İsmail ARSLAN

Bazı tespitler ve ikaz!

İsmail ARSLAN

Partilerin, parti yaşamları içinde mal, mülk, saygınlık ve sair, evveliyatında olmayıp, sonradan sahibi olduğu bir şeyleri olan kimler varsa, hepsini istisnasız siyaset mezarlığına gömmeden ve siyasi etik yasasını çıkarıp, uygulamadan bu millete hizmet etmeleri mümkün değildir. Aksi halde tüm millet uyanık bir azınlığa hizmete devam edecek demektir. Siyasi etik yasası şudur: Makam, mevki, konumu ile etkinlik peşinde olup, küpünü ve yandaşının küpünü dolduranları perişan eden müeyyideler. 

Devlet kadrolarında bizden olanlar hakim olsun yaklaşımı ile, kadrolaşmalarına göz yumulan ve dahası destek verilen bir cemaat yapılanmasının, devletin başına açtığı belalar ortada iken, başka cemaat yapılanmalarını aynı kafa ile, pervasızca devlete dolduran kafaların içinde beyin var mıdır acaba diye sorsam, bir abes soru olur muydu bu?

Dün fetö sızdıkça, güzel, demek mümkünmüş diye ellerini ovuşturan ve sıra bekleyen diğerlerinin yarın daha beterini yapmayacaklarının garantisi nedir?

Din ile para, makam, güç devşirenlerin alayı haindir desem abarttın mı dersiniz? 

Tek bir ölçüt var olmalı değil midir?

Liyakat.

İnsan, bazen sıyrılıp kendinden, kendine, kendini üçüncü bir göz ile izleme imkanı vermeli.

Aksi halde beğenmediğini kınarken, kınanası bir mahluka dönüştüğünü başka türlü fark etmesi mümkün olmayabilir. 

Örnek mi?

Beğenmiyor bir şeyi. Hoşnutsuzluğunu ifade ederken, öyle saçma sapan bir karakter sergiliyor ki, tenkidinde, tenkit edilesiliğini fark edemiyor.

Kişinin kendini bu kadar ucuzlatmaya, onu beğenenlerin beğenisi adına, hakkı yoktur!

İdam idam diye slogan atanlara ithafen:

İdam ile eski pislikleri temizlediniz, iyi hoş da, yeni vukuatlara dair tedbiriniz nedir diye sorsalar, e idam işte caydırıcı olur diyenler yanılıyorlar. Daha bir sinsileşir suçlular o kadar.

Suç yollarına parke döşeyen devletlerde ceza, suçluyu daha da sinsi olmaya teşvik eder, o kadar.

Yandaş sever, adam seçer, ona buna ayar verir, hüküm vermeye bayılır, ırkdaşlık, ideolojik paydaşlık, klan, kabile, memleket mavraları ile gönlü beyni uyuşmuş, tanrısının sırtına binip, dünyası için onu dehleyen, gözünü kan ve kin bürümüş, vırt zırt ile kafayı sıyırmış, sevimsiz, sürekli şüpheci, güvensiz, saldırgan, zora gelince sıvışan kimi gördü isem, hepsinin ortak özelliği yaşamayı becerememenin sıkıntısından sıkıntı çıkarmaya programlı olmalarıdır.

Yazarın Diğer Yazıları