Gazze Niçin Normalleşti?
Abdülaziz ÖZTÜRK
Gazze’de yaşanan mezalimin, tüm dünyaya canlı yayında izlettirilen soykırımın arkasında İsrail’in tüm devletler ile kurduğu sıkı ilişkiler var. Bu ilişkilerin geri planında Fransız ve İngiliz sistemi vardır. Bu sistemle İslam ülkelerinde siyasi ve ekonomik sömürge sistemi kurulmuş, siyasi sistemle ideolojik devletler inşa edilmis inşa edilen devletler krallıklar veya dikta rejimlerle kontrol altında tutulmuştur.
Ekonomik sistemde de uluslararası şirketlerde Siyonist ortaklıklar ve ekonomik ilişkiler rejimlerin iktidar gücü olmuştur.
Filistin Meselesi
İngilizlerin Filistin işgali ve Balfour deklarasyonu ile başlayan Filistin Meselesi 1948 yılında siyonist işgal ile sonuçlandı. Özellikle BM nin 5 daimi üyeli sistemin himayesinde kurulan Siyonist devlet güç ve hukuksuzluk sisteminin en büyük sembolü olmuştur.
Bazı veriler ile İslam coğrafyasındaki gücü belirtmek istiyorum
Dünya petrol üretiminin yüzde 65’i,
Dünya doğalgaz üretiminin yüzde 51’i,
Dünyada bilinen uranyum yataklarının yüzde 39’u,
Dünya doğal kauçuk üretiminin yüzde 70’i,
Dünya kalay üretiminin yüzde 52’si,
Dünya buğdayının yüzde 15’i,
Dünya pirincinin yüzde17’si,
Dünya baharat üretiminin yüzde 39’u,
Dünya şeker pancarı ve şekerkamışı üretiminin yüzde 31’i,
Dünya fosfat üretiminin yüzde 41’i
İslam ülkelerinde yapılıyor ya da kaynaklar bu ülkelerde bulunuyor.
Bu denli bir ekonomik güç dünya siyasetinde de önemli bir güç haline gelebilir. Ancak bahsini ettiğimiz 51 ülkenin yönetimleri BM’yi tasarlayan ve dünyayı yöneten beş ülkeye bağımlı haldedir. Hepsinin sömürge dönemlerinde kalma özel ilişkileri vardır. Bu sebeple ortak bir tavır belirleyebilecek ekonomik ve siyasal birliği kuramazlar. Kurmaları için ümmetçi bir mefkurenin sağlam zeminlerde kurulup ümmetin vahdetine engel olan resmî ideolojiler ve ulusalcı-milliyetçi ve mezhepsel hareketlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir
Hakikat bu iken Filistin sorunu aslında bize gerçekten bir İslam Dünyası’nın da olmadığını hatırlatıyor. İslam Dünyası neden sessiz ya da gereken tavrı almıyor sorusunun cevabı ulus-devlet bölünmüşlüğünün ümmeti ayırmak için en büyük fitne olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.
Ulus devlet fitnesinin yanında siyasi ve ekonomik ilişkiler ile rejimlerin iktidarda kalma pahasına İsrail ile direkt veya dolaylı ilişkilerini ümmete tercih etmektedirler.
Sonuç itibarıyla Gazze’de yaşanan mezalimin, tüm dünyaya canlı yayında izlettirilen soykırımın arkasında İsrail’in emperyalist devletleri ile kurduğu sıkı ilişkiler yatıyor. Ancak İsrail’in bu denli cesur olabilmesinin bir nedeni de Müslüman ülkelerle de açıktan ya da perde arkasından kurduğu siyasi ve ekonomik ilişkiler. Bu sebeple Türkiye’sinden Endonezya’sına, İran’ından Körfez ülkelerine, Fas’ından Orta Asya’sına Müslüman yöneticiler hem kendi halklarını aldatmakta hem de uluslararası zeminde Filistin davasını da bir istismar kartı olarak ceplerinde tutmaktadır.
İslam ülkeleri için Filistin artık bir yüktür ve gündemlerinde yoktur. Saçma sapan kınama mesajı dışında ne ticaretlerini bitirdiler ve ne de siyasi ilişkilerini kestiler. Siyonist ideoloji gücünü paradan almaktadır. Bunun adı ekonomi ise sadece 1 ay ticaretler askıya alınsa, hava sahaları ve limanlar kapatılsa, İsrail diye bir devlet tanınmasa radikal bir adım atan İsrail çıkar karşımıza.
Çözüm açık ve net…
Devletlerin karar alamadığı bir dönemde ümmetin vahdeti ve gündeminin Gazze olması en önemli adımdır. Bunun için elimizden gelen tek şey boykot ve ailelerimize ümmet ruhu vermeliyiz. Siyasi ve askeri adımlar devletlerin atacağı veya atmayacağı adımla dünya tarihine yazılacaktır.
Şeyh Ahmet Yasin’in basiret ve ferasetle dolu şu sözüyle yazımızı tamamlayalım:
“Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: Bizler direndik, ileri atıldık ve kaçmadık.”
Direnmeyen ve sessizliğiyle kaçanlara ahiret hatırlatılır….