Önce korktuk komşunun tarlamızdaki üç kuruşluk arpayı çalması ihtimalinden. Enteresanı komşu da korkuyordu bizden; atı vardı, bir de ineği. Korkularımızdan yaşamlarımız çekilmez hale gelince, dedikodusunu yapmaya başladık halimizin. Duydu uyanığın biri ve zıpladı, üstüne kondu korkularımızın. Dedi ki: 'Kim kime saldırırsa canına okurum. Haksızlığa gelemem. Akıllı durun, birbirinizin atına, arpasına göz dikmeyin. Fena yaparım.'
Ondan, birbirimizden korktuğumuzdan daha fazla korktuk. arpa ekmeği yaptık, doyurduk onu. Atımızı altına verdik. Gezmelerde o vardı. Çoğaldıkça korkumuz, adına saygı dedik ve daha fazlasını verdik. Biz verdikçe, o hakkaniyetle korudu birbirimizden bizi. Biz korundukça birbirimizden, birbirimize veremediklerimizi o aldı bizden.
*
Bazen acı gülümsetir, bazen de gülümsemek acıtır. Kasarız bazen gevşedikçe ve kasmak gereken yerde gevşetiveririz de.
*
Vatandaşı fahiş fiyata alıştırma operasyonu da başarıya ulaştı.
Neye elini uzatsa aşırı pahalı bulan vatandaş, artık tepki faslında oyalanmıyor. Ya kartla alıyor, ya da çekip gidiyor.
Kanımca bu mesele öyle büyük bir sıkıntı sebebi olacak ki, para işi çözemeyecek sonrasında maalesef!
*
Kurban bir katliamdır diyenler Gazze’de onbinlerce masumu katledenlere ses çıkarmıyor iseler, bunun tek bir anlamı vardır:
Nedir diye soranlar cevabı bilenlerdir!
*
Yurt dışı kurban hisse rakamları 5, bilemediniz 10 000 TL, yurt içinde en az 30 40 000 TL.
Bu kadar!
Bu konuda sözü uzatmak anlamsız!
*
Suça dair öngörülen cezaları belirlemeye yönelik çıkarılan yasaları hükümsüz, anlamsız, yetersiz kılan infaza yönelik infaz yasalarının toplumda cezasızlık algısını artırdığına dair körlüğü izah nedir?
*
Ruh, yani vicdan, yani Allah'ın içimizdeki esintisi, nefsimize her muhakemede, iş ve niyette hak ve doğru olanı ikaz eder ve eğer nefs, bu sayhaya kulak kabartır ve gereğince davranırsa yanılması imkansızdır. Ehemmiyet vermez ise, şeytan boşluğu doldurmada gayretli ve mahirdir.
Sonuçta insan tercihini yaşar, ruh mu şeytan mı kulak verdiği ile başlayan süreç, kararı ile, artık kendi eylemi olmuş olacaktır.
*
İçinden iman sıyrılmış bir din algısı ile egemen olmanın faziletini, yırtınsanız insanların idrak kabülünde bir yere oturtamazsınız. Olsa olsa en fazla egemenliğiniz süresince abdestsiz namazı yaygınlaştırır, münafıklığı resmi "birinci" din olarak ilan etmek zorunda kalacağınız günlere adımlarsınız.
İman sade ve sadece Allah'a şerik tutmadan, Ona üstün bir saygıdan ibrettir. Allah'ı hakkıyla bilen her işinde Onu razı etmekten gayrı bir hesaba asla girmez.
*
Türkiye, İsrail'deki yangının söndürülmesine, Gazze’den çekilmeleri ve tüm katliam sorumlularının yargılanması şartıyla destek vereceğini açıklasın!
*
Yaşama arzusu tüm karbon bazlı organizmalarda ortak bir olgudur, bu arzu arızalar sebebiyle sekteye uğrarsa ve sonlanırsa, organizmayı ayakta tutmaya programlı vücut levazımları, bu varlığın var olmasının bir anlamı kalmamıştır, bir an önce onu yaşamda tutan mekanizmayı oluşturan elementlerin, yeni yaşamlara vesile olabilmeleri için, yani onu devirip, toprağa kavuşturmaları için sonlanma çalışmalarına başlarlar.
Bu sebeple ağız tadı diye de tanımlanan yaşama arzusu/tutkusunun sağlam kalabilmesi, zarar görmemesi yaşamak için en önemli gerekliliktir.
Yeme, içme, üreme vs her haz, hep bu yaşama arzusu bağlantılıdır.