• Haberler
  • Gündem
  • Kayseri OSB'deki 'zimmet ve sahtecilik' dâvâsında sanıklar dinlendi

Kayseri OSB'deki 'zimmet ve sahtecilik' dâvâsında sanıklar dinlendi

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı olduğu dönemde görevden uzaklaştırılan Tahir Nursaçan ve bazı OSB yöneticilerine 'zimmet' ve 'kamu görevlisinin resmi belgedeki sahteciliği' iddiasıyla açılan davanın duruşmasında bütün sanıklar ifade verdi.

Kayseri OSB’de yapılan harcamaların denetlenmesi için 2019 yılının haziran ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’na bağlı müfettişler görevlendirildi. İncelemeler sonrasında rapor hazırlandı.

Soruşturma sonunda OSB eski Başkanı Tahir Nursaçan ile yöneticiler ve görevliler A.Ö., A.E., H.K., O.A., A.İ., A.Y., H.C., M.K., Ö.B., S.A., S.S., Ş.A., Ş.Ö., Y.İ., M.S. ve N.B. hakkında ‘zimmet’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘ihaleye fesat karıştırma’ ve imar kirliliğine neden olma’ gibi suçlardan açılan soruşturma, 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Bugün görülen duruşmada bütün sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu.

TAİR NURSAÇAN: ‘SUÇLAMALAR ASILSIZDIR’

Mahkemede konuşan Tahir Nursaçan, “Savunma dilekçemi de sundum. Tarafıma aktarılan suçlamalar asılsızdır. OSB’nin gelişimi için elimden geleni yaptım. Kesinlikle menfaat temin etmedim. Suçsuzum beraatimi istiyorum. Üç dönem sandıkta seçim kazanmanın bedelini burada ödüyoruz. Geçen günlerde OSB Mali Genel yapıldı. Orada ‘1 milim yer satmadan elde edilen gelir’ pankartı asıldı. Bu bizim zamanımızda yapılan GES sayesindedir” diye konuştu. “Komplo kurulduğunu neden savcıya belirtmediniz?” sorusuna Nursaçan, “Mahkemeleri yormak istemedik” diye belirtti. Y.İ., “Savunmamı yazılı olarak sunmak istiyorum. Ayrıca suçlandığım Dubai TTM Konusuna gelince Bu da Cumhurbaşkanı tensipleriyle olmuştur. OSB burada sadece gözetimci olarak bulundu. Pandemi ve Birleşik Arab Emirliği ile gerilimler olayın ilerleyememesine neden oldu. Bende veya yakınlarımda zenginleşme olmalı ki menfaat sağlamış olayım. Araştırın paramız artmadı hatta azaldı. Bağımsız bir denetim şaibenin yaptığı bence yanlış olan rapor doğrulduğunda kusurlu bulunduk. Kabul etmiyoruz” dedi. 

M.S. ise, “Ben 2 sene Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. OSB’ler bir elektrik alırlar ama fazlaya satamaz. OSB ‘lerde aydınlatma, personel gideri vesaire olur. Maliyet tablosunda artı varsa gelecek sezonun elektrik tüketim bedelinde indirim, zarar var ise diğer sene fiyat artışı olur. Burada bir kamu zararı oluşmaz. O nedenle suçlamayı kabul etmiyorum” diye belirtti. 

N.B. de “Görev yaptığım dönemde en ufak bir usulsüzlük yada OSB’nin zararına uğratılması olmadı. OSB’nin elektrik bedeli ile zarara uğratılması söz konusu değildir. OSB’lerin elektrik akımı yönetmeliğe göre yapılır. OSB’ler ticari kuruluş değildir. Kar zarar unsurunu gözetmez” ifadelerini kullandı. 

‘60 BİN LRA GİBİ KÜÇÜK BİR RAKAMIN İDDİANAMEYE GİRDİĞİ İÇİN ŞAŞKINIM’

O.A., “Ben OSB Bölge müdürlüğü yaptığım döneminde usulsüzlük söz konusu değildir. Milyon dolarların döndüğü OSB’de 60 bin TL gibi küçük bir rakamın iddianameye girdiği için şaşkınım. Yazılı ifademi sunacağım” açıklamasında bulundu. 

‘DUBAİ’DE 5-7 YILDIZLI OTELDE BEN Mİ KALDIM?'

A.E., “Tahir Nursacan yönetimi göreve geldiğinde A.Y. ruhsat müdürüydü, ben de altındaydım. A.Y ile alakalı çok şikayet vardı. Sonra bölge müdürü oldu. Göreve geldiklerinde 40 milyon Dolar nakit, 50 milyon Dolar da taşınmaz vardı. Bıraktıklarında 120 milyon borç ve personel borçları vardı. 2017 yılında OSB kanunu değişikliği yapıldı. Seçimlerde oy kullanabilmek için Yapı Kullanım İzin Belgesi  şartı getirildi.  Oy kullanmaya hakkı olan sanayici sayısı bin 206’dan 500’e düştü. Tahir Nursaçan ve A.Ö., A.Y.’nin odasındaydı. H.K., H.N. ve M.D. ile odaya çağrıldık. Sanayiciye belgede kolaylık istendi. Sıkıntılar arttı. A.Y. liste verdi. Sarı liste; yapı ruhsatı olmayan kendilerine oy verebilecek isimler vardı. Yeşil listede kendilerine o verecek isimler vardı. Bir de kırmızı liste vardı o da A.H. taraftarı kişiler vardı. ‘Sarı listedekilere hızlı ruhsat verin’ dedi. A.Ö., ‘çoluğun çocuğun zarar görür’ dedi. A.Y. ‘bunlar neden bitmiyor’ dedi. A.Ö. ve A.Y. mesai bitimine 5 dakika kala bizi çağırıyorlar odalarının kapısında bekletiyorlar. Ellerindeki listelere göre bize hesap sorup hakaret ediyorlar. Bize mobingler yapılmaya başlandı. Kamera kayıtları vardı ama deliller ortadan kaldırıldı. Bunlar toplantı yapmaya başladılar. Sanırım birileri içeriden belge sızdırılmış bu sefer o tarafta mobingler başladı. Müfettişler denetiminden sonra birden belgeler siliniyor. İptal edilen ruhsatlar sanayiciye de bildirilmiyor. O belgelerin tamamı arşivden götürülmüş. Ne zaman dosya sizin mahkemenize düşünce ‘biz yandıysak bunlar da yansın’ diye düşünüyorlar. Onlardan iş bize dönüyor. Şikayet edilmemesi için bana neden para teklif ettiler. Bana FETÖ’cü yaftası yapıştırmak istediler. Dubai’de 5-7 yıldızlı otelde ben mi kaldım. Adaletin tecelli edeceğine inancım var”. 

‘79 ŞİRKETE USULSÜZ BELGE İMZALANDI’

H.K., “2015’de itfaiye dair müdürü olarak işe başladım. Tahir Nursaçan, 2019’ün ikinci yarısına kadar itfaiye ve yangın güvenliği adı altına yatırım yaptı. Sanayi Bakanlığı’nın o kararı sonrası kendisi yaklaşık 80 yere kayıtsız şartsız yapı kullanma izin ruhsat belgesi verilmesini istedi. Bizim bulunmamıza gerek kalmadı ama Yönetim Kurulu Başkanı ve A.Y. ‘sizde belge verilmesi için gereken kurulda bulunun’ dedi. Bize de mantıklı geldi. Mevzuat değişikliği sonrası 79 şirkete usulsüz belge imzalandı. Geriye kalan 39 işletmenin yangın engelleme yeterliliği hiç yoktu. A.Y. benim adıma bir kaç ruhsat için imza atıyor. Önce fabrika sahipleri ricada bulunurdu sonra tacize varan eylemler geldi. Haftalık tatilde A.Ö. gelirdi taciz ederdi. Mobingler başladı. Kaç kez istifamı verdim. Eylem birliği olsaydı birileri 22 Milyon Doların zevki sefasını sürerken, biz 22 TL’ye muhtaç olmazdık. Delilleri sunam biziz, davayı başlatan biziz, ama biz de yargılanıyoruz” diye konuştu. 

A.Ö., “Savunmamı yazılı olarak detaylı olarak yaptım. Ben oradaki maaşlı çalışan biriydim. Kurul üyesi olsam ya da yönetimde olsam bile bu yapıda bir insan değilim” diye belirtti.

A.İ., “Denetim Kurulu Üyeliği yaptım. Bana atılan suçlamalar genellikle Yönetim ve Denetim Kurulu olarak alındı. Denetim Kurulundaki görevi elimizden geldiği kadar yerine getirdik. Diğer üstüme atılan suçlama ise o şirketler yönetim ve denetim kurulu kararıyla açılan şirketler. Vakıf hakkında ise ben sonradan göreve geldim Vakıftan kim neden bir çıkar almayı düşünür. Üstüme atılan suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu. 

A.Y., “Savunmamın bir kısmını yazılı olarak yaptım. Bu belgeleri sisteme A.Y. girer. Ruhsatta birçok kişinin imzası var. Yapılan işlemler sonradan son imzayı Yönetim Kurulu Üyesi ve ben atarım. Yapı denetim firmaları ile başlayan işlem en son bizim imzamızla biter o zaman oradaki herkesin yargılanması gerekir. Bakanlık tarafından yapı kullanım belgesi olmayanların oy kullanamayacağını anlayınca acele etti. ‘Sanayici mesken almak istiyor yardımcı olun’ dedik. Bölge müdürüyüm ben seçime girmiyorum. Ben yokum ki oralarda kimin hangi listede olduğunu bileyim. İhale süreçlerinde yetkim ve söz hakkım yok. Benim hiç dahlim yok. Neden hakkımda böyle bir ceza isteniyor bilmiyorum” dedi. 

H.C. savunmasını yazılı yaptı. 

M.K., “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımda soyut yada somut olarak bir suç yok. Dubai Ticaret Merkezi bir bakanlık projesidir. Ortada suç kastı yada ihlali yoktur. OSB hizmet için vardır. Biz göreve gelmeden önce başlayan bir temas söz konusu. Vakıf kuruluşu ve alınan kararlar ben göreve gelmeden öncedir. Vakıfa devir yapılmadı. Zimmet konusundaki iddialar asılsız ve mesnetsizdir. Bununla ilgili karar bakanlık raporu da vardır. Bakanlar, milletvekilleri, şehrin büyükleri tarafından yapılan programda ‘Kayserispor’a destek’ arandı. OSB olarak 200 Bin TL’ye loca kiralandı. Bakanlık müfettişi bunu ‘gereksiz harcama’ dedi biz de kendi aramızda tutarı topladık ve ödedik” diye belirtti. 

Ö.B. de, “Ben OSB’de 2015-2019 yıllarında Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Kimse şahsi menfaat sağlamak için seçilmez. Şahsi menfaat temin etmedim. Beş adet şirket ihtiyaç nedeniyle kurulmuştur. Ve bunlardan hiç bir çıkarım olmamıştır. Ben Dubai projesi başladığında yönetimde yoktum. İhaleye fesat karıştırma yoktur. Teminat mektubu alınarak OSB’nin zarar etmesinin önüne geçilmiştir” diye ifade etti. 

S.A., “Ben yazılı savunma sunacağım. Dubai ile alakalı benim görevim sonrası yapılan şeydir. Vakıf için yetki alınmıştı, kuruluşunda görev almadım. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye belirtti. 

S.S., “Ben yazılı ifademi sundum. 79 ruhsatla ilgili adım geçti. Kanun çıktıktan sonra sanayici kanun nedeniyle başvurdu. Kimin kimden oldu bilinmez. O suçlamayı da kabul etmiyorum” dedi.

Ş.A., “İfademi yazılı olarak vermek istiyorum suçlamaları kabul etmiyoruz” dedi. 

Ş.Ö. ise, “Savunmamı yazılı yapmak istiyorum. Ayrıca suçlamaları kabul etmiyorum. Vakıf kurulması hakkında OSB’ler vakıf kurabilir. Vakıf kurumunda suçlanmam doğru değildir. Kiraya verme durumu benim ayrılmam sonrasıdır ben niye yargılanıyorum bilmiyorum. Dubai durumu ile suçlanıyor olmam o bizden bir yıl sonra işlenmeye başlamıştır. GES ile ilgili ihale yapılmadı. Biz Güney Kore’den aldık getirdik sadece işçilik yaptırdık. Zarar da söz konusu değildir ki ihaleye fesat karıştırma olsun. Vakıf okulunda bir yakınım okumadı, ben lira huzur hakkı almadım. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. 

Sanıklardan sonra taraf avukatları söz aldı. Mahkeme heyeti eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!