- Haberler
- Gündem
- Saadet Partisi'nden Uyarı: 'Alkollü Mekanların Artışı Toplumsal Sorunları Derinleştiriyor'
Saadet Partisi'nden Uyarı: 'Alkollü Mekanların Artışı Toplumsal Sorunları Derinleştiriyor'
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun, şehirdeki alkollü mekanlar ve satış noktalarındaki artışa dikkat çekerek, bu yerlerin cami ve okullara olan mesafelerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
BASIN TOPLANTISI KONUŞMA METNİ (ARALIK 2025)
Değerli basın mensupları, kıymetli hemşerilerim,
Aralık ayı basın toplantımızın konuları Asgari ücret ve Genel Sağlık Sigortasında yapılan artışla devasa rakamlara ulaşan GSS Primleri.
Hem gerçekleri ortaya koymak hem de çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak adına bugün sizlerle bir aradayız.
2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin başladığı bu günlerde, milyonlarca çalışanımızın geleceğini ilgilendiren son derece kritik bir süreçten geçiyoruz.
“Asgari Ücretli Çalışanlarımızın Alım Gücü Tükenmiştir”
2025 yılı için net 22.104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, 2025 yılının son günlerine geldiğimizde alım gücü ortadadır ve maalesef açlık sınırının dahi altına düşmüştür.
Bugün 2026 yılı için konuşulan rakamlar ise, ülkemizde enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir dönemde 27 bin olsun mu, 28 bin mi olsun tartışmalarının ötesine geçememektedir.
Oysa mesele yalnızca rakam tartışması değildir.
Mesele asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesine ulaşmasıdır.
Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada asgari ücretli çalışanlarımız bitmiş, tükenmiş, nefes alamaz hale gelmiştir.
“Sorun: Asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır”
Evet, asgari ücreti artırmak önemlidir.
Ama asgari ücretlinin alım gücünü korumak daha önemlidir.
Her yıl aynı tabloyu görüyoruz:
•Asgari ücrete zam yapıldığı günün ertesi,
•İğneden ipliğe tüm ürünlere gelen zamlarla,
•İşçinin maaşı daha cebine girmeden erimekte,
•Birkaç ay içinde eski seviyesinin bile altına düşmektedir.
Bu kısır döngü, çalışanlarımızı yoksullaştırmakta, aileleriyle birlikte hayata tutunmalarını zorlaştırmaktadır.
“Peki, çözüm nerede? Biz ne öneriyoruz?”
Saadet Partisi olarak meseleye sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir anlayışla yaklaşıyoruz.
Bugün burada üç temel çözüm önerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum:
1. Asgari Ücrette Sigorta Primlerinin Devlet Tarafından Karşılanması
Asgari ücrete yapılacak artışın işveren üzerinde ciddi bir yük oluşturduğu bilinmektedir.
Bu nedenle:
•Asgari ücret sigorta primlerinin tamamı veya bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı,
•İşverenin üzerindeki yük hafifletilmeli,
•Böylece işçinin maaşına doğrudan yansıyacak net bir artış sağlanmalıdır.
Bu model hem çalışanı korur hem işvereni ayakta tutar.
2. Enflasyonla Etkin Mücadele ve “Zamların Zammı”nın Önlenmesi
Asgari ücrete zam yapılır yapılmaz tüm sektörlerde fiyatların artması artık kronik bir sorundur.
Bunun için:
•Enflasyonun gerçek ve kalıcı şekilde düşürüleceği bir ekonomik program,
•Asgari ücret artışını fırsata çeviren fiyat dalgalanmalarına karşı etkin denetim mekanizmaları,
•Zamların otomatikleşmesine engel olacak güçlü bir piyasa kontrolü ve
Enflasyonla mücadelenin en birinci şartlarından olan üretimin desteklenmesi ön plana alınmalıdır.
Unutmayalım ki ücret artışı değil, fiyat istikrarı kalıcı refah getirir.
3. Vatandaşın Alım Gücünü Artıracak Kapsamlı Sosyal Politikalar üretilmeli
Asgari ücretlinin alım gücünü korumak adına:
•Temel gıda ürünlerinde fiyat istikrarı,
•Kamu hizmetlerinde fahiş fiyat artışlarının durdurulması,
•Ulaşım, eğitim, enerji ve barınma alanlarında vatandaşın yükünü hafifletecek politikalar,
•Dar gelirliyi koruyan hedefli sosyal destek programları hayata geçirilmelidir.
Biz Saadet Partisi olarak;
•Emeği savunmaya,
•Adil paylaşımı savunmaya,
•Alın terinin karşılığını savunmaya devam edeceğiz.
2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin, çalışanlarımızın hayat şartlarını iyileştirecek bir anlayışla sonuçlanmasını umuyor; hükümete, ilgili kurumlara ve tüm paydaşlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
Bir diğer konu GSS (Genel Sağlık Sigortası) Primine yapılan %100’lik artış.
Hepinizin bildiği üzere, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim oranı yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmış, yani tam iki katına yükseltilmiştir.
Bu düzenleme sonucunda 780 TL olan GSS primi, 1.560 TLye yükselmiş; hiçbir geliri olmayan yüz binlerce vatandaşımız için adeta ödenemez bir yük haline gelmiştir.
“GSS Primi Artışı, Geliri Olmayan Vatandaşlarımızı Borç Kıskacına Almıştır”
GSS kapsamında en büyük mağduriyeti şu kesimler yaşamaktadır:
•Üniversiteden mezun olmuş fakat henüz iş bulamamış gençler,
•Sağlık sorunu veya işsizlik nedeniyle çalışamayan vatandaşlar,
•Hiçbir sosyal güvencesi olmayan dar gelirli aile bireyleri.
Bu vatandaşlarımızın hiçbir geliri olmamasına rağmen, sistem tarafından otomatik olarak GSS kapsamına alınıp her ay 1.560 TL borçlandırılmasıdır ki yıl başı itibari ile bu rakam daha da artacaktır, bu sosyal devlet anlayışı açısından kabul edilemez bir durumdur.
Bu durum geliri olmayan vatandaşlarımızı borçlandırmakta, birikmiş prim borçları nedeniyle sağlık hizmeti alırken ciddi sıkıntılara yol açmaktadır.
“GSS gibi bir sistem, gelir düzeyi düşük vatandaşın yükünü hafifletmek için vardır; artırmak için değil!”
Genel Sağlık Sigortası, çıkış noktasında sosyal devletin bir gereği olarak tasarlanmış bir uygulamadır.
Ancak bugün karşımıza çıkan tablo şudur:
•Geliri olmayan vatandaşa prim borcu çıkaran,
•Gençleri borç listesine ekleyen,
•Sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırmak yerine zorlaştıran,
•Borcu olanı cezalandıran, bir sisteme dönüşmüştür.
Bu haliyle GSS, amacını aşan, sosyal adalet ilkesiyle bağdaşmayan bir yapıya bürünmüştür.
“Saadet Partisi olarak uyarıyoruz: Bu zam geri alınmalı, GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir.”
Gençlerin Otomatik Borçlandırılmasına Son Verilmelidir
“Vatandaşını Borçlandıran Değil, Vatandaşını Koruyan Bir Devlet Anlayışı Gereklidir”
Saadet Partisi olarak açıkça ifade ediyoruz:
GSS primleri üzerinden gelir elde etmek sosyal devlet anlayışına aykırıdır.
Biz vatandaşlarımızın:
•Sağlık hizmetine kolayca erişmesini,
•Gelirinin olmadığı dönemde borçla karşılaşmamasını,
•GSS sisteminin adil ve insani bir şekilde yeniden düzenlenmesini savunuyoruz.
Bu çağrımız bir eleştiriden öte, ülkemizin sosyal adalet ilkesi adına bir sorumluluk çağrısıdır.
Milletimizin hak ettiği insanca yaşam koşulları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Şehrimizin zaman zaman olumsuz hadiselerle anılması bizleri derinden üzmektedir. Nitekim ilk olarak Gastepress’ten Gazeteci Yusuf Ağaşe tarafından gündeme getirilen, kanser ilaçlarının usulsüz yollarla satıldığı ve bu durum nedeniyle kamu zararının yaklaşık 90 milyon seviyelerine ulaştığı iddialarla ilgili olarakta bir kaç gün önce emniyet güçlerimiz operasyon gerçekleştirmiştir.
Bu ciddi iddiaların tüm yönleriyle titizlikle incelenmesi, sorumluların ortaya çıkarılması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması adına gerekli tedbirlerin alınması en büyük temennimizdir. Şehrimizin adını karalayan bu tür olayların sona ermesi, Kayseri’mizin güvenilir, huzurlu ve itibarlı kimliğinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Kayseri’de alkollü mekanlar ve satış noktalarındaki artışa, Cami ve Okullara olan mesafelerinin yeniden gözden geçirilmesine dikkat çekmeye devam edeceğiz.
Şehrimizin yöneticilerinin de bu konudaki sessizliğini anlamak mümkün değil.
Son günlerde sıkça duyduğumuz aile içi şiddet, trafikte yaşanan terörizm, gençler arasında artan kavga olayları ve çocuklara sirayet etmiş olan alkol illetini görmezden gelmek sorunların büyümesine ve çözümün zorlaşmasına neden olmaktadır.
Bakmadan Geçme