İsmail ARSLAN

Görüşlerim

İsmail ARSLAN

Ülkemin bir şehrinden engelli bir danışanım aradı ve ona önerdiğim şekilde hazırladığı dilekçeyi vermek için gittiği vergi dairesi başkanlığında görevli memurun dilekçeyi almak istemediğini ve ona çok kötü davrandığını söyledi.

Danışanımın yapılan muamele gücüne gitmiş, neden böyle yaparlar diye soruyor?
Memur, mevzuata bağlıdır, orada yeri olmayan talebi, kendini buna mecbur hissettiği için devlet yerine kendini koyarak böyle davranmış olabilir, boş verin, siz dilekçeyi iadeli taahhütlü posta ile gönderin dedim. Ama almışlar sonuçta dilekçeyi.

Benzer sıkıntılar yaşanmaması adına örnek dilekçeyi paylaşıyorum. İadeli taahhütlü posta ile gönderin lütfen.
Şehrin vergi dairesi başkanlığına, başkanlık yoksa defterdarlığına hitaben
Ek'li rapor ile tevsik olunduğu üzere araç kullanabilir durumda değilim. (vesayet veya velayeti altında olan için ise başa engelli ad soyad tc ekleyin ve değilim yerine değildir yazın) Araç alımında ÖTV bağışıklığından yararlanmak istiyorum, mümkün müdür?
Ad soyad
tc no
Adres
İmza
Velalet veya vesayeten başvuran kendi adını yazar ve eke vesayet kararını da ekler. 
Dilekçe ekine kimlik ve sağlık kurulu raporu fotokopisi ekleyin
Göndermeden önce de dilekçenin okunaklı bir görüntüsü elinizde olsun.

Size olmaz cevabı verilir ise veya 1 ay cevap vermezlerse benimle bağlantı kurun, dava açarız vekaletinizle bu işleme karşı.
*
En büyük defomuz, genetik hafıza örgümüzdeki ilmek kaçıkları. Çözülme başlayınca tutabilene aşk olsun.
*
Muhakkak ki anlamını bilmeden ayet, hadis, dua okumanın da psikolojik olarak insana iyi gelmesi mümkündür, lakin anlamına vakıf olmadığı, okuyan veya işitene ne dediği bilinmeyen bir sözün hayat nizamı kurgulamada esas kabulü imkansızdır. Bu sebeple bilen birileri, bilmeyenlere onu kendi kurgularınca izah edeceklerdir. Onlar sahih rehberlerse ne ala, değillerse vay halinize!
*
Allah'ın kişinin dönüş yapmadan affetmeyeceği tek büyük günah şirkti ve özellikle şu himmet ayaklarına tasavvuf kullanılarak saf Anadolu insanına bu günah hem meşru hem de mecbur kılınarak yaygınlaştırıldı. Himmet şeyhim derseniz, Allah, şeyhe duyurmadan bizzat gelir işinizi görür diye bir abudiklik bu dine yamanmaya çalışıldı ki gel de bunu meşru ve hatta buna kendini mecbur hissedenden tevbe bekle. Mümkün mü?
Sen himmet Allah de, Allah senden razı ise, işinin görülmesi için en ifriti bile emrine amade kılabilir.
*
Sen dünya kadar büyük, bembeyaz bir kağıt olsan, sende kalem ucu kadar bir leke gördüğünde, tüm mesaisini onu dillendirmeye tahsis edeni mi tatmin etmeye çalışıyorsun?
İşinde bir terslik var...
Aynen bu cümleyi buraya yazmamdaki gereksizlik gibi ;
*
Bir de çocuk doğurma hususunda kadın için en verimli çağ 12-18 yaş arasıdır söylemi ileri sürenler türedi. Ey Arap örfünü din diye kabullenenler! 18 yaşını doldurana kadar bu ülkenin, bu kültürün hukukunda kız da erkek de çocuktur, bilginiz olsun.

Sizin üç kuruşluk şehvetinizi tatmin için kullandığınız argümanlara imanınız harbiden var ise, en önce kendi kızınızı everin sıkıyorsa ve buna yol bulabilirseniz tabii, zira en önce kızınız size küfreder ve sonra devlet, canınıza okur.

Yazarın Diğer Yazıları