Aklıma Kayseri'den bir şehir efsanesi geldi.
Müftüye sormuş biri: Hayvanların yanında çıplak bulunmanın hükmü nedir? Müftü: Hakkında bir yasak duymadım demiş.
Adam başlamış soyunmaya. Müftü: 'Dur be adam! Ne yapıyorsun sen?' demeye bırakmadan adam, üzerindeki her şeyi
çıkarıp binayı terk ederek, sokaklarda koşmaya başlamış.
Bir müddet sonra yığılıp kalmış bir köşede, ölmüş.
Elinde bir ayna varmış.
Aynaya bakan kendini horoz, ayı, tilki, inek v.s suretinde görüyormuş.
Neden aklıma geldi?
Neden ve kimden utanıyoruz? diye sordum da kendime ondan.
Kim ben dahil kendini sütten çıkmış ak kaşık sayabilir?
Yaşamlarımızı dürüstçe ve keyfimizce yaşayabildiğimiz kaç ortam ve kişi var?
Niye beş para etmez adama, beş kuruşluk menfaatimiz için düğme ilikleriz?
Köprüden geçene kadar ayıya dayı demeyenimiz var mı aramızda?
Beni sevecek, benden hoşlanacak diye olmadığımız kılıklara az mı girdik?
Masum yalanlar dahil, hiç yalan söylemeyenler kimler?
Canı yanmasın diye can yakmayan var mı?
Ben çok düzgün biriyim, ama bana şimdi hoşlandığım biri senden hoşlanıyorum ve seninle olmak istiyorum dese, nereye raflanıyor olgunluğum?
'Yok, ben dese de karşılık vermem, istifimi bozmam' desem, dememle kime hava attım ve hangi duygumun gerisini okşadım?
Olduğumuz kişi olmadığımız ortamları düşününce ya çıplağız; ya da hayvan. Dürüst olmak o kadar da kolay değil... Bence biz böyle böyle insanız.
İnsan düşünen hayvandır diyelim de sıyrılalım bu işten...
*
Kur'ân âyetlerini cinsel organına üfleyen adamı başının üstünde taşıyanlar, mushafın kağıdını yakanlara lânet okuyor.
Onların hakkı değil belki, ama ben ağzımı ve gönlümü doldura doldura mushafı yakanlara lânet okuma hakkım olduğuna inanıyorum.
Allah'ın ve tüm lânetleyicilerin lâneti, Mushaf-ı şerîf'i yakanların, Kur'ân âyetlerini cinsel organlarına okuyanların ve bütün bunlara ses çıkarmayıp sessiz kalanların üzerine olsun! Allahumme Âmîn!
Rıza Bozdağ
*Kur'an yakanları lanetlemek mümkün ve çok kolay, ama Kur'an'ı Arapçasından okuyarak, anlamını bilmediği mazeretine sığınarak, iman ettiği halde, Onun talim ettiklerini hayatına taşımayanları ne yapmak isabetli olurdu?
*
Dürzi diyor ki, biz de sünniyiz, çünkü biz de sünnet olduk.
Rahmetli Üstaz İsmail Çetin rahimehullah
