• Haberler
  • Gündem
  • Derealizasyon: Gerçeklik hissinin kaybolduğu psikolojik durum

Derealizasyon: Gerçeklik hissinin kaybolduğu psikolojik durum

Derealizasyon, kişinin gerçek dünyanın dışına çıkıp kendi benliğinden ve çevresinden uzaklaştığı ya da koptuğu dissosiyatif bir bozukluktur. Bu bozukluk aynı zamanda duyarsızlaşma şeklinde de ifade edilir.

Derealizasyon, dış dünyanın algılanmasında değişikliğin yaşandığı, kişiye çevresinin gerçek dışı veya farklı gerçeklik hissinin değişmesi durumudur. Dış dünyanın algılanmasında garip veya gerçek dışı yani sahteymiş gibi görünür. Genellikle şiddetli stres, bilhassa çocukluk döneminde istismara uğrama gibi travmaların bir sonucu ortaya çıkar. Kişi sisin içindeymiş gibi ya da bir rüya içerisindeymiş gibi hisseder. Duyarsızlaşma olarak da tanımlanan bu derealizasyonda kişinin etrafında olan olaylardan kopuk, uzak ve bulanıklık hakimdir. Gerçeklik duygusunun kaybı ya da algının bozulması demek olan ve bir tür psikolojik rahatsızlık olan derealizasyon, kişinin kendi bedenine ve zihinsel süreçlerine yabancılaşması anlamına gelir.


Hem kendisinden hem de çevresinden kopan birey, çevresindeki insan ve nesneleri gerçek dışı algılar. Bu algı bozukluğu, kişinin gerçek dünyadan uzaklaşmasına neden olur. Bazı bireylerde uzun süre devam eden derealizasyon bozukluğu, bazı kişilerde ise geçici bir süreç olarak yaşanabilir. Zaman zaman geçici bir deneyim olarak yaşanabilirken bazı insanlarda sürekli bir hal alabilen derealizasyon bozukluğu, bireylerin sosyal ve duygusal yaşamlarını olumsuz bir şekilde etkileyerek kendilerini izole ve çevrelerine karşı duyarsız hissetmelerine sebebiyet verir. İnsan ruhunun bir hali olarak açıklanan bu hastalığa sahip kişiler, günlük olayları dahi farklı açılardan görüp yaşarlar. Derealizasyon bozukluğu, duygusal ve psikolojik etkilerle birlikte uyuşukluk ve baş dönmesi gibi fiziksel etkilere de sahiptir.

‘DEPERSONALİZASYON VE DEREALİZASYON FARKI NEDİR’

Derealizasyon, kişinin çevresindeki gerçeklik algısından kopma hissi iken depersonalizasyon ise bireylerin kendisini dışarıdan gözlemci gibi izlemesi olarak ifade edilebilir. Bireyler, düşünce ve davranışları üzerinde kontrolsüz hisseder. Bu hastalığı yaşayan kişiler ise, çevrelerindeki dünyayı gerçek dışı ve rüyada gibi izler. Disosyatif bozukluk çeşitleri arasında yer alan bu hastalıkların kronikleşme olasılığı bulunur. Bireylere takıntılı düşüncelere sahip olup bunlara kendi kendilerine yanıt verme eğiliminde olabilir. Bazen bu durumu yaşayan kişilerde de depersonalizasyon rahatsızlığı da ortaya çıkabilir.  

‘DEREALİZASYON NEDENLERİ NELERDİR’
Derealizasyon, genellikle şiddetli stres veya travma gibi birbirinden farklı psikolojik koşullara bağlı olarak meydana gelebilir. Genetik olabileceği gibi çocukluk deneyimleri, anksiyete bozuklukları, ilaç ve madde kullanımı gibi durumlar da bu hastalığı yaratabilir. Sıklıkla genç yaşta görülebilen bu hastalık, günlük yaşamın yoğun stresinden dolayı ortaya çıkabilir. Kişinin kendini gerçek dışı hissetmesine neden olur.

Derealizasyon bozukluğunun sebepleri arasında; Fiziksel ya da cinsel istismar, beyindeki serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmiterlerin dengesizliği, aile içi şiddet, akıl hastalığı olan ebeveynler ya da aile üyeleri, travma sonrası stres bozukluğu, sevilen birinin ani kaybı, uyuşturucu maddeler ya da psikoaktif ilaç kullanımı olabilir.

‘DEREALİZASYON BELİRTİLERİ NELERDİR’

Derealizasyon belirtileri, kişinin durumuna ve hastalığın şiddetine göre farklılık gösterebilir. Kendine yabancılaşma hissi, gerçeklik duygusunun bozulması, zamanın durması, hızlanması ve yavaşlaması sorunları, vücutta karıncalanma ve duyusal kesinlikte azalma gibi durumlar derealizasyon belirtileridir.Genellikle strese bağlı ortaya çıkan derealizasyon, yoğun stres dönemlerinde ve yaşanan herhangi bir travma sonrasında kısa ya da uzun vadeli ataklar şeklinde görülebilir. Aynı zamanda derealizasyon depresyon, panik atak veya kaygı bozukluğu gibi farklı psikolojik sorunları da beraberinde getiren bir hastalıktır.

Derealizasyon bozukluğu genel olarak şu belirtileri içerir: Zaman algısında sorunlar yaşamak, kendi bedeninden kopuş hissi, kendine ve çevresine zarar verme düşüncesi, insanlar ile çevre ve dünya arasında duvar olduğu hissi, çevresindeki insan ve nesneleri puslu, bulanık, karikatürize ve yapay gibi görmek ya da deneyimlemek, sesleri bozuk yumuşak ya da aşırı yüksek duymak, bireylerin kontrolünü kaybetme hissi, duygusal olarak uyuşukluk, üzgün ve endişeli ruh hali

‘DEREALİZASYON KİMLERDE GÖRÜLÜR’

Derealizasyon, ortalama 16 ile 25 yaş arasında yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Geç çocukluk ve erken yetişkinlik döneminde başlayarak bazı test ve seanslar sonucunda teşhis edilebilir. Depresyon ve travma gibi çeşitli psikolojik sorunlar ile bağlantılı olabilir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğu olan bireylerde ise kronik bir hale dönüşebilir.Derealizasyon, çocukluklarını aşırı yalnız, ihmal, uyaran eksikliği ya da ebeveynlerin stresli olduğu bir ortamda geçiren kişilerde de görülebilir. Güvensiz, kaygılı, belirsiz, rencide, kavga ve gürültülü ailelerin çocukları da derealizasyon bozukluğunu yaşayabilir. Bu çocuklar, şiddet ve istismar yaşayan insanlar, kendilerini bu ortamdan uzaklaştırarak savunma geliştirebilir. Doğal afet, savaş ve ani ölüm gibi tehlikeler ile karşı karşıya kalanlar da hastalığa eğilimli olabilir.

‘DEREALİZASYON NASIL TEDAVİ EDİLİR’

Derealizasyon tanısının alanında uzman doktorlar tarafından konulması gerekir. Öncelikle, fiziksel nedenler araştırılır. Sonrasında ise, EEG ve MRI X-Işını gibi yöntemler ile vücuttaki toksik kimyasallara bakılıp görüntüleme testleri gerçekleştirilir. Uzmanlar psikiyatrik değerlendirme, fiziksel muayene ve tedavi geçmişi incelemesi teşhis yolları ile bireylerin düşünce süreçlerini öğrenir. Kişilerin algısını daha iyi anlamak için detaylı bir değerlendirme yaparak doğru tedavi yöntemini seçip uygular. Bu hastalığın tedavileri arasında psikoterapi başrol tedavi yöntemidir.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!