Kendini, tarikatından olanlara mütedeyyin olarak takdim edenlerin marketler zincirinde, milletin Gazze katliamları sebebi ile boykot ettiği ürünlere, bir alana bir bedava kampanyasını görünce, daha bir anladım ki bu milletin en büyük düşmanları dışarıda değil, en içeride!
*
Gezizekalılar batı nasıl olsa müdahale eder kafası ile terör örgütü iltisaklıların aymazlıklarına ses çıkarılmaz sanıyorlar. Lakin değil batı, feriştahı gelse o iş bitti!
Bu ülkeyi kimse bölemez!
Her bölücü de gereken cezayı alır!
Açık açık Kandil'e tabiyiz diyemeyenler kayyum istemiyoruz diyorlar!
Demokrasileri bu kadar bunların!
Bu belediye başkanına oy verenler bunun Kandil'e bağlılığına mı evet dediler yani?
*
Sağlam bir itikad ile tüm yardımı Allah'a tahsis etmekte yanılma payı asla yoktur, lakin himmet, şefaat ve başarıyı Allah'tan gayrına, kıyı köşesinden bile isnad, tüm dini yıkabilir. Himmet Allah diyen, talebinde ve yönelişinde samimi ise, kurbiyeti nispetinde, Allah dilerse, onun işini düşmanına dahi gördürebilir. Ancak zerre şirk bulaşırsa talebine, işinin görülmesi bile, esasta felaketidir.
*
Hepimize biraz empati lazım... Gözümden sen, gözünden ben bakamadıkça, gördüğümüz sadece fizik. Kimyaya vakıf olmayınca da tahlil oturmuyor.
*
Nikahın dini olanı resmi olanı diye bir ayrımı olamaz. Nikâh bir irade beyanıdır ve imam nikahı diye bir uydurma yoktur. Nikâhta aslolan evlenme iradesinin de aleniyetidir. Yok yani öyle kendi aralarında nikah kıyıp alenileştirmeden birleşmeyi meşru addetmek. Daha doğrusu zinaya din içinde meşruiyet kılıfı ayarlamaya çalışmak.
*
Variyet çoğaldıkça hata yapma olasılığı artar. İmkan çoğaldıkça, kontrol güçleşir. Variyetli ile aynı kadraja sığmak için çırpınan, kuyruğundan kendini yemeye başlayan yılan gibidir.
*
Sen ona bir zarar vermiş olmana rağmen, sana misilleme yapmayarak, hayrın için dua eden biri varsa civarında, onu asla bırakma, sıkıca yapış ona.
*
Normal bir konuşmayı işitme kabiliyetimiz ötesinde hızlandırsak duyacağımız sadece sessizlik!
Algılayabildiğimiz frekans aralıkları 20-20.000 hz aralığı. Bir kedi 65.000 hz. civarı işitebiliyor. Yunus ise 150.000... Bir sivrisinek bir saniyede 600 kere kanatlarını çırpıyor. Ona ait duyduğumuz sadece keskin, ince bir vızıltı.
250 hz. bir konuşmayı 25.000 hz. civarına çıkardığımızda ses kaybolmuyor; ama işitme yetimizin ötesine geçiyor.
Neler çıkar buradan, neler...
*
Biraz azalmak iyi gelecek...
Bu kadar kabarıklık, ancak köpüklük ile şerh edilmeli...
Dıştan pofur pofur; aslında iç ise fısır fısır.
*
Bu ülkede engellilere yönelik ne kadar zorluk var, sadece engelliler ve onlarlı hayat sürenler bilebilirler.
Halbuki her insan sonuçta bir engelli adayı değil midir?
İdarecilerin bu konuda son derece duyarlı olmaları ve bu insanların problemlerine çözüm odaklı yaklaşmaları bir zorunluluk değil midir?
En başta mevzuat düzenlemelerinin makulleştirilmesi, sorun üretme değil, sorun giderici bir mantık ile ele alınması ile başlangıç yapılabilir.
*
Ülkemde doğumlar neden azalıyor diye araştırarak, sorunları tespit ile, çözüm bulmak yerine, ekmek elden su gölden çok doğuran sığınmacıları vatandaş yapmak da bir çözüm elbette!
*
Allah kocakarı imanı nasip etsin diye dua ederler, şek ve şüpheyi çöpe atmış, tam bir teslim ile sadece Allah'a ram olmuş bir iman ki tüm iman ile ilgili okuma, anlama gayretlerinin de amacı, esasen bunu tahsilden ibarettir.
*
Bu cezanın yatarı var mı, varsa ne kadar avukat hanım/bey diye sorulan başka bir ülke daha var mı? Hayır yani cezanın yatarı yoksa ceza niye verilir ki?