Türkiye düşerse, ümmet kaybedecek

İki asırdır tarihte tatile çıkan Müslümanların yeniden tarih sahnesine dönmeye başladığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Batıda ortaya çıkan milliyetçilik akımlarının batıyı birleştirdiği, ama bu coğrafyayı tesbih taneleri gibi dağıttığı iki asrı geride bıraktık. Özellikle 20. Yy. Müslümanlar için büyük bir kayıptı. Tesbihin ipi kopmuş imamesi düşmüş taneleri ise her biri bir yana dağılmıştı. Ulus devletlerin ortaya çıktığı coğrafi sınırlarda daha çok kafalara çizilen sınırlarla ümmetin fertlerini birbirinden koparıldı. Fakat Müslümanın ferasetinden korkun buyuran kutlu nebinin sözü bir kez daha gerçek oldu ve Müslümanlar tehlikenin farkına vardı. 21. yy yeniden bir uyanış ve dirilişle girmeye hazırlanıyorlar. Tek tek kurtuluşun mümkün olmadığını ümmet olmadan ayağa kalkamayacağımızı fark ediyorduk ki yeni bir oyun sahneye kondu: İslama Karşı İslam 1990’ların başında SSCB’nin dağılmasıyla batı eski ama yeni düşmanının bir kez daha ilan ediyordu. İSLAM… Zira sadece İslam ve doğal olarak Müslümanlar batıya meydan okuyabilir ve yeni bir medeniyet iddiasıyla ortaya çıkabilir. Bunu fark eden batı İslam’ı ve Müslümanları ötekileştirmek için her yolu ve imkanı kullanıyor. İslam eşittir terörizm! Müslüman eşittir terörist algısını bütün dünyaya zerkediyor. Fakat bu sefer batı bunu tankıyla topuyla değil ‘Bundan sonra İslam’ın savaşı kendi içinde olacak‘ diyen Henry Kissinger’in tezine yatırım yapıyor.

 En büyük zenginliğimiz olan düşünce özgürlüğümüz yerini taassuba bırakınca, yumuşak karnımızda böylece ortaya çıktı. Sonunda ne mi oldu? Anlatmaya gerek var mı? Kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse, bugün Irak’ta 50 Sünni’yi öldüren Şiilere hemen karşılık verilmeli, ertesi gün 100 Şii öldürülmeliydi, Ya da bunun tam tersi…

Peki bu deli gömleğini başımıza nasıl geçirdik?

Bundan nasıl kurtulmalıyız. Tabiki rabbimizin sözüne (vahye) kulak vererek ve aklımıza abdest aldırarak. Ne buyuruyordu Rabbimiz: İnananlar ancak kardeştir. (Hucurt 10)’ben Müslümanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir. (Fussilet 33) Toptan Allah’ın ipine sarılın tefrikaya düşmeyin (Ali İmran 103). Aklını kullanmayan toplumun üstüne Allah (cc) pisliği boca eder (yunus 100).

Demek ki neymiş düşmanın oyunundan, tuzağından daha çok biz aklımızı kullanmazsak bu durum kaçınılmazmış.

Ümmet coğrafyasının alev alev yandığı bugünlerde de, ümmetin son umudu olan ülkemize karşı da büyük oyunların oynandığını görüyoruz. Bu oyunu sadece biz değil dışarıdaki mazlum coğrafyamız da görüyor ve bu kalenin düşmemesi için dua ediyor. Bu tuzaklardan korkmuyoruz. Aklımızı kullanır yeniden ümmet olur ve vahye kulak verirsek, Rabbimizin yardımıyla bu tuzakları da boşa çıkaracağız inşallah. İşte bu duygu ve atmosferin hakim olduğu bir zamanda Ümmetin yetim ama yiğit evladı Filistin’in sembol isimlerinden İsmail Haniye’nin oğlu Abdüsselam Haniye Kayseri’ye geldi.

05.06.2015 Cuma günü Hilal-Der’de gerçekleşen programa Kayseri’deki STK temsilcileri ve çok sayıda insanımız katıldı. Abdüsselam Haniye’nin konuşmasını Dr. Ekrem Demir Hocamız tercüme etti. Katılımcılar arasında özellikle dikkat çeken iki isim vardı. Gazze için yola çıkan ama yaralı güvercin olarak yurda dönen Mavi Marmara şehidimiz, iftiharımız  Furkan Doğan’ın babası Ahmet doğan hocamız ve Mavi Marmara gazimiz Gönül Memiş hocamız da vardı. Gazze’ye gittiği zaman bütün programlarını iptal ederek kendisini ağırlayan İsmail Haniye’den bahseden Ahmet Doğan kendisi de programlarını iptal ederek Abdüsselam Haniye’yi misafir olarak ağırlamak istediğini belirtti. Hz. Hatice annemizin vefatından sonra dahi kurban etlerini pay ederken annemizin kardeşi Hale’ye öncelik tanıyan vefalı peygamberin ümmetine de ancak bu yakışırdı.

İstanbul’da hayatını kaybeden Filistinli bir öğretimi üyesinin cenazesi nedeniyle Kayseri programı sınırlı olan Abdüsselam Haniye Kayseri programına şehit Furkan’ın kabrini ziyaret ederek başladı.

Yoğun katılımın olduğu Hilal-der’ deki programda ise bir konuşma yapan Haniye önemli konulara temas etti. Satırbaşları ile değinmek gerekirse;

Ümmetin son kalesi Türkiye

Konuşmasında Türkiye’nin önemine özellikle vurgu yapan Haniye şu anda Filistin ve özelde Gazze davasına en büyük desteği Türkiye’nin verdiğini belirtti. Bu desteğin her alanda devam ettiğini vurgulayan Haniye siyasi, sosyal ve özellikle ekonomik yardımlar için Türkiyeli Müslümanlara müteşekkir olduklarını ifade etti. Son İsrail saldırılarında 51 gün süren savaşta 70000 evin yıkıldığını 100 bine yakın yetimin olduğunu hatırlattı. Halen Filistin’de elektrik ve su sıkıntısı çeken köylerin kentlerin olduğunu kaydetti.

Sağlık alanında da benzer sıkıntıların yaşandığını söyleyen Haniye bu sıkıntıların aşılması ya da daha çok artmaması için Türkiye’nin yardımına her zaman ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Ancak Haniye, son birkaç yıldır Türkiye üzerine oynanan oyunları çok iyi bildiklerini bunun bertaraf edilmesi için dua ettiklerini söyledi. Haniye, Türkiye’nin düşmesi halinde özelde Filistin genelde ümmetin bir asır daha kaybedeceğinin hatırlattı.

Yardımeli

Programda Yardımeli Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Hafızoğlu da bir konuşma yaptı. Filistin’inin ve Gazze davasının önemine değinen Hasan Hafızoğlu, Yardımeli’nin kardeş aile projesini anlattı. Hafızoğlu bir ara 4500-5000 aile ile kardeş aile olunduğunu şu an ise 2500-3000 arası kardeş ailenin olduğunu haber verdi.

Bu proje kapsamında çok etkilendiğini bir konuya da değinen Hasan Hafızoğlu pek çok kardeş ailenin durumunun düzelince belki ihtiyaçları olmasına rağmen başka bir ailenin kardeş aile yapılmasını istediklerinin belirtti. Hedeflerinin bu projedeki sayının artması olduğunu söyleyen Hafızoğlu, bunun için de Kayseri’deki duyarlı Müslümanlara çok iş düştüğünü söyledi.

İsrail, yardımlara engel olamıyor

Programın sonunda gönderilen yardımların İsrail engeline takıldığı ile ilgili bir soruya Abdusselam Heniyye; ”İsrail’in bu yardımları engellemeye çalışmak istediğini ancak başarılı olamadığını” cevabını verdi.

Gönderilen her yardımın yerine ulaştığını ancak yardımların nakdi olarak gönderilmesinin daha doğru olacağını söyledi.

Konuşmasında Filistinli gençler için spor tesisleri ve faaliyetleri ile ilgili bilgiler de veren Abdusselam Heniyye Kayserililer olarak oraya bir spor tesisi kazandırmalarından memnun kalacaklarını ilave etti.

Değişik duygusal anlarında yaşandığı program, karşılıklı sevgi, muhabbet, kardeşlik duyguları ve dua ile son buldu.

Haber Merkezi