DÜNDEN BUGÜNE KAYSERİ (6)

Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme devrinde Kayseri'de önemli şahsiyetlerde yetişmiştir. Klasik Osmanlı mimarisini oluşturan Mimar Sinan Kayseri'nin Ağırnas köyünden çıkmıştır. Tekvim Mehmed Paşa Hacı Ali adında Kayseri'nin Erkilet köyünden birinin oğludur. Hamdi Hamza Paşa Kayseri'nin Develi Hisar Kasabası'ndan Ahmed Ağa adında bir tüccarın oğludur.

 Osmanlıların Son Devrinde Kayseri

 

Kayseri, Osmanlı İmparatorluğu’nu meşgul eden doğu hadiseleri dolayısıyla çok kez konak yeri olmuştur. Sadrazam İbrahim Paşa Mısır dönüşü Maraş ile Kayseri arasında başlayan şekaveti bastırdı. Erdebil Sofilerinin izinde olup Anadolu’da başına topladığı 10.000 kişi ile isyan eden Şahkulu-Kayseri yöresindeki Çubuk Ovası’nda Vezir’i Azam Hadım Ali ile karşılaştı. Her iki taraf da büyük kayıp verdi. Ali Paşa şehit oldu (1511). Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme devrinde Kayseri’de önemli şahsiyetlerde yetişmiştir. Klasik Osmanlı mimarisini oluşturan Mimar Koca Sinan Kayseri’nin Ağırnas köyünden çıkmıştır. Tekvim Mehmed Paşa Hacı Ali adında Kayseri’nin Erkilet köyünden birinin oğludur. Hamdi Hamza Paşa Kayseri’nin Develi Hisar Kasabası’ndan Ahmed Ağa adında bir tüccarın oğludur. Kalaylu Koz Ahmed Paşa Kayseri köylerinden birindendir. Silahtar Hamza Paşa Kayseri’nin Develi Karahisar zenginlerinden birinin oğludur ve 1727 doğumuştur. Celali İsyanları’nın öncüsü Karayazıcı Hacı İbrahim Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetini Kayseri yakınlarında mağlup etti ise de Bağdat Valisi Sokulu Zade Hasan Paşa bütün eyaletlerin kuvvetleriyle Karayazıcı üzerine yollandı. Kapıkullarının başına Eski Halep Valisi Hacı İbrahim Paşa getirildi. Karayazıcı Göksün Yaylası’nda mağlup edildi. 1624’te asi Abaza Hasan Paşa kuvvetleri Sadrazam Çerkez Mehmed Paşa tarafından bu civarda Karasu mevkiinde dağıldı. Bu Abaza Paşa isyanını Katip Çelebi’de görmüştür. 1649’da Kayseri’yi ziyaret eden Evliya Çelebi eskiden Kayseri’nin dağ eteğinde yüksek bir tepe üzerinde bulunduğunu, yani Kayseri’nin buradan 800 adım kadar uzak bir yerde ve ovada kurulduğunu kale içinde zahire ambarları ve 600 hane olduğunu zikreder. IV. Murat zamanında Karaman Eyaleti Konya-Aksaray-Akşehir-Kırşehir-Kayseri ve Niğde adları ile 7 sancağa ayrılmıştı. Osmanlılar zamanında Kayseri’de 4 Oğuz boyu adını taşıyan yer adı vardır. Kayseri’nin Pınarbaşı Kazası’nın merkez nahiyesine bağlı bir kısım köyler ile aynı kazanın Pazarören Nahiyesi köylerinden epeycesi Sarız Kazası köylerinin yarısından fazlası Tomarza’nın Toklar nahiyesi köylerinden pek çoğu Avşarlara aittir. Sivas-Kayseri hükümdarı Kadı Burhanettin Ahmed’de Oğuzlar’ın Salur boyundandır. II. Abdülhamid döneminde iki Alman Bankası Anadolu’da ki Demiryolu yapımını eline almıştır. 1896 Ankara-Kayseri yolunun yapımının karar altına alındığı halde gerçekleştirilemedi. Aynı padişah devrinde mülki taksimata göre Kayseri 1876-1908 arası Ankara Merkezine bağlı bir vilayet idi. 1899’da yeni yol davası ele alındı. Yine Alman firmalarına havale edildi ise de mahzurlarına binaen geri bırakıldı. XIX. yüzyıl’da Kayseri’yi zirvesinde kar eksik olamayan heybetli bir dağın eteğinde geniş bir sahaya yayılan ve bir takım kasabalarla çevrili bulunan Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olarak tasvir eder.

            Şehrin nüfusunu muhtelif tarihlerde farklı olarak ifade eden müellifler vardır. Türkiye’de genel nüfus sayımı sultan II. Mahmud zamanında yapılmıştır. Rakamların sıhattinden şüphe etmek lazımdır. Kayseri’de halıcılık, dokumacılık, demircilik ve bakırcılık yapılır. Şehir civarında Küherçile tasfiye edildikten sonra İstanbul’da tophane’ye gönderildi. I. Cihan Harbi sırasında Kayseri diğer Anadolu şehirleri gibi bakımsız kalmıştı.

 

Türkiye Cumhuriyeti idaresinde Kayseri

I. Cihan Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Mütarekesi ile galip devletler Anadolu’muzu istedikleri gibi pay ettiler. Kayseri bu taksimatın dışında kalmışsa da Güneydoğu’ya yerleşmiş olan Fransızlar bu havaliyi dahi almak hevesindeydiler. Kayseri her ne kadar düşman istilasına uğramamışsa da harbin doğurduğu felaketlere diğer şehirlerimiz gibi maruz kalmıştır. Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde kurtuluşumuz ile ilgili çok önemli kararlar alınmıştır. Fevkalade yetkilere yeni bir hükümet kurmakla görevlendirilen ‘Heyet-i Temsiliye ve onun başkanı Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla birlikte 20 Aralık 1919’da soğuk bir kış gününde Kayseri’ye geldi. Kayserililer kendisini karşıladılar. I. Cihan Savaşının ve Çanakkale savunmasının kumandanını eski gaziler heyecanla karşılayıp bağırlarına bastılar. Kayseri’den sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları Kırşehir yolu ile 27 Aralık 1919’da Ankara’ya ulaştı. 1922 yılının Eylül ayında kurtuluş savaşının sona ermesiyle yeni Türkiye’nin kurulma mücadelelerinde Kayseri’nin rolü büyük oldu. Eskiden beri ticaret ve endüstri alanında önemli gelişmeler gösteren Kayseri Türkiye Cumhuriyeti devrinde kalkınmanın en tipik örneğini veren bir şehir oldu. 1927’de Demiryolu Kayseri’ye ulaşmış bulunuyordu. Kayseri-Sivas ve Samsun hattının inşaatı 1930’da Kayseri’yi Karadeniz sahillerine, Kayseri –Ulukuşla hattının inşası 1933 senesinde Akdeniz kıyısına bağladı. 1935’de Kayseri’de büyük bir pamuklu dokuma Fabrikası kurulmuştur. Türk Silahlı kuvvetlerinin en önemli üslerinden birisi olan Hava İkmal Merkezi’de Kayseri’de kurulmuştur. Modern bir şehircilik şuuru ile büyümekte olan ilimizdeki mimari tarzların farklılığı da dikkati çeker.

 

Hazırlayan: Bünyamin Gültekin

Teşekkür: Fotoğraf arşivini bizimle paylaşan Mehmet Sarıçiçek’e teşekkür ederiz.

Yorumlar 2
tolga 04 Ağustos 2014 09:31

çok güzel tasarı olmus tebrikler.

aslan 17 Aralık 2013 20:48

c0k guzel tanıtımmm olmuss tesekkurlerrr

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!