İsmail ARSLAN

Düşünceler 

İsmail ARSLAN

Bir muhalefet hastalığı vardır. Hakkı teslim topukta diken gibidir kimi zaman. Bazısı için de hakkı kimin dillendirdiğine bağlıdır biraz.
*
Savunmanın varlığı çelişme yöntemi için şarttır, çelişme yöntemi de, gerçeğe ulaşılmasının yegane yoludur.

Allah'ın laneti üzerinde olan şeytan, nice tezvirat ile insanı ayartmaya çalışır ki, esasen işi de budur. İnsan ise, Ruh'unun rehberliğinde bu oyunlara gelmemeye vazifelidir.
*
İşini büyütme gerekçesi ile hibe, kredi alıp, parayı eve, yata, arabaya harcayıp, mevcut işini de batırarak, onlarca çalışanını işsiz bırakanların tüm mal varlıklarına el konulmalı ve işlerini idare için özel önlem alınmalıdır.
*
Hayat şartları, sıhhat, variyet işlerinde bir üste değil, bir basamak alttakine bakarak şükür, hayatı bize daha yaşanılası kılacaktır.
Mesela bendeniz felç ile yaşıyorum ve sıhhat niyaz ediyorum Rabbimden, lakin halimden dolayı da, hiç yürüyemeyen, ihtiyaçlarını dahi göremeyenleri görünce de şükürlerdeyim.
Ya yürüyemiyor ve temel ihtiyaçlarımı dahi tek başıma karşılayamıyor olsa idim, şükürler olsun Allah teâlâya ki ayaktayım ve çalışabiliyorum.
Üsttekine bakmak imrenme kabilinden mazur olsa dahi, haset ve isyan vesilesi olursa, yıkımdır.

Yahu tüm o kitaplar ittifak ile, alçak gönüllü, yumuşak huylu olmaktan, kendini beğenmişlikten, kinden, hırs, hasetten arınmaktan bahsederken, nereden türedi bu kukuleta müslümanları? Bir kibir, bir kin, bir hırs, bir gözü dönmüşlük, bir nasıl da geçirdimcilik!... Bu pislikleri reddede reddede, ayaklarınızın altında çiğnediğinizi dillendire dillendire geldiğiniz yerlerde, ne farkınız var dün kınadıklarınızdan? 

Hani o çoğunuzun dilinizden düşürmediğiniz o tasavvuf, yani saflaşma; karşınızdakini saf yerine koymak değildi ya ağalar!
Siz özleşecektiniz...

Siyasiler üstlerindeki şaibeden kurtulmak için siyasi etik yasasının çıkması için gayret göstermedikleri sürece, kim makama talip oluyor ise, bir hesabı var illa ithamına söz söylemeye hakları yoktur.
Bir mevki makam ünvan sahibi olmak isteyen şu taahhüdü veremiyorsa kesin bir hesabı vardır.
Mal varlığımda bir artış, civarımdakilere dair  bir ayrıcalık vaki olduğunda ceremesini çekmeye razıyım.
Ceremesi nedir?
Kime ne faydası dokundu ise, son damlasına kadar kusturtmak
*
Tanrıyı toptan reddeden, tanrıya şirk koşandan ve her iki taife, münafıktan kat kat eftaldirler. Bir tanrı tanımaz, tanrıya ortak kabul eden müşrikten daha makbuldür ve üstelik kabul etmemesine rağmen, menfaati icabı kabulcü görüntü veren bir münafık ile asla kıyas edilemez.
Açıkçası  kişinin neye inandığı veya inanmadığı söyleminin bendenizde bir karşılığı yoktur. Eylemine, haline, tavrına, muamelesine bakarım.
Adil bir tanrı tanımaz, alnı secdeden kalkmayan bir adalet celladından bu ölçütte daha makbul çıkar ise, hesabımı vereceğim Mercii, bana aleyhime bir şey demeyecektir.
*
Moğollar neredeyse Asya ve Avrupa'ya hakim olmak üzere iken, neden darmadağın oldular ve başaramadılar, söyleyeyim:
Cengiz Han'ın ilkelerini ağızlarında sakız eden ve sözde bırakan önderleri, ganimet, menfaat yarışına girdiler, ilkeleri değil, önderlerini kutsadılar.
İnsan ise mevzu, malum nefs daima kendine çalışır. Hata hatayı doğurur.  Nizam olmayınca ilkeler havaya savrulur ve aldanma, aldatma meşrulaşır.
Ülkeleri ilkeler ayakta tutar, liderler değil.
*
Binlerce ilahiyat mezunu formasyon almış öğretmen açıkta beklerken, imam müezzinlerin okullarda manevi danışman olarak görevlendirilmeleri yanlış iştir.
*
Sağlam bir itikad ile tüm yardımı Allah'a tahsis etmekte yanılma payı asla yoktur, lakin himmet, şefaat ve başarıyı Allah'tan gayrına, kıyı köşesinden bile isnad, tüm dini yıkabilir. Himmet Allah diyen, talebinde ve yönelişinde samimi ise, kurbiyeti nispetinde, Allah dilerse, onun işini düşmanına dahi gördürebilir. Ancak zerre şirk bulaşırsa talebine, işinin görülmesi bile, esasta felaketidir.
*
Reel yaşamdaki kimi insanın kimine reva gördüğü hak tasnifi ile, adaletin öngördüğü hak tasnifi çoğu zaman uyumsuzdur ve bu sebeple zulüm sonlanmayacaktır insan iradesi dünyada hakim olduğu sürece.
*
Mesleğine vakıf bir kalfa, usta iyi bir gelir ile iş bulabilirken, üniversite mezunu genç asgari ücretle süpermarkette bile iş bulamıyor bugün.

Yazarın Diğer Yazıları