- Haberler
- Asayiş
- Camiide namaz kılarken öldürülen Ş.T.'nin cinayet zanlısının yargılanmasına başlandı
Camiide namaz kılarken öldürülen Ş.T.'nin cinayet zanlısının yargılanmasına başlandı
Selçuklu Mahallesi'nde Ş.T.'nin (63) namaz kılarken öldürüldüğü olayla ilgili olayın şüphelisi Y.Ş.'nin (32) yargılanmasına başlandı. Sanık Y.Ş., 'Tehditlerinden bıktık. Tasarlamadım. Beraat talebim yok. Ben yaptığımdan pişmanım. Keşke bunlar olmasaydı' dedi.
Melikgazi İlçesi Selçuklu Mahallesinde 19 Temmuz tarihinde akşam saatlerinde, camiye gelen olayda Ş.T.(63), namaz kıldığı sırada Y.Ş. (32) isimli şahıs tarafından bıçaklandı. Ş.T. olay yerinde hayatını kaybetti. Olayı gerçekleştirilen Y.Ş. tutuklanarak cezaevine gönderildi ve hakkında ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan dava açıldı. Sanığın yargılanmasına bugün görülen duruşma ile başlandı. Duruşma salonu önünde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. İlk duruşmaya tutuklu sanık Y.Ş. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada maktulün eşi R.T. ile taraf avukatları hazır bulundu.
SANIK Y.Ş.: PİŞMANIM. KEŞKE YAŞANMASAYDI 
Mahkemede konuşan sanık Y.Ş., “Ş.T. ile 2018 yılından beri husumetimiz var. Biz oraya 2018’de taşındık. Biz evi yap-satçıdan aldık. Ev önceden bunun kardeşininmiş. Biz ev değil, bela almışız. Bizim evimizi kendimde hak görmüş. İncir çekirdeğini doldurmayan şeylerden sorun çıkardı. Annemi dövdü. Çekirdek çitilmiş bahçesine atılmış, o nedenle kavga çıkardı. Sonra bunu yapanın onun kiracıları olduğu ortaya çıktı. Bir insan senede 10-15 kez kiracı değiştirir mi? Evinin arka bahçesine atılan izmaritler yüzünden kardeşime küfredip dövmüş. Kardeşimin atmadığı ortaya çıktı. Bir tanıdığımız bizim üzümü budamış. O da sökmüş bizim bahçeye atmış. Anneme küfürler etmiş. İki kez motorları çalındı onu da bizden bildi. Onun sürekli ailemi tehdit etmesi sonucu uzman çavuşluğu bıraktım. Ailem tehdit altındaydı, o sıra babam da yurt dışındaydı, yanlarına gelmek zorunda kaldım. Daha sonra babam geldi. Ben işçi olarak yurt dışına gidecektim. Araçla uğraşırken gördü. ‘Buraya gel konuşalım’ dedi. ‘Sizi burada oturtmam’ dedi. ‘Biz sizinle konuşamıyoruz’ dedim. ‘Sen beni görme ben seni görmeyim’ dedim. Evlerimizin arasında yer alan duvarın üstüne çit çektirdim. Yurt dışında çalışmak istedim. Vize işlemleri için Ankara’ya gittim. O ara zabıtayı aramış, bizden için ‘suyu kaçak, elektrikleri kaçak’ diye ihbarda bulunmuş. Sonra yine annemin üzerine yürümüş. Bana silah çekti. Ben de kapısına dayandım. Mahkemeye git -gel, git - gel işten atıldım. Mahkemelik olduk. Bana 18 Bin 500 TL ceza kesildi. Ödedim, bu mahkeme salonu dışında ‘bana para vermedi’ dedi. Ben kimseyi öldürme taraftarı değildim. Bana bunları yaşattı. Ben tasarlamadım. Ablamın bir durumu oldu. Evimiz cenaze evine döndü. Bunu maktul de öğrendi. ‘Çocuk katilleri’ dedi, ağır sözler söyledi. Oradan taşınmak istedik. Bir müteahhit ile anlaştık bütün paramızı verdik, müteahhit kaçtı. Taşınamadık da, kaçamadık da. Benim ikinci çocuğum oldu. Bir süre sonra da eşim ameliyat oldu. Eve geldik. Ben de evde yatıp uyuyordum. Misafir gelecekti ‘evi bulamadık’ dediler. Misafirler arabayı bunun kapısının oraya koymuş. Maktul küfür etmiş. O da arabayı çekmiş. Sonra gelenler bahçedeyken adam ağır küfürler etmiş. Babam ve kardeşim ile maktul kavga etti. Maktul annemi dövüyordu. Annem düştü. Benden için bırakın gelemez ‘onun yakalaması var’ dedi. Annem, babam, kardeşim ve ben yaralıydık. Ambulans geldi hastaneye gittik. Tedavi sonrası karakola ifade verip geldik. Olay günü eşim ‘para varsa sütçüye borcumuzu verelim’ dedi. IBAN’ı istedim. O ara oğlum bisikletten düşmüş. Oğluma ve kızıma küfürler etti. Çiçeklerin orada üzümün yanında bıçağı gördüm. Belime taktım. Sonra gözümün önü karardı. Camiye ne zaman gittim nasıl gittim bilmiyorum. Annemi dövmesi, kız kardeşime ve erkek kardeşime sövmesi sürekli tehditlerinden bıktım. ‘Şimdi de sövsene’,  ‘tehdit etsene’ dedim. ‘Şimdi de aynısını yapsana’ dedim. Birisi bana sarılmış sallıyor, ‘bıçağı bırak’ diye silkeliyordu. Üstüm hep kandı. Kendime geldim. Polisi aradım olayı anlattım. ‘Sizden tek isteğim, evde tutuklayın çocuklarımı göreyim’ dedim. Polislere evde teslim oldum. Benim ocağımı neden yıktınız? Tasarlamadım. Beraat talebim yok. Ben yaptığımdan pişmanım. Keşke bunlar olmasaydı. 7-8 sene arkamı döndüm gittim.  Eşine, “şimdi git kocanın leşini topla’ dedim. Ben buraya kendimi savunmak için gelmedim. Gerçekler ortaya çıksın diye geldim” diye konuştu. 
MAKTULÜN EŞİ: EŞİMİN AĞIZINDAN ASLA KÜFÜR ÇIKMADI
Maktulün eşi R.T. ise, “Sanıpın savunmaları doğru değil. Çöp dolayından vesaire doğru. Taşındıktan sonra ilk 2 sene güzel geçindik. İzmarit olayından sonra sürtüşme başladı. 
Eşimin ağızından asla küfür çıkmadı. Sanığı dolduran annesi oldu. Mahkemelik olduk. Dediği gibi duvarın kaldırdı. Selamı alıp selamı vermiyorduk. Kardeşim ve eşim sövmedi. Ağabeyime sordum. O da ‘küçük kardeşi küfür etti’ dedi. Ağabeyim ‘sanığın babasına gel de konuşalım’ dedi. O göçtü gitti sen oradasın olanı anlat. Olay günü eşim ikindi namazı için çıktı. Ben de namaza duracaktım. Sanık bağırıyordu. Çıktım, ‘yürü yürü kocanın leşini camiye serdim’ dedi. ‘Seni buradan sürdüreceğim’ dedi. Camiye doğru gittim. Kalabalıktı. Polisler beni sokmadı. Biri bana ‘ölmüş ölmüş’ dedi. Polisler beni oradan aldı. Ambulans alacak sandım madem eşimi almış. Kardeşinin leşini de sereceğim’ dedi. Eşimin kardeşi ölünce eşi satmış bizim bilgimiz yok. Biz o ev hakkında asla hak talep etmedik. Tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Olayı tasarlayan annesi.” diye belirtti. Daha sonra olayın tanıkları dinlendi. Mahkeme heyeti eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileribir tarihe erteledi.                                                                                                                                                                                                                            
Bakmadan Geçme
 
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                         
                                