksa asgari ücretle geçinip ülkesi  için gerekirse bundan bile feragat etmeye hazır olan insanlar mı? Bunun cevabını herkes kendi vicdanında verecek.

Kendimi düşünüyorum, 10 yıl boyunca özel sektörde çalışıp asgari ücretten fazla para alamadan ev geçindirdiğimiz ve hiç de mutsuz olmadığımız zamanları düşünüyorum. Şimdi ise Allah’a binlerce şükür ondan kat kat daha fazla para almama rağmen masraflara yetişememe durumu ile karşı karşıya kalınca insan bunu anlamakta zorluk çekiyor. İhtiyaçlar, daha doğrusu normalde ihtiyaç olmayan her şey gündeme geliyor biraz daha fazla para görününce. Bu yüzden bu günübirlik değerlendirmelere kanmamak gerekiyor. Şu anda Türkiye’nin dünya üzerindeki konumuna yönelik bir rahatsızlık var ve bu rahatsızlığı bir şekilde içerde ve dışarıda dile getiriyorlar. Önemli olan bu milletin dik durabilmesi ve bu vatanın hakkını kimseye yedirmeme konusunda kararlı olmasıdır. Vesselam…

[email protected]

Yorumlar 1
Huzeyfe/ kayseri 21 Aralık 2013 23:02

Vedat bey yaziniz icin tesekkur eder , size katildigimi ve ozellikle abd hakkinda konustuklarinizi taktir ediyorum. Selamlar

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!