Sendikalar 1 Mayıs'ta yürüdü
Kayseri'de 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kapsamında sendikalar yürüyüş gerçekleştirdi. Türk-İş Kayseri İl Başkanı İdris Güven: 'Sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Biz tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır, yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz' dedi.
Kayseri’de 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kapsamında sendikalar yürüyüş gerçekleştirdi. Yapılan yürüyüşün ardından Türk-İş Kayseri İl Başkanı İdris Güven Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklamasında bulundu. Türk-İş Kayseri İl Başkanı İdris Güven: “Eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve demokrasi için; emeğin gücüyle alanlardayız. 1 Mayıs bizim için bir takvim gününün de ötesinde büyük bir anlam taşıyor. 1 Mayıs, emeğin, alın terinin, eşitliğin, özgürlüğün ve dayanışmanın tarihsel simgesidir. 1 Mayıs, biz emekçilerin birleşerek sömürüye, adaletsizliğe, güvencesizliğe ve yoksulluğa karşı sesini yükselttiği gündür. 1 Mayıs, işçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği kazanımlarıyla, kararlılığıyla, dayanışmasıyla anlamlı kıldığı bir gündür. Biz işçiler, din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce ayrımı olmaksızın, emek gücümüzle üretenler, var edenler olarak, ortak taleplerimizi yüksek sesle dile getirmek için bugün burada bir kez daha bir araya geldik. Bugün burada olduğu gibi ülkemizin diğer şehirlerinde, dünyanın birçok yerinde, bizlerle aynı kadere sahip arkadaşlarımız, işçiler, emek dostları, hak ve özgürlük talepleriyle alanlardalar. Bizim kaderimiz ortak. Biz, insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Taşeronda, güvencesiz, kuralsız çalışmak, ucuz işgücü olmak, iş kazalarında can vermek istemiyoruz. Bizler alın teriyle, haram lokma yemeden yaşam mücadelesi verenleriz. Bizler, tüm insanların refah ve huzur içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz. Burada “Ekmek, Barış, Özgürlük” sloganıyla bir araya geldik. Ekmeğin hakça bölüşümünün mücadelesini veriyoruz. İşin, ekmeğin olmadığı bir yerde sosyal barışın da olmayacağını biliyoruz. Emeğin baş tacı edildiği, her alanda demokrasinin geçerli olduğu bir düzen istiyoruz. Sorunlara karşı mücadeleyi yükseltmek için tekrar bir aradayız” ifadelerini kullandı.
Başkan Güven toplumun ayrıştırılmasına karşı çıktığını belirterek: “Kıdem tazminatımıza el uzatılmasına, haksız yere işten çıkarmalara, açlığa ve sefalete mahkûm bırakılmaya, sendikasızlaştırılmaya, güvencesizleştirilmeye, çocuklarımızın geleceğinin çalınmasına ve topyekûn hayatımızın karartılmasına karşı alanlardayız. Eşitliği, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ülkemizde ve tüm dünyada egemen kılacak güç bizleriz. Tüm kurum ve kurallarıyla demokrasi, ancak bizlerin mücadelesiyle sağlanabilir. Bugün mücadele azmimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Bugün, 1 Mayıs 2025’te; Emekçilerin yüzyıllar yılı süren mücadeleler sonunda elde ettiği haklar ellerinden alınmak isteniyor. Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik özelleştiriliyor; sosyal devlet ortadan kaldırılıp yerine parası olanın olduğu bir düzen kurulmak isteniyor. Demokrasi, özgürlükler, eşitlik, emekçilerin on binlerce bedel ödeyerek kazandığı sosyal adalet, iş güvencesi, barış ve özgürlük için her zamankinden daha fazla birlikte mücadele edeceğiz. Ortak geleceğimizi birlikte barış içinde belirlemeliyiz. Toplumda ayrışma riski ortadan kaldırılmalı, kardeşlik bağıyla bu ülkenin tüm kesimleri ortak akıl etrafında buluşmalı ve yeni bir yol haritası belirlemelidir. Ülkemizin çalkantılı siyasi tarihinde, darbelerden, muhtıralardan en fazla etkilenenler biz emekçiler olmuşuzdur. Dünyanın farklı ülkelerinde ve ülkemizde de demokrasinin en büyük düşmanı, darbeler ve en fazla hak kaybına uğrayanlar emekçilerdir. Emekçiler darbelerin en büyük düşmanı, demokrasinin en büyük dostudur. Tam demokrasinin sağlandığı ortamlardır, işçi hak ve özgürlüklerinin yaşama alanıdır. Savaşların olduğu coğrafyalarda insan hakları ve emek mücadelesinden söz edilemez; Gazze’de uzun zamandır süren insanlık dışı saldırılara karşı sessiz kalmayacağız. Çocukların, kadınların ve sivillerin katledildiği bu vahşete dur diyeceğiz. Biz emekçiler savaş değil barışın tarafındayız. Savaş değil barış, yıkım değil dayanışma, ölüm değil yaşam istiyoruz” şeklinde konuştu.
İşçilerin iş güvencesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Başkan Güven şunları söyledi: “Hukukun üstünlüğü ilkesi, biz emekçilerin sürdürdüğü mücadelenin olmazsa olmazıdır. TÜRK-İŞ olarak bu ilkeye hep sahip çıktık. Bizler, bütün işlemlerin hukuk ve demokrasi içinde yürütülmesinden yanayız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, her türlü görüşün, düşüncenin görsel ve yazılı bir şekilde dile getirilmesi ve dağıtılması için gerekli ortam sağlanmalıdır. Basın özgürlüğü demokratik yapının güvencesidir. Uygulanan iktisat politikalarının temelinde insan ve istihdam olmalıdır. Güvenceli ve insan onuruna yaraşır iş koşullarında çalışmak bir ayrıcalık değil, en temel insan hakkıdır. Kadınlar toplumsal yaşamın her alanında yer almalı, şiddetsiz ve güvenceli çalışma ortamı sağlanmalı, mobbing ve taciz önlenmelidir. Kadınların toplumsal hayata eşit ve özgür katılımı, kadınlara karşı uygulanan şiddetin önünün kırılmasında büyük rol oynayacaktır. Taşeron sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalıdır. Staj ve çıraklık mağduriyetleri kalıcı şekilde çözülmelidir. Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir türüdür. Bu şekilde çalışan işçilerin iş güvencesi sağlanmalı, işten çıkarılmaları istisnai hale getirilmelidir. İş cinayetlerine dönüşen iş kazaları önlenmelidir. Kayıt dışılık ülkemizin uzun soluklu ekonomik sorunlarından biri ve beraberinde emek sömürüsünü getirmektedir. Kayıt dışı sorun çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılamaz bir haktır. Buna el uzatılmamalıdır, ortadan kaldırılması ya da geriye dönük hakları yok edecek şekilde daraltılmamalıdır. Asgari ücret birey değil, aile temelinde hesaplanmalı, insana yakışır geçim şartları sağlanmalıdır. Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir. 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin sorunları bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Bütün Toplu İş Sözleşmelerde olduğu gibi şu an hâli hazırda görüşülmekte olan Kamu Toplu İş Sözleşmelerinin Konfederasyonlarımızın teklifleri dikkate alınarak, herkese insanca yaşayacak şekilde bir ücret verilmelidir. Engellilerin toplumsal yaşama tam uyum sağlamalarını sağlayacak kanuni ve fiili düzenlemelere hız verilmelidir.
İşsizliğin pençesindeki milyonlarda genç için istihdam alanları sağlanmalı, nitelikli eğitim ve meslek edindirme programları desteklenmelidir. Tahrip edilen, yok edilen doğal ortam bizlerin de yok olması demektir. Ekonomik gelişme politikaları, dar bir çevrenin değil tüm toplumun çıkarına göre belirlenmelidir. Biz artık bu gidişe dur diyoruz. Sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Biz tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır, yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz.”
Bakmadan Geçme





