- Haberler
- Nepal -Osman GERÇEK
Nepal -Osman GERÇEK
lkemizden oldukça uzak bir coğrafyada, çok farklı ve şu ana kadar görmediğimiz farklı inanışların ve etnik toplulukların yaşadığı Nepal'de yaşayan Müslümanlara, ümmet bilinç ve şuuruyla her türlü sıkıntılarını çözmese de, anlamlı bir katkı sağlamak, onların varlığının ümmet için önemine işaret etmek ve Müslüman kardeşliğinin somut bir nişanesi olarak kucaklaşmak, Müslümanlığımızın bir gerekliliği olsa gerek…
Bir Güney Asya ülkesi olan Nepal, Hindistan ve Çin arasında, iki ülkeyi birbirinden ayıran bir hat üzerinde bulunuyor. Yüzölçümü olarak yaklaşık ülkemizin üçte birlik bir büyüklüğe sahip olmasına rağmen 30 milyona yakın bir nüfusu barındırıyor.
Ülkenin kuzeyinde Çin ile olan sınırını dünyanın en uzun sıra dağları olan Himalayalar oluşturuyor. 2400 kilometre uzunluğundaki Himalayaların en görkemli bölümü Nepal Sınırları içinde yar alıyor. Ülkenin Tibet sınırına yakın bölümünde ise dünyanın çatısı olarak adlandırılan, yer kürenin en büyük yükseltisi olan 8848 metre yüksekliğindeki Everest tepesi bulunuyor.
Karı hiç erimeyen bu sıradağların soğukluğu insanın içini ürpertse de bu dağların güney kesimlerinde ormanlık vadiler ve deniz seviyesine oldukça yakın olan uçsuz bucaksız ovalar bulunuyor. Buralarda muz ve narenciye bile üretilebiliyor. Nüfusunun dörtte üçü tarımla uğraşıyor. Tarım üretiminin iptidailiği ve teknolojik yoksunluğu göz önünde bulundurduğumuzda ülkemizin adeta 1950’li yıllarını andırıyor. Traktörün henüz yaygınlaşmadığı, tarımın karasabanla yapıldığı, taşımanın lastik tekerli kağnılarla gerçekleştirildiği 60 yıl öncesinin Türkiyesi’ne zamanda tünelinde yolculuk yapmış oluyorsunuz Nepal’i görmekle.
Verimli ve bereketli bu ovaların bir bölümünde yılda iki mahsül bile alınabiliyor. Bir çoğuna pirinç ekilen bu bereketli ovalar, adeta ülkenin en büyük gıda deposu. Muson yağmurlarının ve rüzgarlarının hışmına uğramadığı sürece önemli ölçüde ürün alınıyor.
Ülke genelinde kıtlık ve kuraklık riski olmasa da yokluk ve yoksunluğun getirdiği genel bir fakirlik ülkenin üzerine çökmüş durumda. İnsanlarının aylık ortalama geliri, 50 -100 dolar arasında olduğu bu ülke dünyanın fakirlik sıralamasında en önde gelen ülkelerden.
40 Farklı etnik kökenin bulunduğu Nepal’in Çin ve Hindistan gibi iki kadim medeniyet devi arasında sıkışmış olması, hem etnik hem de inanış bakımından bu ülkelerin gölgesinde kalmasına neden olmuş. İnanış bakımından halkın %80’i Hindu geleneklerine göre yaşıyor. Hinduizm dışında Budizm de varlığını hissettirse de bu ülkede 1 milyonu aşan nüfusuyla Müslümanlar, azınlık konumunda olmalarına rağmen çalışmalarında önemli mevziler elde etmiş görünüyorlar.
Milyonlarca put ve putçuluk figürünün gölgesinde yüzlerce tanrı ve tanrıça üretmiş olan, 5 bin yıldan fazla mazisi bulunan Hinduzim hurafesinin, ‘afyon’ etkisinin girdabından kurtulan bir kısım Maoist devrimcinin, 2008 yılında Nepal’deki dünyanın tek Hindu Kırallığını yıkarak ‘halk iradesini’ hakim kılma çabası şu an için akamate uğramış olsa da parlementer sisteme adaptasyon sorunu hala devam ediyor. Maoist devrimcilerin 2008’de Meclis’teki sandalyelerin dörtte birini elde etmesine rağmen, kırallıktan oluşan boşluğu yeni kralcıkların doldurma gayreti ve yolsuzluk şaiyaları, Meclisin feshedilmesine neden olmuş ve şu an o meclisin seçtiği Maocu başbakan ve etrafındaki bir grup insan tarafından yönetilmeye çalışıyor ülke. Feshedilen bu mecliste değişik parti çatılarında parlementoya girmiş 17 müslüman vekil de bulunuyormuş. Takvimi belli olmayan bir seçim süreci için onlarca siyasi parti süreci değerlendirmeye çalışıyorlar, şu an için.
Nepal’de azınlık konumunda bulunan ve sayısal etkilerinin şu anda Hindular için tedirgin edici bir boyutu olmasa da Müslümanlık , sufi ve selefi eğilimlerin dışında ülkede Nepal İslamic Sangh (Nepal İslam Cemaati) ve Human Devolepment Academy (HuDa) organizasyonları çatısı altında Mevlana Ebu’l ala Mevdudi ve Seyyit Kutup çizgisinde geçmişteki Cemaati İslami yapılanmasına benzer Hanefi Mezhebini taklit eden bir eğilim daha bulunuyor.
İHH insani Yardım Vakfı, Nepal’deki yardım faaliyetlerini HuDa ve bir başka ifadeyle İslam Cemaati partnerliğinde sürdürüyor. Bu yapılanmanın başında şu anda 55 yaşlarında Gulam Resul Felahi bulunuyor. İki yıl önce gizli servisler tarafından Nepal Camii çıkışında kafasından vurularak şehid edilen Faizan Ahmed’in sorumluluğunu şu anda Gulam Resul yürütüyor. Davetçi kişiliği, örnekliği ve gayreti ile dini ilimlere vukufiyeti, akadamik kariyeri, dünyayı tanıma ve yorumlama kapasitesi ile ‘Nepal’in Aliyası’ olarak adlandırılan Şehid Faizan Ahmed aynı zamanda New Muslim Centre adıyla, yeni Müslüman olanları yetiştirmek üzere kurulan bir merkeze de öncülük etmişti. Hergün birkaç Hindu’nun birebir çalışmayla İslama kazandırılması ve bu merkezlerde eğitilmesi çalışmaları, bir kısım servisleri rahatsız etmiş olsa gerek ki, biri kırk günlük üç çocuk babası olan genç Faizan şehid edildi. Üstelik failleri de bulunamadı. Nepal’de Faizan’ın eğitim alanında okullaşma, cami ve medreseler oluşturularak Müslüman halkın bilinçlendirilmesi çalışmalarında önemli katkıları olmuştu. Kendi gayretleriyle kurup, geliştirerek büyüttüğü ve bir müddet okulun müdürlük görevini de yaptığı Hilal Okullarında ve Önceki Yıl İHH organizasyon katkılarıyla yapılan Necmettin Erbakan Okul ve Mescid inşası oluşturulmasında önemli katkıları olmuştu.
Krallık sonrası oluşan hükümetle şu an için bir sıkıntılarının olmadığı gözlenen İslam Cemaati kent merkezlerin de köylerde oluşturduğu veya oluşturmaya çalıştığı cami ve medrese/okul yapılanmasıyla, üç yıllık zorunlu eğitimin dışında tüm Müslüman çocuk ve gençleri eğitmeye çalışıyor. Arapça ve İngilizce’nin temel ders olarak okutulduğu medrese/okullarda, temel İslami disiplinlerin yanı sıra akademik dersler de veriliyor.
Müslümanların yaşadığı bir çok köyde etrafı çitle çevrilmiş bir kısmına gölgelik alan oluşturulmuş camiler dışında, çoğu okullar, etrafı yüksek kamış çitlerle çevrilmiş büyükçe bir alanın kenarına U şeklinde yerleştirilmiş, üstü kamış ve otla gölge maksatlı kapatılmış yanlarda bir şekilde bambu ağaç direklerle bölünmüş, önleri açık alana bakan iptidai yapılar. Bu bir şeye benzemeyen, hiçbir teknik ve teknolojik altyapısı olmayan tamamen doğal ortamlarda binlerce öğrencinin yetiştiriliyor olduğunu duyduğumuzda hayret ve şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz. Bu, dünyanın açık hava akademilerini ve yapılan faaliyetleri görenler, bu yerlere betonarme binalar yapıp, modern mimari projeler geliştirseler ve Müslüman zenginlerin katkılarıyla bir yapılaşma olsa da bu oldukça yetersiz. Bu amaçla İHH İnsani Yardım Vakfının katkılarıyla yapılan Guski köyündeki Necmettin Erbakan Okul ve camisiyle, Çatabelli köyündeki Hazreti Bilal Mescidini görüp namaz kılma imkanımız oldu.
İHH İnsani Yardım Vakfı 2012 Kurban Organizasyonu çevresinde, İstanbul İHH Merkezi’nden Yakup Işık rehberliğinde yine İstanbul’dan genç Kardeşimiz Muhammed Zahid Özsağır tercümanlığı ile Kayseri’den Harun Çelik Kardeşimle beraber katıldık.
7 Gün süren ziyaretlerimizin üç gününde Kurban kesim ve dağıtımlarına iştirak ettik. Bu yıl Kurban Bayramı’nın Türkiye’de Perşembe, Arap Ülkelerinde Cuma ve Güney Asya Ülkeleri, Hindistan Bangaldeş, Pakistan, Nepal, Endonazya ve Malezya çevresi ülkelerde Cumartesi günü başlıyor olması, İslam ülkelerinin birliği konusunda İslam Ümmetinin yüreğini burksa da, tek tesellimiz yeryüzünü 7 gün boyunca inleten teşrik tekbirleriydi.
Nepal’de kutsal kabul edilen İneği kesmenin, kanunen yasak olması ve ağır cezasından dolayı kurban edilemiyor. Bunun yerine daha çok bizim camız olarak nitelendirdiğimiz bufola diye tabir edilen büyükbaş hayvanlar kurban ediliyor. Küçükbaş olarak da keçi kesiliyor.
İHH adına Bayram öncesi planlanan 75 bufalo’nun (525 Hisse) Nepal’in ikinci büyük kenti 3 milyonluk Biretnegar merkez ve çevresinde bulunan Müslümanların bulunduğu 22 yerleşim yerinde değişik sayılarda kesimi yapıldı. Bayramın ilk üç gününde bu yerleşim yerlerinden ulaşabildiğimiz 12 yerleşim yerindeki kurban kesim ve dağıtımına katılabildik. 40 kilometre mesafenin altındaki köylerin neredeyse tamamına gittik. Ülke genelinde merkezi yolların dışındaki yolların tamamının stabilize olması ve muson yağmurlarıyla engebeli şekilde tahrip olmasından dolayı, bize tahsis edilen jeeple çok kısa mesafeli de olsa günde 3-4 köye gidebilmek ancak mümkün olabiliyor.
HuDa Vakfı Biretnegar Bölge Sorumlusu Hasan Habibi rehberliğinde gittiğimiz köylerde, ne kadar kurbanın, hangi gün, hangi saatte nasıl kesileceği gün evvelinden planlandığı için ziyaretlerimizi seri bir şekilde gerçekleştirme imkanı oldu. 55 Civarında kurbanın kesildiği ve dağıtımının yapıldığı köyleri ziyaret edebildik. Bu gittiğimiz köylerde özellikle İHH’nın yapılmış cami ve okulunun olduğu veya proje aşamasında yapımı devam eden Bohkra Köyündeki Huriye Üstünsoy Yetimler Yurdu gibi projelerin olduğu yerleri görme imkanımız oldu. Faizan Ahmed’in kabrini de ziyaret ettik.
Gittiğimiz köylerde acil sosyal yardım talep eden bir kısım talepleri belli oranlarda karşılamaya çalıştık. Faizan Ahmed’in yetim çocuklarına, bir kanser hastasına, evlilik yapacak olan kimsesiz bir gence ve felçli bir hastaya bu sosyal yardım fonundan yardımlar yaptık. Sosyal fon dışında özel paralarımızdan Müslümanların çalışma organizasyonlarına küçük katkılar da sağladık.
Ayrıca gittiğimiz köylerdeki sorumlu imam ve köy halkıyla tanışıp sohbet etme fırsatı da bulduk. Çok içten ve candan bir şekilde karşılandığımız köylerde bulunan çocuklara da İHH balonu ve bayram şekeri ikramlarımız oldu. Gittiğimiz köylerde çok sayıda Arapça ve İngilizce bilen Müslüman olduğu için iletişimde hiçbir zorluk yaşamadık. Bazı köylerde hazırlanan sofralarda yöresel pirinç pilavlı etli yemeklerini, tuzlu elma ve şekersiz talep ettiğimiz tuzlu açık çay ikramlarını tatma imkanımız oldu. Menü ve yiyecek ikramları konusunda fazla zorlanmasak da, yemek servisi, sunum ve yöresel yeme şekliyle ilgili içimize attığımız, onlara sezdirmediğimiz bir kısım hijyenik uyum problemleri yaşadık.
3 Gece Başkent Katmantu’da, 3 Gece de Biretnegar’da konakladık.
Kurban organizasyonu dışında bir kısım cami ve tarihi turistik yerleri ziyaretlerimiz oldu. Özellikle Beşkent Katmantu arka sokaklarında Müslüman ailelerle yapmış olduğumuz bayramlaşma ziyaretleri dışında çok sayıda tarihi Hinduist ve Budist tapınaklarını da fotoğraflama fırsatı bulduk. Metal, ahşap ve taş üzerine ince işçiliklerle değişik mimari tarzlarda yapımlış onlarca putperest tapınaklarının bulunduğu bölgelerde bu batıl inanış mensuplarını görme imkanımız da oldu.
Ülkemizden oldukça uzak bir coğrafyada, çok farklı ve şu ana kadar görmediğimiz farklı inanışların ve etnik toplulukların yaşadığı Nepal’de yaşayan Müslümanlara, ümmet bilinç ve şuuruyla her türlü sıkıntılarını çözmese de, anlamlı bir katkı sağlamak, onların varlığının ümmet için önemine işaret etmek ve Müslüman kardeşliğinin somut bir nişanesi olarak kucaklaşmak, Müslümanlığımızın bir gerekliliği olsa gerek…
Bakmadan Geçme





