İstanbul Milletvekili Bayhan'dan Bakan Işıkhan'a 'Yataş Sorgusu'
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, 'işten çıkarma' iddiaları ile gündeme gelen Yataş fabrikası için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a soru önergesi vererek 'TİS sürecinde taleplerini dile getiren işçilerin çeşitli bahanelerle işten çıkarıldığı iddiaları hakkında Bakanlığınız bir inceleme yapmış mıdır? 20 Ağustos'ta yapılacak grev oylamasının ardından patronun yeni işten atma dalgası hazırlığında olduğu yönündeki iddialar doğru mudur? Bu tür saldırılara karşı Bakanlığınız hangi somut önlemleri alacaktır?' dedi.
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, ‘işten çıkarma’ iddialarıyla gündeme gelen Yataş fabrikası hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a soru önergesi verdi. Milletvekili Bayhan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu, 70’ten fazla ülkeye ihracat yapan, yıllık 1 milyon adet yatak, 2 milyon yastık-yorgan, 400 bin ev tekstili, 520 bin baza-başlık, 450 bin koltuk ve 1 milyon metreküp sünger üreten Yataş, yüksek kârlarına rağmen işçilerine sefalet koşullarını dayatmaya devam etmektedir. İşletmede 2 bine yakın işçi çalışmakta, ancak ücretler 30-32 bin lira bandında kalmaktadır. Buna karşın şirket kârına kâr katmakta, yeni tesisler açmakta, üretim kapasitesini büyütmektedir. Yaklaşık 10 aydır ücret artışı yapılmayan Yataş’ta, Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasının imzaladığı toplu iş sözleşmeleri (TİS) işçilerin insanca yaşam taleplerini karşılamamaktadır. Patron sendikası Tekstil İşverenleri Sendikası ile yürütülen TİS sürecinde yüzde 20-27 bandında zam konuşulurken, işçiler en az yüzde 40 zam talep etmektedir. İşçiler yalnızca patronun dayattığı düşük zamma değil, sendikal bürokrasinin patron yanlısı tutumuna da tepki göstermektedir. “Sendika istifa” seslerinin yükseldiği fabrikada, yakın zamanda birçok bölümde iş bırakma eylemleri yapılmış, işçiler fabrika içinde ve bahçesinde yürüyüşler düzenlemiştir” diye konuştu.
Milletvekili Bayhan, işçilerin sendika değiştirme girişimlerinin engellendiğini ifade ederek; “Ancak Yataş yönetimi, işçilerin taleplerini karşılamak yerine onları bölmeye yönelik girişimlerde bulunmuştur. İşçilerin seçmediği “temsilciler” aracılığıyla yapılan görüşmelerde, patron sendikasının sorumlu olduğu iddia edilmiş, hatta “sendika değiştirebilirsiniz” denmiştir. Buna rağmen geçmişte sendika değiştirmek isteyen işçilerin işten atıldığı bilinmektedir. Bugün de başka sendikalarla görüşen bazı işçilerin işten çıkarıldığı yönünde iddialar vardır. Bu durum, Anayasal bir hak olan sendika seçme ve değiştirme özgürlüğüne açık bir saldırıdır. Ayrıca işçiler, TİS sürecinde fikirlerini dile getirdikleri için işten çıkarılmakta, işyeri önünde ve fabrika bahçesinde sürekli kolluk güçlerinin beklediği görülmektedir. Grev yasağı ve ertelemesi ihtimali şimdiden dillendirilmekte, sendika yönetimi bu ihtimali kullanarak işçileri fiili-meşru mücadele yollarından uzak tutmaya çalışmaktadır. Oysa işçi sınıfının tarihsel deneyimi, yasakların ancak birlik ve mücadeleyle aşılabileceğini defalarca kanıtlamıştır. Üretimin hız kesmeden sürdüğü, siparişlerin yoğunlaştığı, patronun stok yapmasını işçilerin engellediği bir dönemde Yataş işçileri, hem sermayenin hem sendikal bürokrasinin oyunlarını boşa çıkarabilecek iradeye sahiptir. Ancak bu iradenin karşısına dikilen baskı ve gasp mekanizmalarının soruşturulması, sendika seçme hakkı başta olmak üzere tüm anayasal hakların işçiler için fiilen güvence altına alınması zorunludur” ifadelerini kullandı.
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın Yataş hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sorduğu sorular ise şu şekilde;
1. Yataş’ta Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasından istifa ederek başka bir sendikaya geçmek isteyen işçilerin geçmişte işten atıldığı iddiaları doğru mudur? Bugün de aynı iradeyi gösteren işçilerin patron-sendikal bürokrasi işbirliğiyle işten çıkarılmasının önüne geçmek için hangi somut adımları atacaksınız? Bu hakkı kullandığı için işten atılan işçiler hakkında patronlar ve sorumlu sendika yöneticileri hakkında hangi idari ve hukuki işlemler yapılmıştır? Sendika değiştirmek bu ülkede fiilen suç mudur, yoksa Bakanlığınız “görmedim, duymadım, bilmiyorum” diyerek sermayenin yanında mı saf tutacaktır?
2. Anayasa’nın 51. maddesiyle güvence altına alınmış sendika seçme ve değiştirme özgürlüğünü kullanan işçilerin uğradığı hak ihlallerine karşı Bakanlığınız bugüne kadar hangi denetimleri yapmıştır? Bu denetimlerin sonuçları nedir? İşçilerin uğradığı hak kayıplarını gidermek için hangi adımlar atılmıştır?
3. Yataş fabrikası önünde ve bahçesinde kolluk güçlerinin sürekli bulunmasının talimatı kimden gelmiştir? Bu durum işçilerin örgütlenme, eylem ve grev hakkını fiilen engellemek anlamına gelmiyor mu? Kolluk güçlerinin görevi sermayenin özel güvenliği gibi hareket etmek midir?
4. TİS sürecinde taleplerini dile getiren işçilerin çeşitli bahanelerle işten çıkarıldığı iddiaları hakkında Bakanlığınız bir inceleme yapmış mıdır? 20 Ağustos’ta yapılacak grev oylamasının ardından patronun yeni işten atma dalgası hazırlığında olduğu yönündeki iddialar doğru mudur? Bu tür saldırılara karşı Bakanlığınız hangi somut önlemleri alacaktır?
5. Yataş yönetimi, üretimi ve kârını artırmak için fazla mesaileri dayatırken, işçilerin insanca yaşama yetecek ücret ve çalışma koşulları yönündeki taleplerini karşılamamakta ısrarcıdır. Bakanlığınız, patronun üretim planlarına ve kâr hırsına gösterdiği ilgiyi işçilerin taleplerine neden göstermemektedir?
6. Türkiye işçi sınıfının en temel haklarından biri olan sendika seçme ve değiştirme özgürlüğü, sermaye-iktidar-sendikal bürokrasi ittifakının baskıları karşısında fiilen kullanılamaz hale gelmiştir. Bu tablo, sendika seçme özgürlüğünün kâğıt üzerinde kaldığını ortaya koymaktadır. “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında toplanan on binlerce imza ile hazırlanan ve 16 Haziran’da TBMM’ye sunulan yasa teklifini ne zaman gündeme alacaksınız? Bu teklifin yasalaşması için Bakanlığınız sorumluluğunu yerine getirip destek olacak mıdır?
7. AKP iktidarı döneminde, 22 yılda tam 22 grev yasaklanmıştır. Son dönemde kamu işçilerinin TİS sürecinde ve metal işçilerinin TİS sürecinde olduğu gibi çeşitli bahanelerle grev yasaklarında belirgin bir artış yaşanmaktadır. Bu tablo, grev hakkının fiilen kullanılamaz hale geldiğini göstermektedir. Bakanlığınız, Yataş’ta patronun dayattığı emek sömürüsü ve ücret gaspına karşı iradesini grevle ortaya koyabilecek işçilere bu hakkın engellenmeyeceği yönünde açık ve bağlayıcı bir güvence verebilecek midir?
Bakmadan Geçme





