Bunu bir çöz artık Devletim!
Engelli yurttaşlara yönelik pozitif ayrımcılık kapsamında tanınan bazı hak ve imtiyazlara dair yasal düzenlemelerde temel mantık, engel, kişiyi neyden mahrum bırakıyorsa, ona yönelik düzenleme yapılması olmalıdır.
Çalışma gücü kaybı
Eğitim
Bakım
Ulaşım
Rehabilitasyon
Tedavi gibi her bir engelli için, kişisel durumu neyi gerektiriyorsa, oyönde düzenlemelere yönelmek isabetli olacaktır.
Örneğin:
Ulaşım için, engel durumu kendi başına ulaşım ihtiyacını karşılayamayan engelliden özel tüketim vergisi veya KDV bağışıklığı aynı bir kalemde düzenlenmeli,
Çalışma gücünü belli bir oranda kaybetmiş engelliye yönelik vergisel imtiyazlar ayrı bir başlıkta ele alınmalı,
Bakım yardımı alması gereken engelli için daha farklı bir mekanizma işletilmeli.
Ama zaten böyle denilir ise, hiç de böyle değil, misal olsun:
Engelli yurttaşlar %90 ve üzeri oranda heyet raporu ile durumlarını tevsik ederlerse, başka bir ibare aranmaksızın ve % 1 ile 89 arası oranda ise raporda özel donanımlı veya otomatik araç kullanabilir kaydı ve kodlu ehliyeti olması şartı ile ÖTV ve MTV bağışıklığından yararlanabilir, bu ibareler yoksa vergi idaresi yararlandırmıyor.
Ancak oranı 90 altında olup, araç kullanma durumu olmayanlar için de bir yol mevcut.
Yazılarımda izah ettim.
İdarenin ajanlarının elini kolunu bağlayan tabiidir ki yasal düzenlemelerdir. İdare ajanları mevzuata göre hareket etmeye mecbur ve mahkumdurlar.
Hak ve menfaatların yasalarla korunmas hukuk devletlerininin olmazsa olmazlarıdır.
Bu minvalde araç kullanabilir durumda olmayan engelli bireylerin vergi bağışıklığından yararlanabilmeleri konusunun yasal düzenleme ile güvence altına alınması hukuk devletinde bir zorunluluktur.
Şu oran üstünde olanlar yararlanır, altında olanlar şu şu şartlarda yararlanır değil, araç kullanma durumu olmayanlar için bu hak, her halukarda kabul edilir gibi bir düzenleme, şöyle olursa böyle olmazsa tarzı değil, net şekilde yasada ifade bulmalıdır.