Vedat ÖNAL

Peygamberler toprağı: 'Eğil'

Vedat ÖNAL

Diyarbakır’ın çıkışında, yolun 25 km. kadar içerisinde şirin bir yerleşim yeri Eğil kasabası. Tarihin çeşitli dönemlerinde konumu itibariyle çeşitli inançların ve toplumların hüküm sürdüğü Eğil Kasabası bu anlamda adeta tarihle iç içe olan bir yerleşim yeri. Bir yamaca kurulmuş bulunan bu kasaba inanışa göre birçok peygamber kabrinin bulunduğu güzide bir mekandır. Eğil’deki bu Peygamber kabirlerine gidip ziyaret etmek nasip oldu.

Diyarbakır çıkışındaki bu küçük kasabaya uğrayarak Peygamber kabirlerini ziyaret ettik. Yoldan biraz içerde olduğu için Diyarbakır-Elazığ yolundan içeriye doğru yaklaşık 25 km. gitmeniz gerekiyor. Elazığ’ın Maden ilçesinden sonra Diyarbakır bölgesini bilenler için Eğil Bölgesi gerçekten yüksek tepeliğin olduğu nadir yerlerden birisidir. Bir de Dicle manzarasını düşününce Nebi Harun Tepesi’nin mekan tutulmasının sebebini daha iyi anlıyorsunuz. Dicle Nehri kıvrım kıvrım akarak Eğil kasabası kenarında dik yamaçların arasından geçerek baraj gölü oluşturuyor. Bazı Peygamberlerin kabirleri de yapılan baraj gölünün altında kalacağı için Nebi Harun tepesine taşınarak burası güzel bir mekan haline getirilmiş. Fakat bazı Peygamber mezarları taşınamadığı için bugün baraj gölü sularının altında kalmış durumda. Fakat Eğil’in çeşitli yerlerinde medfun olan bu Peygamberler için Nebi Harun tepesinde Eğil Kaymakamlığı tarafından yaptırılan ve 1995 yılında buraya nakledilen Peygamber mezarları burasını çok önemli ve anlamlı bir mekan haline getirmiş. Ayrıca burası Türkiye Kültür Mirasları arasına kaydedilerek bu bölgenin hem önemi vurgulanmış hem de koruma altına alınması sağlanmıştır.

Eğil bölgesinde medfun olan ve isimleri zikredilen Peygamberler için Osmanlı salnamelerinde çok ilginç ifadelerle bahsediliyor ve şöyle deniliyor: “Şehrimizin güzel kokulu toprağına defnedilen, yüce kuvvet ve manevi feyizleriyle şehrimiz halkını faydalandıran büyük peygamberler, mükerrem sahabeler ve hürmete layık büyüklerimizin türbelerinin ve makamlarının bulunduğu yerlerin ve adı geçene bağlı vakıfların çizelgesidir.” denilerek isimleri ise şu şekilde sıralanıyor: Nebî Zülkifl (a.s), Nebî  Elyesa (a.s), Nebî Harun-i Âsafî  (a.s), Nebî Hallak (a.s), Nebî Harut(a.s)’ın kabirlerinin Eğil’de bulunduğu bilgisine yer verilmektedir. Ayrıca Nebi Ömer (a.s), Nebi Zennun (a.s), Nebi Danyal (a.s) ve Nebi Hürmüz (a.s) ’ın kabirlerinin de Eğil’de bulunduğu halk arasında kabul edilegelmiştir.

Bu şekilde isimleri zikredilen bu 9 Peygamberin burada yaşadıkları ve burasını mekan tutarak yine burada vefat ettiklerine inanılıyor. Özellikle son yıllarda çevre düzenlemesinin de çok güzel bir şekilde yapılmasıyla insanların uğrak yeri haline gelen bu bölge insanımız tarafından yeterince bilinmiyor. Yıllarca başka konularla özellikle de terörle birlikte anılan Diyarbakır’ın aslında nelerle anılması gerektiğini gösteren çok güzel bir örnektir Eğil Kasabası. Bulunduğumuz kısa süre içinde Türkiye’nin her yerinden gelen insanların Eğil’i ziyaret etmek için buraya uğradıklarını gördük. Çok güzel bir camisi ve etrafına sıralanan Peygamber kabirleri ile insanları farklı bir ortama götürüyor burası. İnsanların aileleriyle buraya gelerek ziyaret etmesine imkan sağlayacak şekilde yapılan çevre düzenlemesi ve muhteşem Dicle manzarasıyla insanı farklı alemlere götüren, Peygamberler mezarlarının manevi atmosferinden yararlanmak isteyenlere gönlünü ve bağrını açan güzel bir mekan.

Burada yaşadıklarına inanılan Peygamberler insanlara tevhide çağırmak için ömürleri boyunca mücadele etmişler. Bugün bu çağrıyı kabirlerinden yapıyorlar. Eğil’i ziyaret eden insanlar bu güzel mekanda kıldıkları namazları ve ardından ettikleri dualarla aslında farklı coğrafyalardan da olsalar inanan insanların tek bir yürek olduğunun en önemli göstergesi oluyorlar. Bu güzel mekanda ikindi namazlarımızı kıldıktan sonra hem burada medfun olan Peygamberlerimiz için hem de cümle geçmişlerimizin ruhu için Kur’an okuyup dua ettik. Bazen bu tür özel mekanlar cahil insanlar tarafından adeta şirk mekanı haline getirilebiliyor. Bu tür fevri davranışlardan ve insanın inancını tehlikeye düşürecek hareketlerden uzak durmak gerekiyor. Namazımızı kılıp, duamızı ettikten sonra vefat edip gitmiş o insanlardan bir şey istemek gibi bir gaflete düşmenin bir manası yok. Bir istek ve duada bulunacaksak bize Yüce Allah yeter. Hiç kimseyi vesile etmemize birilerini aracı görmemize gerek yok. Bu güzel mekanlarda şirk kokan birtakım davranış sergilemek en başta buralarda medfun olan bu şahsiyetlere saygısızlıktır. Bu mekanları kendimize birer ibret vesilesi olması için ziyaret etmeliyiz. Bu ziyaretler bu mübarek insanların hayatlarını ve nasıl şirke ve zulme karşı mücadele ettiklerini öğrenmemize vesile olmalıdır.

Bugün kendimizi müslüman olarak görüyor ve onların mirasçıları olarak kabul ediyorsak asıl yapmamız gereken, hayatları boyunca sürdürdükleri tevhit mücadelesini yani “La ilahe illallah” için insanları buna çağırmak için nasıl mücadele ettiklerinin bilincinde ve farkında olmamızdır. Bu anlamda yolu Diyarbakır’a düşen herkesin mutlaka Eğil’e uğrayarak bu güzel mekanı ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar ana yoldan biraz içerde olsa da gidip ziyaret ettiğinizde gerçekten buna değdiğini göreceksiniz. Vesselam…

EĞİLDE MEDFUN BULUNAN PEYGAMBERLER


1) Hz. ELYESA (A.S) 
Asıl adı Elyesa Bin Uhtub Bin Acuz olan Hz. Elyesa (a.s.)’ın 1898 tarihli Diyarbakır Salnâmeleri’nde Eğil’de medfûn olduğu ifade edilmektedir. Hz. Elyesa’nın Hz İlyas(a.s) devrinde yaşadığı ve  Hz. İlyas  gibi,  Hz. Musa’ya   vahyedilen dinin, emir ve yasaklarını insanlara bildirdiği bilinmektedir. Hz. Elyesa (a.s.) Kur’an-ı Kerimde ismi geçen 25 peygamberden biri olup En'âm Suresi 86. Ayette ve Sa’d Suresi 48. Ayette  ismi zikredilmektedir.
Hz. Elyasa (a.s)’ın kabri  Dicle Baraj Gölü havzasında kalacağı için Hz. Zülkifl ’in kabri ile birlikte, Eğil Kaymakamlığınca oluşturulan komisyon tarafından 13–16 Eylül 1995 tarihleri arasında,  Nebî Harun Tepesi’nde yaptırılan  türbeye nakledilmiştir. Bu türbe "Elyesa Peygamber Camii, Zaviye ve Türbesi"  adıyla ve 21.06.02/02 envanter numarası ile “ Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır. 
2) Hz. ZÜLKİFL (A.S)
Hz. Zülkifl’ in Hz. Eyyûb (a.s.)’ın oğlu olduğu yönünde bilgiler bulunmakla birlikte, Elyesa Peygamber’in amcası oğlu olduğu yönündeki bilgiler yoğunluktadır. Kendisine peygamberlik vazifesi verilen Hz. Zülkifl, Musa Peygamber’e vahyedilen dinin, emir ve yasaklarını insanlara bildirmiştir. Hz. Zülkifl’in Hz. Elyesa’dan sonra peygamberlik vazifesi ile görevlendirildiği ve asıl adı Bişr olmasına rağmen, Hz. Elyesa’ya  kefil olduğu için kefil olan anlamına gelen Zülkifl adını aldığı rivayet edilmektedir. Hz. Zülkifl  (a.s.) Kur’an-ı Kerimde ismi geçen 25 peygamberden biri olup, Enbiya Suresi 85. Ayette ve Sa’d Suresi 48. Ayette  ismi zikredilmektedir.
 Hz. Zülkifl (a.s.)’ın kabri Dicle Baraj Gölü havzasında kalacağı için Hz. Elyesa’nın kabri ile birlikte, Eğil Kaymakamlığınca oluşturulan komisyon tarafından 13–16 Eylül 1995 tarihleri arasında, Nebî Harun Tepesi’nde yaptırılan türbeye nakledilmiştir. Bu türbe, “Zülkifl Peygamber Türbesi” adı ve 21.06.02/05 envanter numarası ile “Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır.
3) NEBİ HARUN-İ ASEFİ (A.S)
1316/1898 tarihli Diyarbakır Salnâmeleri’nde “Nebî Hârûn-ı Âsafî” peygamber olarak ifade edilmekte ve mezarının da Eğil İlçesinde olduğu belirtilmektedir. Hârûn-ı Âsafî (a.s.)’ın türbesi,  ilçenin güneydoğusundaki, kendi adıyla anılan Nebi Harun tepesindedir. Türbe, “Nebi Harun Türbesi” adı ve 21.06.01/02 envanter numarası ile “Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır. 
Âsaf kelimesinin İslâm dünyasında vezir anlamına gelen bir terim olduğu ve Hz. Hârun (a.s.)’ında Hz. Süleyman(a.s.)’ın veziri olduğu yönünde bilgiler de mevcuttur. Bazı kaynaklarda,  Neml Suresi 40. ayette bahsedilen Sebe Melikesi Belkıs' ın tahtını, göz açıp kapama gibi çok kısa bir zaman dilimi içinde Sebe'den getiren kişinin Hz. Süleyman’ın veziri Asaf b. Berhiya olduğu anlatılmaktadır. 
4) NEBÎ HALLAK (A.S)
 1316/1898 tarihli Diyarbakır Salnâmeleri’de Nebî Hallak (a.s.)’ın peygamber olduğu ve kabrinin Eğil’de bulunduğu bilgisi bulunmaktadır. Nebî Hallak (a.s.)’ın kabri, ilçenin girişinde, Melekler Vadisi olarak bilinen bölgede bulunmaktadır.
5) NEBÎ HARUT (A.S)
1316/1898 tarihli Diyarbakır Salnâmeleri’nde Nebî Harut (a.s.)’ın peygamber olduğu,  kabrinin de Eğil’de bulunduğunu bilgisi yer almaktadır. Nebi Harut (a.s.)’ın kabri Eğil’in 4 km. dışında bulunan Haciyan Mahallesi’nde bulunmakta olup baraj yapımından sonra Dicle Baraj havzasında kalmıştır.
6) NEBİ HÜRMÜZ(A.S)
Halk arasında H.z Elyesa(a.s)’nın kardeşinin oğlu olduğu ve burada vefat ettiği bilinmekle birlikte peygamber olduğuna inanılmaktadır. Naaş’ı nakledilmediği için kabri Dicle Barajı suları altında kalmıştır. 
7) NEBİ ZÜNNUN(A.S)
Zünnun (balık sahibi) ismi, Yunus Peygamber’in lakabı olduğundan, bazı rivayetlerde bu kişinin H.z Yunus(a.s) olabileceği ifade edilmekle birlikte Eizze-i Kiramdan olduğunu söyleyenlerde vardır. Kabri Çapan Mahallesi'nde Kunak mevkisinde bulunmaktadır. 
8) DANYAL PEYGAMBER(A.S)
Halk arasında Danyal Peygamber’in Hz. Zülkifl’in oğlu olduğuna ve kabrinin Eğil'de olduğuna inanılmaktadır. Rivayet edilir ki Danyal Peygamber Dicle’nin yol haritasını çizmiştir. Danyal Peygamber’e buyurulur ve denilir ki; “Elindeki asa ile Dicle’nin doğduğu mağaradan başlayarak bir çizgi çiz, sular ardından gelecektir. Ancak yetimlerin, yoksulların mülküne yaklaştığın vakit güzergâh değiştir ki, su zarar vermesin.” Danyal Peygamber Basra'ya kadar bu şekilde gitmiş, fakir ve garibanları koruyup asasıyla yatağı gerektiğinde değiştirmiştir.  Dicle Nehri’nin zikzaklar çizmesinin nedeni olarak da bu gerekçe gösterilmektedir. Bu nehir üzerindeki kıvrımların çok oluşu ve hiç kimseye zarar vermeyecek şekildeki akışında bir Peygamber elinin bulunduğu inancı hâkimdir.
9) NEBİ ÖMER (İBNİ PİR-İ CAN) (A.S)
Nebi Harun-i Asefi’nin akrabası olduğu ve Nebi Harun-i Asefi ile birlikte fetih için Eğil’e geldiği, buraya yerleşip burada vefat ettiği bilinmektedir. Kabri Eğil İlçesi’nin güneydoğusundaki Nebi Harun tepesindedir.

Yazarın Diğer Yazıları