Öfke, kinin tek yumurta ikizidir. Kindar, ateştir; yanar ve yakar!
*
İsrailoğulları'nın Cumartesi çalışma yasağını delmek için, Cuma günü sahile hendek kazıp, Cumartesi hendeğe giren balıkları, Pazar günü toplamaları, ayıplanma sebebi olmuştu Kur'an'da. İslami argümanları dolam dolam dolanıp, dünyevi heveslerini tatmin için kullananlar da bu ayıplanmadan nasiplidirler.
*
Muhakkak ki anlamını bilmeden ayet, hadis, dua okumanın da psikolojik olarak insana iyi gelmesi mümkündür, lakin anlamına vakıf olmadığı, okuyan veya işitene ne dediği bilinmeyen bir sözün hayat nizamı kurgulamada esas kabulü imkansızdır. Bu sebeple bilen birileri, bilmeyenlere onu kendi kurgularınca izah edeceklerdir. Onlar sahih rehberlerse ne ala, değillerse vay halinize!
*
İhtiyaçlar çok çeşitlidir. Mesela hakkını istemek ve aramaktan aciz bir Müslümanın devlet dairelerindeki işini görmek, dîninden bir meseleyi bilmeyene meseleyi öğretmek, ibadete teşvik etmek, Allah'ın yasak ettiği şeylerden sakındırmaya çalışmak, fakire zekat, fitre dışında ödünç vermek, ödeyemediği takdirde ona mühlet vermek yani vade tanımak, bir ihtiyarın taşıyamadığı yükünü taşımak, yokuşta elini tutmak, akraba zengin olsa dahi kendisini hediyeyle ziyaret etmek, doğru ve güzel söz söylemek, hayrlı şeylere teşvik etmek, sanat öğretmek, birer beşerî ihtiyaclardır. Kim kendi sahasında halkın hizmetine, özellikle Müslümanların hizmetine koşarsa, bunca sevabı almaya müstehak olur; ve mukaddesatçı, şuurlu, milliyetçidir demektir.
*
Ben islamı kurtaracağım göz boyama şarlatanlığı ile müslümanları sömürenlerden kurtulmadıkça, müslümanların burunları cifeden kurtulamaz. Böylelerin alametleri şu kadar ayandır ki: Sabah namazda onu göremezsin, ama camiler kapatılmasın feryatlarındadırlar. Yanında çalışana, insana yakışır bir hayat sürmesi için gereken ücreti vermez, ama kendi gibilerin bulunduğu bir ortamda falan vakfa yüklü bir bağış yapar ve bunu da zekâtından düşer.
Din ile ilgili en önemli sorun, sözde dindarların dini maslahata dair nasihatları masal niyetine dinleyerek, derin dinlenme safahatına geçmeleridir. Bu sebeple nüfusunun çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu yerlerde (sözde) dindar çok, ama ayık halde din ile arz ı endam ediveren pek azdır.
*
İnsan en çok birlikte yamuk yaptığı kişiden sakınır. Mesela o iki yaptı ve yanındaki de bir yaptı ise, o ikiyi ifşa etmesin diye, onun birinin üstünü kapatır ve hatta onun rahat edeceği bir ortamı sağlamayı etki ve yetkisi var ise, üzerine vazife addeder.
*
İnsanlar Tevhidi ortadan kaldırınca, yerine bir şey getirmeye mecburdurlar. İşte bu yerine getirilen ne olursa olsun, şirk ve küfürdür. Tevhid ve ubudiyet mertebelerini ihlal edenlere hitaben en güzel ifadeyle Şeyh Muhyiddin-i Arabî şöyle demiştir: “Dininiz paranızdır. Kıbleniz kadınlarınızdır. Taptığınız rabbler ayağımın altındadır.” Nitekim Şeyh’in ayağını vurduğu yerde, yüz sene sonra hazine çıktı.