Tespitlerim serisine devam

Soru: %80 görme engelli raporum mevcut sıfır araç satın almak için, bayilerini aradım, ancak %90'ın altındaki raporlara herhangi bir indirim olmadığını ifade ettiler bu bilgi doğru mudur
Bu raporla indirim alabileceğim araç var mıdır?
Cevap: Sizin araç kullanamaz olmanız hiç bir anlam taşımıyor. Meri mevzuata göre engelli heyet raporunda oran yüzde doksan altında ise aracı engelli kullanmalı ve raporda özel donanımlı veya otomatik araç kullanabilir kaydı olması şartı ile ÖTV ve MTV bağışıklığından yararlanırsınız, 90 üstü olması lazım, evet.
Maalesef adaletsizlik, hak hukuk gözetmemek bir siyasi tercihtir.
Mesela ben de % 81 bedensel engelliyim ve araç kullanabilir durumda değilim, Maliye özelge prosedürünü takip ile vergi mahkemesine davamı açtım, mahkeme yasal düzenlemelerle uygun görmese de, hukuk gereği ÖTV ve MTV bağışıklığından yararlanmam gerektiğine dair hüküm kurdu. Karar istinafta şu an. Onanırsa emsal olacak.
* 
Dinini emeline kağnı yapan ile, emeli için cehennemi göze alan, aynı pisliğin iki kurnasıdır.
* 
Bendeniz yerli ve milli bir siyaset inşa etmedeki gönülsüzlükleri sebebiyle muktedirlere kızgınım. Parti pırtı ile milleti saçma sapan ayrılıkların kucağına atanların hatalarını sürdürmek ve ilkesiz, sadece nam, şan, heves, çıkar için,  güce, makama talip olanlara asfalt çalışmaları yapılmasından anladığım şu ki, samimiyetleri yok, hizmetçisi olduklarını  iddia ettikleri  değerlerin sırtına binip, emelleri için yol almadalar. 
Çok mu ağır oldu?
Kanımca az bile.
Siyasi etik yasasının hayata geçmesi söz konusu olmuyorsa, ne laf etsek az kalır.
Siyasi etik yasası şudur: Mevki ve ünvanı ile mal ve imkan devşirenlerin çanına ot tıkama müeyyideleri ile taçlanmış, siyaseti çıkar için kullanmayı engelleyen düzenlemeler. 
*
Huzur İslamda ise, neden yeryüzünde müslümanlar huzursuz diyorlar. Cevaben derim ki: İslam aleminin temel meselesi, İslamdan nasipsizliktir. İslam, zamane müslümanlarının yitiğidir. Ciddi müslüman olunsa, Allah'ın yardımı Vaadidir. Allah vaadinden asla dönmez. Demek ki sorun, müslümanların İslam algısındadır.
Müslümanlar ya hazreti Adem aleyhisselam'dan Son Peygamber'e kadar hiç değişmeden gelen bir ilkeler dini olan İslam'a dönüş yaparak, zilletten kurtulacaklar, ya da perişan olacaklardır.
Bunun ortası, sağı, solu yoktur.
Ya İslam'ı kurtarma davasından vaz geçilecek, İslam ile kurtulmak hedeflenecek, ya da sıkıntılı bir ömür ve ölüm kaçınılmaz olacak. 
*
Elindeki güç ile diğerinden kendini üstün bilip malzemesiz, yandaşsız söyleyemeyeceğini, iktidar ile söyleyen ve başkaya söyletmeye çalışan niceler aynı tohumun artıklarıdırlar. Hayvan olmanın vazgeçilmez kaidesince bu hep böyledir. Güçlü gücünü bir yerlerden devşirmişse, güç elinde kepaze er geç olur.
*
Salladıkça şakırdatan, şakırdadıkça da sallatır
*
Bazen acı gülümsetir seni, bazen de gülümsemek acıtır. Kasarsın bazen gevşedikçe ve kasman gereken yerde gevşersin de. Almana imkan yokken peşine düşer ve vermeyeceğini bile bile istersin hatta. Asla vermemen gerekeni de veren yine sensin. İstemeden alabilenin sen olduğun gibi. İnsansın; hep bu yüzden... Farklı bir şey yok sana, her şey olağan... Neler gördü yaşam sen var oldukça senden yana. Sana imkansız olmadığı gibi, imkanlar da yetmez sana. Çürütürken yaşlı dünyanı derin nefesinle, hayat veriyorsun bir sonraki kuşağa. Bilmen gerekmiyor, yapıyorsun. En iyisini belki de..
*
Adaleti, saraylardan vicdanlara göç etmemiş toplumlarda, kim hakim ise kendinden olmayanı yasa ile susturup, hükmünü icrası kaçınılmazdır.
*
Vakit kaybetmeden, mesela hemen yarın, devlet, Güneydoğu ve Doğu Anadolu şeyhleri başta olmak üzere, tüm şeyhlerden görüntülü yayınlanmak üzere, şu sözü almazsa, tüm düzeneklerini tarumar etmelidir. 'Mehdi tezgahı ile tabilerimi kışkırtarak bir halta girişmeyeceğim.'