Başkan Şahin, yanlış fatura kurbanı çiftçinin sorununa el attı: 'Bu pisliği temizleyin'

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, 15 yıl önce yanlış kesilen bir elektrik faturası yüzünden iflas eden çiftçinin yaşadığı mağduriyeti gündeme taşıdı. Başkan Şahin: “Kayseri'nin iki büyük kuruluşu, arkamızda duran Kayseri Şeker Fabrikası ile Kayseri ve Civar Elektrik Kurumu bir çiftçinin, bir ailenin hayatını nasıl kararttığının hikayesini anlatacağım size. Bundan tam 15 sene önce, 2010 yılında, elektrik kurumu bu 2 bin dönüm araziyi, kotasını alıp, mütemadiyen bu işi yapan çiftçiye fatura gönderdi. Faturayı eline alan, zaten faturanın yanlış olduğunu biliyor, görüyor. Çiftçi de bunu söylüyor. Diyor ki, ya şaka mı yapıyorsunuz? Yani bu kadar faturayı toplam Yeşilhisar bile kullanamaz bu elektriği. Yani bu yanlış, bunu düzeltin. Hayır, kimse dinlenmiyor. Ve bir süre sonra elektriği kesiliyor. Pancarını sulayamadığı için 2000 dönüm arazi, pancar kuruyor. Vatandaş batıyor, iflas ediyor, borçlanıyor, sıkıntılara geliyor. Daha sonra, elektriği kesildikten ve battıktan sonra, o zamanki Enerji Bakanı Taner Yıldız'a ulaşıyor bir toplantı esnasında. Ve Taner Bey çağırıyor yanına. Enerji Bakanı, akıllı adam işte, faturaya bakar bakmaz diyor ki, elektrik kurumunun yetkililerine, kifayetsiz yetkililere, “ya bir yanlışlık var burada, bir kontrol edin” diyor. Sonra, elektrik kurumunun Amerika'da adresi olan, ve burada bilir kişilik yapan, bilir kişilik adreslerinde Amerika'da ikametini veren yetkilisi, çağırıyor çiftçiyi, faturanı da al gel diyor. Yanlışlığı anlamışlar ya. Çünkü o dönem için, 1 milyon 852 bin lira. 5 milyon 200 bin kilowatt elektrik tükettiği iddiasıyla. Ertesi gün gidiyor çiftçi, ve o yetkili, Amerikan ikametli yetkili, faturayı alıyor eline, al diyor, tamam bir yanlışlık yapılmış diyor, bunun fotokopisi falan var mı sende diyor, çiftçi de yok diyor, sadece bu var, aslı var. O faturayı yırtıyor arkadaş, kifayetsiz muhteris, tamam diyor, düzelttik, artık böyle bir borcun yok senin, gönderiyor. Şimdi vatandaşın bir mağduriyeti var. 2 bin dönüm arazi, sürekli bu işi yapan bir adam, 15 yıl daha bu işi yapacak, bugüne kadar. Fakat o gün batan o adam, bir putu çikolatayla uğurlanıyor, Kayseri ve civar elektrik kurumundan. Bunu çocuklarına götür. Tabii çiftçi onu çöpe atıp gidiyor. Daha sonra, tabii o dönem için, şeker fabrikası, bu çiftçiye bir avans veriyor. 2000 dönüm arazi için bir avans veriyor tabii ki. Bu avansı da çiftçinin pancara kurduğu için ödeyemezdi. Ve işe girdi, asgari ücretle çalışıyor bu adam. 11 yıldır. Ve şeker fabrikasının, bu çiftçinin maaşı üzerinde 11 yıldır hacı var. Ana parayı almış, 3 katta faizini almış. Hala yetmedi diyor, 6 kat faiz alacağım diyor. Normalde çiftçilerinin faiz borcunu silen, şeker fabrikası, bu çiftçinin borcunu, faiz borcunu silmiyor. Ve çiftçi bunalmış, bakın, bir insan, bir aile bunalmış. Kapısını alacaklar geliyor. Ve şöyle bir çözüm buluyor. Tazminatını almak için fabrikasına giriyor. Benim tazminatımı verir misiniz? Bugüne kadar ki. Bu da veririz ama yarın çalışmaya devam edeceksin, tamam. O tazminatı ellemesin, şeker fabrikası. Ve o kişi borçlarını dağıtsın ama maaştaki hacı devam etsin diye ben Kayseri Şeker Fabrikası'nı aradım. Tamamen insani bir sebeple. Ve burada Kazım diye bir yetkili bana döndü. Genel müdürün bir şeyiymiş. Dedi ki, tamam biz o feragat dilekçesini veririz fabrikaya. Ve o tazminatı işçi kendisi alır. Biz maaş haczine devam ederiz. Tamam ne zaman yaparsınız? Haftaya yaparız. Seçim var seçim geçsin. Bayram öncesi yapalım. Bayramdan sonra yapalım. Bana sürekli yalan söylemiş bu Kazım. Aslında çiftçi bana dedi ki, Başkanım o Kazım'a güvenmeyin, o hiç sözünde durmaz. Ben de dedim ki, ya bu bir şahsi söz değil, kurumsal. Tüketiciler birbirine bir söz veriyor bu adam. Ve kurum adına veriyor. Bu iş yapılabilir bir şey. Fakat biz fabrikaya çıkışı verdirip o Kazım'ın sözüne güvenerek tazminatını yatırtıyoruz. Haciz olduğu için tazminatta da dörtte bir maalesef yok. Tamamen haciz konuyor. Şeker fabrikasının hesabına yatırılıyor. Yatsa bile parayı geri göndeririz diyen Kazım telefonlarıma bakmıyor. Ve bana bir kadını arattırıyor. Şeker fabrikasında bir kadın arıyor beni. Ve diyor ki, bunu yapamayız. Niye yapamazsınız? Yapamayız. Hukukiken mümkün değil. Hem mümkün değil diye yalan söylüyor. Hem de Kazım telefona çıkmıyor. Bir kadın arıyor beni. Şimdi burada, bakın. Kayseri'ye mal olmuş iki kurum. Bir aileyi perişan ediyor. Ama bu Kayseri'de bu adam devlet namına, yetkili namına kim varsa gidiyor. Başvuruyor. Hiç kimse bunun derdine derman olmuyor. Dinlemiyor bile. Şu faturayı saçma sapan düzeltmiyorlar bile. Ta ki enerji bakanı bir kontrol edin diyene kadar. Herkes enerji bakanına mı ulaşacak? Bir kontrol etseniz ölür müsünüz? Yanlış işte. Akla uygun değil. Bir insan bu kadar elektrik tüketemez. Yani bunu yapmak bu kadar zor muydu? Ama bir aileyi perişan ettiler. Şimdi, bunu ben, bu yapılan yanlışı kamuoyuyla paylaştım. Şimdi de, Kayseri'den menfaatlenen, Kayseri'de güçlenen, Kayseri'den beslenen, Kayseri'nin abileri olduğunu iddia edenlere sesleniyorum. Bu iki kurumun pisliğini siz Kayseri'nin abileri olarak telafi edecek misiniz? Biz basın açılaması yapmayalım diye kapının önüne araçları getirip tabelayı kapatmaya çalışıyoruz. Pisliğinizi kapatın, tabelayı niye kapatıyorsunuz? Bu gizlenecek mi? Daha bu yeni başladı. Kayseri bunların bu pisliğini temizleyecek. O şeker, zehir olmayacak. Bunu yetkililere, Kayseri'den menfaatlenenlere, buradan imkan sağlayanlara, zenginleşenlere söylüyorum. Üzerinize düşeni yapın, bu sizin bir borcunuz” ifadelerini kullandı.