'Milletin Evi'nde misafirlik

Talas Reşadiye Mahallesi Muhtarı Mustafa Kapçı, geçen hafta davet edildiği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi izlenimlerini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesini gazetemiz için kaleme aldı.

Talas Reşadiye Mahallesi Muhtarı olarak muhterem Cumhurbaşkanımız 16. Muhtarlar Toplantısı için Külliye’ye beni de davet etti.

            8 Aralık Salı günü saat 11’de Külliye’nin 3. kapısında hazır olacak şekilde komşu Başakpınar ve Zincidere muhtarlarımızla birlikte gece 03:00 otobüsüyle yola koyulduk. Uzun süredir Ankara’ya gitmemiştim. Ankara’nın nasıl geliştiğini, Külliye’nin nasıl olduğunu merak ederek “vira bismillah” deyip yola koyulduk.

“Mabetsiz Şehir”den minarelerin arşa yükseldiği şehire…

            Ankara’nın bendeki imajı rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’nin tabiriyle “Mabetsiz Şehir”di. Sabahın ilk ışıklarıyla otoyoldan Başkent’e girdiğimizde her tepede yükselen cami inşaatları beni çok sevindirdi.  Artık yeni Ankara’nın her tarafında minarelerin arşa yükseldiğini sevinerek gördüm. Allahım (cc) minarelerimizi ezansız, camilerimizi cemaatsiz bırakmasın. (Amin)

            Dikkatimi çeken diğer bir konu ise geniş yollar ve kavşaklarla su gibi akan trafik oldu. Ankara’nın trafik problemini çözen Büyükşehir Belediye Belediye Başkanı sayın Melih Gökçek’in kulaklarını çınlattık.

            Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Beştepe denilen yüksek tepeye görkemiyle oturmuş, dört tarafı geniş yollarla çevrili bir adanın tepesinde ümmet-i Muhammed-i temsil eden Millet Camii ile Başkent’e mührünü vurmuş durumda.

Millet Camii göz kamaştırıyor

            İlk ziyaretimiz Millet Camii’ne oldu. Cami, mimarisi, işçiliği, malzemeleri ve estetiği ile göz kamaştırıcı. Halen inşaatı süren ve nasipse ilkbaharda açmayı düşündüğümüz Şehit Furkan Doğan Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanlığını da yürüttüğüm için bu camiye alıcı gözüyle baktım. En çok dikkatimi çeken abdesthanesi oldu. O kadar rahat bir yer hazırlamışlar ki, ayak koyma yerleri vs ile üzerinize su sıçraması imkansız gibi. Dernek başkanlarının, belediye başkanlarının, inşaatçıların burayı örnek almasını tavsiye ederim. Emeği geçenlerden, yapanlardan Allah (cc) razı olsun.

Devlet Kapısı

Sıkı bir aramadan sonra Külliye’den içeri alınmaya başladık. Eskilerin tabiriyle artık “Devlet Kapısı”ndayız. Görkemli tavanlara, yüksek kapılara ve zarif binalara heyecan ve merakla bakarak sıra sıra kapılardan geçtik.

            Birinci bölümdeki vestiyere çantalarımızı, pardesülerimizi, telefonlarımızı ve götürdüğümüz hediyeleri bıraktık. Ben de sayın Cumhurbaşkanımıza Ramazan Kayan’ın kaleme aldığı ve şehidimiz Furkan’ı anlatan “Bir Şehide Şahitliğim” isimli kitabı götürdüm. Kitabın içine de isim ve imzamla birlikte içimden geçen şu metni yazdım:

            “Bismih-i Teala.

Muhterem Cumhurbaşkanım;

Allah’a (cc) hamd, Resulune (sav) salat ve selam eder, size iki cihan saadeti dilerim. Şehit Furkan Doğan’ın memleketi Reşadiyelilerin selam ve duasıyla…”

            Buradan sonra Cumhurbaşkanımızın bizlere hitap edeceği, sarı renklerin hakim olduğu, ses ve ışıklandırmanın son sistemle donatıldığı güzel bir salona alındık.

Devletle muhtarlar arasındaki “kırmızı telefon”

            İlk sunumu İçişleri Bakanlığı’ndan daha önceleri vali yardımcılığı ve kaymakamlık görevlerinde bulunmuş Bilgi İşlem Dairesi Başkanı bir kardeşimiz yaparak yeni kurulan Muhtar Bilgi Sistemini bizlere tanıttı. Sistemin özelliği bizi zaman israfı ve bürokrasiden kurtarması. Mahallemizin ihtiyaçlarını ve önerilerimizi bilgisayardan yükleyerek anında başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere devletin her kademesine ulaştırıyoruz. Yani bütün bu hareketliliği herkes bilince sümen altı yapmak ortadan kalkmış oluyor. Kısacası sayın Cumhurbaşkanımız muhtarlarla devlet arasına “kırmızı telefon” çektirmiş. Nitekim konuşmasında da “büyük devlet olma vizyonu en başta yerelde başlar” diyerek bu uygulamasını perçinliyor ve biz muhtarlara verdiği değeri ispatladı.

            Konuşmasında önce muhtarların önemini vurgulayan Cumhurbaşkanımız güncel olaylara da değinerek Rusya’nın düşürülen uçağı, terör örgütünün yaktığı cami ve okullar hakkında görüşlerini açıkladı.

Cumhurbaşkanımızla buluşma

            Cumhurbaşkanımızın konuşmasından sonra öğle yemeği için Ağaçlı Salon isimli genelde Ramazan iftarlarının verildiği salona geçtik. Bana ayırılan 28 no’lu masada yerimi aldım. Sayın Cumhurbaşkanımız da genellikle hanım muhtarların ağırlıkta olduğu masayı şereflendirdi. Ama benim Cumhurbaşkanımızla daha doğrusu ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından tanıdığım bu eski dostla mutlaka görüşüp konuşmam, hasbıhal etmem gerekiyordu. Tayyip bey, benim Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığım ve RP’de görev aldığım dönemde sık sık şehrimize gelirdi. O yıllarda çeşitli siyasi çalışmaları birlikte yapmıştık.

            Masasına yaklaşarak korumalara eski bir dostu olduğunu belirtip müsaade istedim. Sağolsunlar yardımcı oldular. Cumhurbaşkanımıza selam verdim. Elimden tuttu. Ancak ne hikmetse ağzımdan “Cumhurbaşkanım” yerine “başkanım” hitabı çıktı. Halini, hatırını sordum. Eskileri yad ettik. Elimi ayrılana kadar bırakmadı. Yüzü rahmetli Erbakan hocam gibi nurlanmıştı. Ancak biraz yorgun ve bitkin gördüm.

            Kendisine yeni görevlerim hakkında bilgi verdim. Şehit Furkan Doğan adına yaptırdığımız caminin açılışına davet ettim. “Nasip” dedi. Bütün Reşadiyelilere selam götürmemi söyledi. Son olarak zor görevinde başarılar dileyip masasından ayrıldım.

            İkram edilenleri yemeğe devam ettik. Cumhurbaşkanlığı makamına layık şekilde yemekler çok nezih, salon güzel, elemanlar ise bilgili ve görgülü idiler. Bu arada istek ve temennilerimizin yazılması için herkese zarf dağıtıldı. Ben de Ekonomi Bakanı olarak hemşehrimiz sayın Mustafa Elitaş’ın atanmasının sevindirici olduğunu yazdım. Ayrıca bazı istek ve temennilerimi dile getirdim. Bir görevli kardeşimizin yemek duası yapmasıyla yemek faslı da bitmiş oldu. Çankaya’da eski dönemlerdeki baloları, içkileri, çengileri hatırlayınca sayın Cumhurbaşkanımıza olan sevgim bir kat daha arttı. “Uzun adam”a Rabbim hayırlı uzun ömür nasip etsin inşallah.

            Yemek ikramından sonra gruplar halinde hatıra fotoğrafları çekildi. Biz de o meşhur merdivene dizilerek poz verdik. O sırada daha önce Kayseri’de birlikte çekildiğimiz fotoğrafları gösterdim. Hatırlayıp, kafasını salladı. Böylece bu güzel ziyaret programımız sona ermiş oldu.

            Bu ziyaretten çıkardığım izlenimlerime gelince… Malum eskiden “Kabe Arabın olsun, Çankaya bize yeter!” diyorlardı. Allah’a (cc) binlerce şükür olsun ki,  Kabe de bizim, Cumhurbaşkanlığı da…

            Yüce kitabımızdaki “Allah’ın boyasıyla boyanın” hitabı gereği Külliye gerçekten Allah’ın boyası ile boyanmış. Her şeyi ile bizi anlatıyor, her taraf bu ümmetin yansımalarıyla dolu. Külliye’nin duvarlarında peygamberimiz Hz. Muhammedin Hilye-i Şerif’i asılı. Kısacası gerçekten milletin ve ümmetin evi olmuş.

Hayat; iman ve cihat

            Çok duygulanıyorum. Ümmet-i Muhammed’i düşünüyorum. Sadece AK Partililere, Recep Tayyip Erdoğan’ı sevenlere değil tüm Muhammed ümmetine sesleniyorum. Erdoğan’ın ve AK Parti’nin mutlaka eksikleri, yanlışları vardır. Çünkü onlar da insan. Mükemmellikse ancak Allah ve Resulüne mahsus bir vasıftır. Kazanılmış bu en yüksek makamın ve iktidarın elimizden düşmemesi için çok çalışmamız gerekiyor. Teşkilatlar, vakıflar, gönüllü kuruluşlar olarak çok ama çok çalışmalıyız. Yoksa Rabbimiz bu nimetleri şükrünü eda edemeyenlerden geri alır.

            Bu hareket bir çığırdır

            Bu hareket bir çizgidir.

            Bu hareket bir çağrıdır.

            Bu hareket bir çığlıktır.

            Bu hareket bir milli duruştur.

“Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyiniz. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”

İdarecilerimizin en üstünden en altındakine kadar bütün insanımız bu gemide. Hepimiz gücümüzü ve güzelliğimizi bu gemiden yani bu ülkeden alıyoruz. Gemi de bu kutsal emanetlerle yol alıyor. İnanıyorum ki; bu gemi salimen limana varacak. Bu meşale sönmeyecek, yarınlarımız bu günden daha aydınlık olacak.

            Allah’ım bizi yolda ve zorda bırakma. Ayaklarımızı kaydırma, İslam düşmanları karşısında bizleri küçük düşürme.

            Rabbimiz üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı sabit kıl. Kafirlere karşı bize yardım et.

            Kardeşler!

Allah’tan razı olalım ki, O’da bizden razı olsun. Allahım başımızdan imanlı başları eksik etme, imansız başlara da hidayet nasip eyle.

Hayat iman ve cihattır vesselam.

Allaha emanet olunuz!

Yazan: Mustafa Kapçı

Talas Reşadiye Mahallesi Muhtarı 

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!