• Haberler
  • Gündem
  • Sedat Kılınç: 'Ülkemizdeki en büyük kriz yönetim krizi'

Sedat Kılınç: 'Ülkemizdeki en büyük kriz yönetim krizi'

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Sedat Kılınç, 'Ülkemizdeki en büyük kriz yönetim krizi. Bunu üst başlık olarak değerlendirdiğimizde alta doğru indiğimizde hukukta kriz var, iktisadi kriz var, siyasi kriz var. Birçok alanda kriz var ama üst başlıkta yönetim krizi' dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Sedat Kılınç, ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Kılınç ülkedeki en büyük krizin yönetim krizi olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Ülkemizdeki en büyük kriz yönetim krizi. Bunu üst başlık olarak değerlendirdiğimizde alta doğru indiğimizde hukukta kriz var. İktisadi kriz var, siyasi kriz var. Birçok alanda kriz var ama üst başlıkta yönetim krizi. Yanlış yönetimin ülkeye verdiği zararı kısa bir örnekle hemen belirteyim. Mesela yakın zamanda Ekrem İmamoğlu gözaltına aldı, tutuklandı. O gece Türkiye'nin zararı 50 Milyar Dolar olduğunu birçok ekonomist ve siyasi dile getirdi. 50 Milyar Dolar. O parayla ne yapılabilir? Bir milyon konut yapılabilir. Depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz diyoruz. Aslında bir gecede 1 milyon konutu kaybettik. Peki sebep ne? Biz burada şunu da tekrar ifade edeyim. Birini savunmaya çalışmıyoruz. Sayın Ekrem İmamoğlu suçluysa cezasını çeksin. Eğer yolsuzluk yaptıysa biz onun karşısında oluruz. Ama yapmadıysa? İşte burada soru işareti doğuyor.”

“HUKUKA GÜVEN YOK”
Sedat Kılınç konuşmasının devamında, “Ülkemizde şu anda en büyük problem şu; hukuka güven yok. Çünkü geçmişte bunların da birkaç örnekte özetleyeyim; Bir dönem Ergenekon denildi, Balyoz denildi. Ülkenin çok kıymetli değerleri, cezaevlerine atıldı. Terörist ilan edildi, vatansever bu subaylarımız. Ve sonra ‘pardon’ denildi. ‘Siz terörist değilmişsiniz? Asıl terörist FETÖ'ymüş. Ve bunu organize eden FETÖ onlar terörist’ denildi. Peki geçmişte bunları yaşadık. Şimdi bakıyorsunuz İmamoğlu'yla ilgili kaygı şu; İmamoğlu'nun yolsuzluk yapıp yapmadığı değil. Hukuk işleyecek mi kaygısı var? Hukuk işlese nasıl olurdu? Öncelikle deliller varsa bir yolsuzluk bunun belgeleri önce kamuoyuyla paylaşılır. Bu noktada kendisinden de bir savunma istenir. Daha sonra da eğer ki bu yolsuzluklar ispatlanırsa cezaevine atılır ve buna da kimse tepki göstermez. Yani biz yolsuzluk yapanın zaten karşısındayız. Ama bugün kimin hırsız, kimin yolsuz, kimin suçlu, kimin suçlusu olduğunu bilemiyoruz. Çünkü bu hukuk sistemi doğru işlemiyor, ters işliyor. Geçmişte de bunun hatalarını yaşadık. İşte bunun sebebi nedir? Yönetim krizidir. Hukukta kriz var. Hukuk sistemine güven yok. Bugün sokağa çıktığınızda insanlara sorduğunuzda Türkiye'de adalet sistemine güveniyor musunuz? Sorusuna ülkenin yüzde 80’i ‘güvenmiyoruz’ diyor. Burada bir problem vardır. İktisadi problemlere geliyoruz. Yine yönetim kriziyle alakalı. İktisadın düzelmesi için hukuğun düzelmesi lazım. Bir ülkeye yatırım gelmesi için tek şart güvendir. Güven olmazsa yatırım gelmez. Peki güveni nasıl inşa edersiniz? Hukukun üstünlüğüyle inşa edersiniz. Hukuk üstün olursa liyakat da gelir. Çünkü hiç kimse torpil yapamaz” diye konuştu.

“YOLSUZLUK YAPANLAR İKTİDARDAN YANAYSA HERHANGİ BİR ŞEY YAPILMIYOR”
Başdanışman Sedat Kılınç konuşmasında, “Bugün artık kamuoyunun gözü önünde torpil ilan ediliyor ve birçok yerde bu karşımıza çıktı. Torpilin olduğu yerde liyakat olmaz. E liyakatlı insanlar göreve gelmezse kimler geliyor? İşte ülkeyi yönetemeyen sadece kişisel sadakat veya partiye sadakat  olan insanlar geliyor. Onlar da ülkeyi yönetemez. Şimdi iktisadi problem hukukla alakalı dedik. Yönetim bunların üst seviyesi dedik. Peki diğer problemler neler? Toplumsal problemler var. Ahlak çöktü. Etik değerler ortadan kayboldu. Bunlara bakıyoruz. Neden oluyor? Bugün bakıyorsunuz işte bunların da üstünde yine hukuksuzluk iktidarın yanlış yönetim biçimi var. Çünkü insanlar bakıyor ki yolsuzluk yapanlar eğer iktidardan yanaysa hiçbir şekilde herhangi bir şey yapılmıyor. Bunun örneğini de hemen vereyim. Sayın Mansur Yavaş açıklama yaptı. Dedi ki ‘100’e yakın Melih Gökçek hakkında dosya verdik’ dedi. Bunların hiç biriyle ilgili bir işlem yapılmadı. ‘Bunlar yolsuzluk biz tespit ettik. Ve bunlarla alakalı şikayette bulunduk’ dedi. Şimdi öyle bir hale geldik ki iktidara yakınsanız herhangi bir suçtan kurtulmanın tek bir yolu var. Basitçe bir yolu. ‘Affımı istiyorum’. Ama iktidarın karşısındaysanız suç değilseniz bile o an suçlu ilan edilebiliyorsunuz. İşte ülkedeki asıl problem bu. Asıl problemini çözmenin de tek bir yolu var. Artık bu iktidarın değişmesi lazım. Diretmemesi lazım” diye ifade etti.

“SİYASETTE 2 DÖNEM KURALI AŞILMAMALI
Kılınç açıklamasının devamında, “İktidarın da artık bunu kabul etmesi lazım. Yönetemiyorlar ülkeyi. Tek çözüm artık iktidarın değişimi ve yeni bir yönetimin gelmesi ve bu yönetimde de halkımızdan ve milletimizden isteğim şudur. Bu biz olalım başkası olsun. Mutlak suretle artık dünyanın kabul ettiği bir şey var. İki dönem kuralını aşmamamız lazım. Çok başarılı olsak dahi mutlak surette değiştirmemiz lazım. Çünkü belli bir süreden sonra güç zehirlenmesi oluyor. Biz millet olarak artık bu tavrı koymamız lazım. Ya da sistemi artık bu noktada değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü 2 dönemden sonra şuna eminiz ki hangi siyasi parti olursa olsun bozulmaya başlıyor. Güç zehirlenmesi yaşamaya başlıyor. Ve bugün iktidarın belki geldiği nokta ilk dönemimde de hakkını da vermek lazım. Başarılı bir dönem geçirdi iktidar. Doğru işler de yaptı. Ama 2 dönemden sonra o güç zehirlenmesiyle birlikte maalesef yaptığı her şeyi bozdu. Ve şu anda Türkiye 50 yıl geriye gitti“ dedi.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!