Tıpta yapay zeka ile hastalıklara erken teşhis
Yapay zeka sistemleri her geçen gün gelişiyor ve büyüyor. Tıp alanında da önemli ve etkili bir rol oynadığını söyleyen Moleküler biyoloji doktoru, Erciyes Üniversitesi Beyin Cerrahisi Öğretim Üyesi ve yapay zeka şirketi sahibi Dr. Öğretim Üyesi Halil Ulutabanca, ' Yapay zeka sistemleri sayesinde doktorların tanı koymada ve tedavi planlamada yardımcı olması konusunda ciddi atılımlar oldu. Hastalıkların teşhisinde, radyolojik görüntülerin okunmasında ve tedavilerin planlanmasında doktorlara yardımcı olur pozisyonda. Bununla birlikte, pandemiyle birlikte daha da önemi ortaya çıkan aşı geliştirmedeki ciddi katkıları. Önceden yaklaşık 8-10 yıllık bir süreçte bir aşı geliştirmeye çalışılıyordu ve bu süreç içerisinde son ürünün hastalara kullanımı esnasında ciddi problemler çıkabiliyor, bu yüzden tüm proje başarısızlıkla sonuçlanabiliyordu. Ama şimdi bu yapay zeka sayesinde bu çabalar çok kısa sürelere düştü' dedi.
Yapay zeka doktorların yerini mi alacak? Sağlık sektöründe hızla yükselen ve gelişen bu teknoloji, teşhisten tedaviye birçok alanda kullanılıyor. Bunun yanı sıra aşı geliştirmede de büyük bir etkiye sahip. Bunun yanı sıra insanların sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesiyle de hastalık ilerlemeden durdurmada etkili rol oynuyor.
Moleküler biyoloji doktoru, Erciyes Üniversitesi Beyin Cerrahisi Öğretim Üyesi ve yapay zeka şirketi sahibi Dr. Öğretim Üyesi Halil Ulutabanca, “Moleküler biyoloji alanında doktora sahibiyim. Bu sebeple hem moleküler biyoloji alanında çalışmalar yürütüyoruz hem de aynı zamanda startup şeklinde bir yapay zeka şirketim var. Yapay zeka şirketimizde özellikle karar destek sistemleri üzerine çalışıyoruz. Şu anki uğraştığımız alanlar; radyolojik görüntülerin yapay zeka tarafından okunması, onların değerlendirilmesi ve bununla birlikte doktorlar için karar vermeye yardımcı olmaları üzerine. Yine bunun gibi hem görüntü inceleme alanlarında hem de biyoinformatik alanlarında çalışmalara devam ediyoruz. Biyoinformatik ne derseniz de; yeni nesil genetik ve moleküler çalışmalarında, istatistik verilerinin yeni nesil değerlendirilmesi ve çalışılması şeklinde devam ediyor. Daha önceki çalışmalara göre, yani tıp alanındaki deneysel ve moleküler araştırmalar veya onunla ilişkili yeni nesil görüntülemeler için mevcut olan analizlerde yetersizlikler söz konusuydu. Yapay zeka sistemleri sayesinde doktorların tanı koymada ve tedavi planlamada yardımcı olması konusunda ciddi atılımlar oldu. Hastalıkların teşhisinde, radyolojik görüntülerin okunmasında ve tedavilerin planlanmasında doktorlara yardımcı olur pozisyonda. Halihazırda tabii bununla birlikte en önemli konu, pandemiyle birlikte daha da önemi ortaya çıkan aşı geliştirmedeki ciddi katkıları. Önceden yaklaşık 8-10 yıllık bir süreçte bir aşı geliştirmeye çalışılıyordu ve bu süreç içerisinde son ürünün hastalara kullanımı esnasında ciddi problemler çıkabiliyor, bu yüzden tüm proje başarısızlıkla sonuçlanabiliyordu. Ama şimdi bu yapay zeka sayesinde bu çabalar çok kısa sürelere düştü. Yani 6 aylık veya 1 yıllık sürelerle artık aşı geliştirme süreçlerinin çok kritik aşamaları yapay zeka sayesinde aşılabiliyor, daha hedefe yönelik aşı programları geliştirilebiliyor. Bu konularda ciddi katkısı var” şeklinde konuştu.
‘DAHA DÜNYADA YAPAY ZEKA SİSTEMLERİ OTURMADIĞI İÇİN TEK BAŞLARINA KULLANILMASI KONUSUNDA YETERLİ DEĞİLLER’
Tıpta yapay zeka sistemlerinin doktor olmadan tek başlarına kullanılması mümkün değil diyen Erciyes Üniversitesi Beyin Cerrahisi Öğretim Üyesi ve yapay zeka şirketi sahibi Halil Ulutabanca, “Son ürünün ortaya çıkmasında problemler devam ediyor. Bunların etik problemleri, etik kurallarının oturması gerekiyor. Daha dünyada bu sistemler oturmadığı için tek başlarına kullanılması konusunda yeterli değiller. Bundan dolayı biz bunları karar destek sistemi gibi isimlendirerek, yapay zekanın karar verme sürecinde doktorlarla birlikte hareket etmelerini sağlıyoruz ve bu şekilde de başarı oranı artıyor. Yani bir doktorun bir radyoloji raporunu okuma başarısı örneğin yüzde 70'lerdeyken, yapay zekanın kendi başına okuma kapasitesi yüzde 75'lerde. İkisinin birleştiği zaman yüzde 90 oranında doğruluk oranı ortaya çıkıyor. Bu da tabii hastalar için ciddi bir kazanç olarak görülüyor, çünkü sonuçta bizim uğraştığımız konu insan. İnsan çok değerli bir varlık dünyada ve hata yapma lüksümüz çok fazla yok. Şimdi tabii, yapay zeka destekli beyin cerrahisi, yapay zeka destekli mikroskoplar ve navigasyon sistemleri kullanıma ve gündeme gelmeye başladı. Dolayısıyla bu çalışmalar giderek artacak. Şimdi robotik sistemler dediğimiz sistemler gelişiyor. Şu an elimizdeki mevcut Da Vinci robotu var, bunun gibi biyopsi robotları var. Bunlar tabii ara ürünler hala. Şimdi planlamadan son evreye kadar süreci yürütecek yeni nesil robotlar üretim ve Ar-Ge aşamasında, çalışmalar devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





